15 TEMMUZ DERSLERİ

15 TEMMUZ DERSLERİ

Önce tespitlerimi, sonra almamız gereken dersleri sıralayım. Tespitlerim şöyle:

a) 15 Temmuz 2016’daki eylem, arkasında ABD’nin olduğu FETÖ darbe girişimidir. YAŞ’ta FETÖ’cülerin tasfiye edileceği haberi, Ege Ordusu’ndaki FETÖ’cülere yönelik soruşturma darbe olabileceğini düşündürtüyordu. Bu sebeplerle orduda önemli ölçüde tasfiye olacağını anlayan FETÖ’ye darbende başka seçenek kalmıyordu.

2) “Gündüz darbe mi olur!” diyenler ezbere (teoriye) değil öncesindeki yıllarda yaşananlara bakmalıdır. “Her darbe girişimi başarılı olur” diye kural yoktur. Bu hususta Talat Aydemir’in başarısız darbe girişimleri incelenebilir. Darbenin amacı, ABD’nin kendisiyle zıtlaşmaya AKP’yi indirip FETÖ’yü getirterek Suriye, PKK, Ege, Akdeniz gibi hususlarda tam itaatkar iktidarı kurmaktı. Darbe gecesi karanlıkta kalan hususların olması bu nedenlerden dolayı “tiyatro” sonucuna neden olmamalı. “Tiyatro”, “kontrollü darbe” diye düşünenler Soner Polat, Mustafa Önsel, Alican Türk, Oktay Yıldırım gibi kumpaslarla esir edilen komutanların yazdıklarını okuyabilir. İktidarın emperyalizm işbirlikçisi geçmişi, FETÖ'yü iktidar ortağı yapmış olması, FETÖ'ye karşı mücadelede tutarsız olması, darbeyi fırsatçılığa dönüştürmesi, o gece yaşanılanın  darbe olduğu gerçeğini değiştirmez. Darbe engellendiyse zaten iktidarda olana yarayacaktır. Siz, sizi devirmeye çalışılmasını gündemde tutmaz mıydınız?

3) Darbe girişiminin esas hedefi AKP değil Türkiye’dir. AKP yukarıdaki hedeflerin gerçekleşmesi için indirilecek iktidardı. AKP, vesayet rejimini geriletme söylemiyle FETÖ’nün önünü açsa da belli ölçülerde millî reflekslerle (Fırat Kalkanı, PKK açılımından dönme gibi) hareket etme eğilimi göstermeye başlayınca FETÖ sahaya sürülmüştür. Türk milleti iktidarın basiretsizliğine rağmen ordusuyla beraber darbe girişimini etkisiz kılmıştır. Dolayısıyla darbe girişimi özellikle PKK’nin hendeklere gömülmesinden beri gelişen Türk-Amerikan Savaşı’nın devamıdır.

4) Emperyalizm destekli laiklik düşmanı bir yapının yani tarikatın millete kendi inancını mermiyle, bombayla dayattığı bir girişimdir. Darbenin gerisindeki en büyük motivasyon din olduğundan laikliğin, yaşam güvencesi için bile ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. “Alnı secde görenden zarar gelmez” anlayışı yıkılmıştır.

Dersler

a) Atatürk’ün dediği gibi iç cepheyi birleştirmek asıldır. İktidar, S-400’lerle ABD ve etkiledikleri devletlerle, FETÖ, PKK vb unsurlarla kızışan Türk-Amerikan Savaşı’nın başarısı için, kutuplaştırıcı üslup yerine birleştirici siyaset izlemelidir. Muhalif kesimler de AKP’lilerin her sözünü, sırf onlardan geldiği için hemen karşı çıkmamalı, neyin ülke çıkarına olup olmadığını tespit etmeli, eksiğini, hatasını eleştirmeli, olumlu davranışında pekiştirmek için daha fazlasına zorlamalıdır.

b) Darbeyle hedeflenen amaçların (Suriye, PKK, Ege, Akdeniz) gerçekleşmemesi için Esad ile el sıkışılmalı, bölge ülkeleriyle ilişkiler sıkılaştırılmalı, Doğu Akdeniz’de MEB ilan edilmeli, Ege’deki adalarımız Yunan’a terk edilmemelidir. Askeri hiyerarşide eskisine dönülmeli ve ordu her an savaşa hazır olacak şekilde hazırlanmalıdır. Ekonomide ranttan değil üretimden yana, Atatürk’ün devletçi, halkçı modeli izlenmelidir.

