ACAİP YAZILAR
20 gün dayandılar bir soru ile dağıldılar
Herkes nefesini tuttu açıklamaları bekliyordu.
Bu yazıyı yazarken kiminle konuşsam “saati belli mi yayının” diye soruyordu.
Erken olacağı tahmin ediliyor.
Bu nedenle birçok kişinin saat kurup kalkacağını ve yayını anında izleyeceğini sanıyorum.
Bu arada Peker’in Youtube kanalına mahkeme kararıyla engelleme getirildiği haberleri yayınlandı.
Ancak saat 15.00 itibarıyla Peker’in kanalına ulaşılabiliyordu.
Vatandaş nasıl merak ediyorsa iktidar ve çevresi de büyük merak içinde.
Şu sıralar Ankara çok karışık.
Sadece Ankara değil, ülkenin birçok yerinde AKP’ye çalışanlar, AKP’nin baskı altında tuttuğu her tür bürokrat ve memurlar, kimi gazeteciler, sanatçılar da panik halinde.
Bir dostum dün öğle saatlerinde sarayla yakın ilişkisi olan bir dostum “İnanamazsın telaşı, herkes kendi şeyini kurtarma telaşına kapıldı” dedi.
Bu zaten çok belli.
Çünkü Sedat Peker’in ilk konuşmasını yaptığı 2 Mayıs’tan bu yana derin bir sessizlik içinde saray iktidarı ve çevresi.
Ortada sadece İçişleri Bakanı Soylu var, o da kendisini savunmak isterken çamura iyice battı.
Saraydaki danışmanlar da hiç konuşmamışlardı, ne yapacaklarını bilemiyorlardı besbelli.
Ama cuma günü beklenmedik bir şey oldu.
Çok uzun süredir ilk kez bir gazeteci AKP’li siyasetçilere soru sordu.
Bu soru önce o toplantıdaki bakanları, sonra saray iktidarını darmadağın etti.
Tam 20 gündür susarak kendilerini savunduklarını zannedenler bir anda dengelerini yitirdiler.
Küfürler, hakaretler, suçlamalar ardı ardına patladı.
O muhabir hemen görevden alındı, yetmedi hakkında alelacele bir terör soruşturması başlatıldı.
Suç soru sormaktı.
AKP alışık değil tabii soruya.
İşte gazeteci, hem de Anadolu Ajansı muhabiri soruvermiş soruyu; “Neden Soylu ile ilgili hiçbir şey söylenmiyor, Türkiye’de narkobürokrasi mi var, kabinede kimse Soylu’yu eleştirmedi mi?”
Bu kadar basit sorular.
Ama diyorum ya soru sorulmasına alışık değil iktidar.
Öyle ya da böyle gerçeğin asla ortaya çıkmasını istemiyorlar.
Zaten görmüyor musunuz, Peker’in konuşmalarına yönelik tek kelime edemeyenler “Neden konuştu, arkasında kim var, bundan çıkarı ne?” sorularına yöneltiyorlar milleti.
Ne yazık ki muhalefetin bir kesimi de buna alet oluyor.
Benim hoşuma gidense ne biliyor musunuz?
Kendilerinden olan Peker konuştu saray balyoz yemiş gibi oldu, toparlanıp nasıl ayağa kalkacağını düşünürken yine kendilerinden bir gazetecinin sorusu ile darmadağın oldular.
Allah’ın sopası yok.
BUNU YAZMAK GEREK
Aracı gazetecilerin evi aranmış ama kimse inanmıyor ki
Süleyman Soylu’nun “Artık konuşmasın” mesajını Sedat Peker’e iletirken deşifre olan Hadi ve Süleyman Özışık kardeşlerin oturdukları evleri polis basmış arama yapmış.
Bilgisayarlara ve telefonlara el konulduğu gibi evlerden pek çok da belge alınmış.
Sanıyorum iki kardeşin “organize suç örgütleriyle ilgili bağlantıları” olduğu varsayılıyor.
Ancak durumun kamuoyundaki algısı çok farklı.
Dün sosyal medyadaki yorumların büyük çoğunluğu “Süleyman Soylu delilleri yok etmek için yapıyor bunu” şeklindeydi.
Hakkında inanılmaz suçlamalar bulunan İçişleri Bakanı kendi polisine kendini soruşturtuyor.
Kargalar güler mi buna?
