1 MAYIS,
TÜM EMEKÇİ YOLDAŞLARA SELAM OLSUN...
1 Mayıs Türkiye de ilk kez 1923 yılında kutlanmış, 1935 yılında ise 1 Mayıs’a ‘Bahar Bayramı‘ adı verilmiş ve tatil günü ilan edilmiştir. Bilindiği gibi 1 Mayıs 1977 günü tarihimize ‘Kanlı 1 Mayıs‘ olarak geçmiş ve Taksim meydanında yaşanılan bu acı dolu kanlı günün ne yazık ki failleri ve ardında olanlar bir türlü aydınlığa kavuşamamıştır. 1 Mayıs 1977, tarihimizin en büyük Emek mücadelesi ve Direnişidir. İşçi Sendikalarının ve Halkın Taksim Meydanından vazgeçmemelerinin asıl nedeni de budur.
Taksim, İşçi Sendikaları ve işçiler için ayrı ve özel bir anlam ifade eder. Taksim işçi sınıfının gözünde sembolleşmiştir. Sendikalar ve işçiler 1 Mayıs 1977 günü hayatlarını kaybeden 34 canımızı anmak ve faillerinin bulunmasını haykırmak için Taksim'de ısrarcıdır. Ancak bu meşru istek adı, ‘ADALET‘ olan fakat ‘Alaca Karanlık Partisi’ne‘ dönüşenler tarafından kabul görmemektedir.! Çünkü Adalet ve Demokrasi, varsa yoksa kendi ‘Diktatöryal‘ anlayışları içerisinde geçerli olabilir. Anayasamızın 34. maddesinde herkesin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu açıkça belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlamalarına açılması için yapılan başvuruyu kabul etmedi. Gerekçe olarak iç hukuk yollarının tükenmemiş olmasını gösterdi.! Karar oy birliği ile alındı. Oysa ki AİHM’in verdiği kararda Taksim Meydanı’nın gösterilere kapatılamayacağı bildirilmişti.!
1 Mayıs Türkiye de ilk kez 1923 yılında kutlanmış, 1935 yılında ise 1 Mayıs’a ‘Bahar Bayramı‘ adı verilmiş ve tatil günü ilan edilmiştir. Bilindiği gibi 1 Mayıs 1977 günü tarihimize ‘Kanlı 1 Mayıs‘ olarak geçmiş ve Taksim meydanında yaşanılan bu acı dolu kanlı günün ne yazık ki failleri ve ardında olanlar bir türlü aydınlığa kavuşamamıştır. 1 Mayıs 1977, tarihimizin en büyük Emek mücadelesi ve Direnişidir. İşçi Sendikalarının ve Halkın Taksim Meydanından vazgeçmemelerinin asıl nedeni de budur.
Taksim, İşçi Sendikaları ve işçiler için ayrı ve özel bir anlam ifade eder. Taksim işçi sınıfının gözünde sembolleşmiştir. Sendikalar ve işçiler 1 Mayıs 1977 günü hayatlarını kaybeden 34 canımızı anmak ve faillerinin bulunmasını haykırmak için Taksim'de ısrarcıdır. Ancak bu meşru istek adı, ‘ADALET‘ olan fakat ‘Alaca Karanlık Partisi’ne‘ dönüşenler tarafından kabul görmemektedir.! Çünkü Adalet ve Demokrasi, varsa yoksa kendi ‘Diktatöryal‘ anlayışları içerisinde geçerli olabilir. Anayasamızın 34. maddesinde herkesin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu açıkça belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlamalarına açılması için yapılan başvuruyu kabul etmedi. Gerekçe olarak iç hukuk yollarının tükenmemiş olmasını gösterdi.! Karar oy birliği ile alındı. Oysa ki AİHM’in verdiği kararda Taksim Meydanı’nın gösterilere kapatılamayacağı bildirilmişti.!
Taksim daha günler öncesinden ablukaya alınmaya başlandı. Şehirde şimdiden ‘Sıkıyönetim‘ ilan edildi.! Demir bariyer kafesler 1 Mayıs’ın günler öncesinde Taksim Meydanını getirildi. On binlerce polisin izinleri iptal edilirken, diğer illerden de polis takviyesi yapılacağı belirtildi. Çok ‘Mutlu‘ olan Sn.Vali Taksim Meydanı yerine, Yenikapı’yı ‘ABA‘ altından gösterdi. Vatandaşın hak ve özgürlükleri ciddi şekilde tehlikeye düşecektir, sembolik çelenk konulabilir açıklamasında bulundu. Anlaşılan bu yıl da İşçi ve Sendikalara Taksim için geçit yok.! Polis kendi başına Taksim’e çıkış yapacak ve belki de iki halay çekecek..!
Latife etmeyi bir yana bırakırsak, İşçiler ve Sendikalar bu meşru davalarından asla dönmeyecek ve Taksim’e ne olursa olsun çıkmaya çalışacak. Polis ise aldığı emir doğrultusunda işçilerin üzerine Böcek ilacı (Sheltox) sıkar gibi, biber gazını ve suyu ve hatta belki de plastik mermi sıkacak... Hiçbir vicdan azabı, ya da utanç duymayacak... Ve bunları yaparken, maaşlarını bu işçilerin vergileri sayesinde aldıklarını unutacak… Emri verenler, yine kendi halkına ‘Savaş‘ ilan edenler olacak… Bunların hiç birinin olmaması tüm dileğimiz...
Ne yazık ki, Ülkemizde emek hırsızları, yolsuzlar ve arsızlar baş tacı edilir oldu. Devir onların devri… ‘Lale Devri‘ onlar için var… Ama Lale Devri’nin de bir sonu var... Unutulmamalı..!!
1 Mayıs işsizlik, iş kazaları, çocuk işçiler, çalışma saatleri, çalışma koşulları ve taşeronlaşmanın önleminin alınıp tartışılıp konuşulması gereken bir gün. Ve adı üzerinde ‘Bayram’… İnsanların bayramlarını kutlama hakkı var..
Bizler ekmeğini bölüp, paylaşanlardanız. Söz konusu emek, iş ve ekmek mücadelesi olduğu zaman durmamız ve olmamız gereken yer bellidir. (Sermaye Ancak Emeğin Meyvesi Olabilir )…!
Birlik ve Dayanışma inancıyla, Emek ve Özgürlük Mücadelesinde 1 Mayıs İşçi Bayramını Kutlarım. 1 Mayıs 1977 de kaybettiğimiz 34 canımızı rahmetle anıyorum. Işıklar içinde uyusunlar.
Ey Benim Sol Yanım; Umudum, Ekmeğim, Aşım Senin Yanındayım Yoldaşım. Bu Kavga Bizim, Bu Kavga Hepimizin.!
https://twitter.com/ceydaknay
https://www.facebook.com/ceymin