c) İktidarın siyasi ayağın üzerine gitmesine zorlanmalıdır. İktidar FETÖ’nün askeri, kamu, ekonomik ayaklarına gitse de kendi içindekileri ayıklamada basiretsizdir. Bu, bir yerde kendileri açısından önemlidir. Çünkü “kamuoyuna açık verme” kaygısıyla davranarak AKP’yi çökmekten kurtarmaya çalışıyorlar. FETÖ’cülerin önemli kısmı yeni partiye gidecektir. Kalanların temizlenmesi için de zorlanması gerekir. İşte bu noktada Kanun Hükmünde Kararname ile atılan, hapse giren kişilerin hepsini “mağdur” görme anlayışından vazgeçmeli, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan gibi FETÖ tetikçiliği yapanları “suçları yok” diyerek savunmamalıdır. Muhalefet “105 bin kişi salınsın” dememelidir. Bu talep, “içeridekiler FETÖ'cü değildir” demek ve kendini yargı yerine koymaktır, yanlıştır. Hızlı, adil yargılamayı savunmalıdır. Bu yapıldığında haklı haksız ortaya çıkacaktır.

d) O kadar operasyondan sonra FETÖ’cüler bitti sanılmasın, bukalemun gibidirler. Sizden görünüp algılarınızla oynayarak dostunuza bile düşman edebilir. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışıyla karşıt kesime yönelik her haberi doğru sayılmamalı, artniyet aranmamalıdır. Tersinden de benzer anlayıştan olanların her dediği hemen kabullenilmemelidir. Araştırmalı, hangi amaçla söylenmiş olabileceği, milli birliğe yarayıp yaramadığı sorgulanmalıdır.

e) Laikliğin milli birliği sağlayan en önemli harç olduğu muhafazakar kesimlerce geçmiş dönemlere göre daha fazla kavrandı. Laiklik hususunda ayrıca şu dersleri çıkarabiliriz:

1. İnsanın aklının özgürleşmesi için cemaat ve tarikatlardan kurtulması gerektiğini daha iyi anladık. Tarikatlar, şeyhe biata neden olduğundan insanı, birey olmaktan çıkarıp müritleştiriyor. 15 Temmuz gösterdi ki insanın özgürlüğü için, dolayısıyla din ve vicdan özgürlüğü için tarikatlar tasfiye edilmelidir.

2. “Devlete saygılı tarikat” diye bir şey olamayacağını görüldü. Aksine devletin, dinsel inanç sahiplerinden saygı beklediği daha fazla anlaşılmaya başlandı. Yalnız bu nokta da iktidarı laik tavra zorladığımız gibi muhalefeti de zorlamalıyız. Muhalif kurumlar iktidarla yarışmak, oy almak, dinsizlikle yaftalanmamak adına tarikatları “devlete saygılı-saygısız” şeklinde ayırmış, örneğin İmamoğlu kameralar önünde camide ysin okumuş, imamlı belediye açılışı ve Maltepe Mitingi yapmıştır. Ana muhalefet partisi lideri “laiklik tehlikededir diyemem” demiştir.

3. Darbe, laikliğin din ve dünya işleri ayrımı olduğunu bir kez daha gösterdi. Toplumsal yaşama dinin müdahale etmemesinin sağlanması kadar inanç gruplarının devlet içinde örgütlenmesine de izin verilmemelidir. Ordunun, emniyetin tepelerine kadar yükselenler en sonunda halkına silah doğrultacak kadar inançlarının esiri olabilmiştir.

4. Laikliği savunanlar, laikliğin önüne “devlete saygılı tarikat”, “özgürlükçü” diye sıfatlar getirmemeleri gerektiğini anlamalıdır. Amerikancı 15 Temmuz darbesi Gülen cemaatinin iktidarı almaya çalışması yönüyle bunu kanıtlamıştır. Güçlenen tarikatın, devlete de millete de saygılı olmadığı darbe girişimiyle net olarak anlaşıldı.

5. Demokrasinin sağlanması için laiklik önemlidir. Demokrasi Atatürk’ün deyimiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin “şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi” olmamasıdır. Ortaçağ kurumlarını tasfiye etmeden demokratik düzen kurulamaz. Demokratik düzen için ortaçağ artığı bu yapıların tasfiyesi kaçınılmazdır. Bu yapıların üzerine gitmek için de laiklik gerekiyor.

6. Birbirine düşman iki farklı insan tipi yerine tasada, kıvançta ortaklaşmış hoşgörülü insan tipi için laiklik gereklidir. Eğitimde bütünlük yok edilerek farklı zihniyette iki insan yetiştirilmesine neden olunmaktadır. Gayrimilli müfredat ve ders kitaplarından dönülmesine çaba sarfedilmelidir. Bu noktada geçen 1,5 yıl içinde muhalif sendika, dernek ve partilerin pek de bir şey yaptığı söylenemez. İktidara “tarikatlarla mücadele için cumhuriyet, laiklik, insan ve kadın onuruna aykırı müfredatı ve ders kitaplarını gözden geçir” baskısı yapılmalıdır.

NOT: Eğitimdeki laiklik karşıtı gayrimilli hususlar, laikliği savunanların hatalı yaklaşımları ve çözüme dair “Laikliği Doğru Anlamak” ve “Gayrimilli Eğitim” kitaplarım incelenebilir.

Tarihçi-Yazar Mustafa Solak

https://twitter.com/karahuseyinler