Gülmez tabii.
KOMİK
Akla ziyan bilgiler
Filin zıplayamayan tek memeli olduğunu bilmek önemli midir?
Ne bileyim, kimine göre önemlidir belki de.
Önemli olmasa bile ilginçtir, topluluk içindeysek konuşacak konu bulmuş oluruz yalnız başımıza isek düşündürür muhtemelen
Örneğin “Balın asla bozulmayan gıda maddesi olduğunu bilmek” önemli değil midir?
Düşünsenize nükleer savaş çıkmış, yıllarca sığınakta kalmışsınız, radyasyonun etkisi geçince çıkıyorsunuz dışarı, harap olmuş bir marketteki tüm yiyecekler ya yok olmuş ya da radyasyona maruz kalmış, ama bir tek bal kavanozları işinize yarıyor, fena mı bunu bilmek?
Şimdi size bir liste sunacağım.
Kimbilir kaç kere yayınlanmıştır orası başka.
Hatta değişik gazetelerdeyken benim köşemde bile yayınlanmış olabilir.
Okuduğumuzda “Aaa ne kadar da ilginç” deriz ama kısa sürede unuturuz.
İşte zaten bu nedenle “akla ziyan bilgiler” dedim başlığına.
Haydi gelin şu akla ziyan bilgilerden bir demeti hep birlikte okuyalım;
-Fareler kusamaz.
-Bir yılan 3 yıl uyuyabilir.
-Bal bozulmayan tek gıdadır.
-Zürafalar yüzemez.
-Yılanlar duyamaz.
-Karıncalar uyuyamaz.
-Kirpiler suda batmaz.
-Kutup ayıları solaktır.
-Sineklerin 5 tane gözü vardır.
-Yunuslar bir gözü açık uyurlar.
-Develerin 3 tane kaşı vardır.
-Fil zıplayamayan tek memelidir.
-Sığırların 4 tane midesi vardır.
-Kangurular geri geri yürüyemezler.
-Atlar 1 ay kadar ayakta kalabilirler.
-2600 kadar kurbağa cinsi var.
-Yetişkin bir ayı at kadar hızlı koşabilir.
-Sadece domuzlar güneşten yanabilir.
-Sadece dişi sivrisinekler ısırır.
-Bir insanın su ve yemek olmadan yaşayabildiği en uzun süre 18 gündür.
-Karınca kendi ağırlığının 10 katını taşıyabilir.
-Paraguay dünyanın en yağışlı bölgesidir. Bölgede yağmur neredeyse ara vermez.
-Dünyada 2000’e yakın halk ve 3000’e yakın dil var
-Ortalama bir buzdağı 20.000.000 ton gelir.
-Hapşırdığımız zaman kalbimizde dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımız bir an için durur.
-Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır.
-Kadınlar erkeklere oranla iki kat daha fazla göz kırparlar.
-Sarışınların esmerlere göre daha fazla saçı vardır.
-Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler.
-İnsan yılda en az 1460 rüya görür.
-İçtiğimiz su, 3 milyar yaşındadır.
-Karınca iki hafta su altında yaşayabilir.
-Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır.
-Dünyada insanlardan daha çok tavuk var.
-Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
-İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.
-Hiçbir kağıt 7 defadan fazla 2’ye katlanamaz.
-Türkiye’de Mehmet adında 1 milyon 229 kişi var.
-Günde hiçdurmadan 24 saat sayı saysanız, 1 trilyona ulaşmanız 32 yıl alır.
-Vücudumuzdaki tüm damarları uçuca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder.
-Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır.
-13 rakamının uğursuz olarak bilinmesi nedeniyle ABD’de birçok otelde 13. katta oda bulunmaz.
-Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmaz, sizi gizler. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamalarını engeller.
-Coca-Cola’nın orijinal rengi yeşildir.
-Uranüs çıplak gözle görülen bir gezegendir.
-Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur.
-Kurşun geçirmez yeleği, yangın çıkışını, cam sileceğini ve lazer yazıcıyı kadınlar icat etmiştir.
ÇOK GÜLDÜM
Yıldırım Tuna’dan dört fıkramız var
ŞU SİYASET İŞLERİ
İki önemli siyasetçi baş başa gündemi konuşmak için gittikleri restoranda yemeğe başladıktan bir süre sonra garsonu çağırıp “Bu ne biçim köfte?” diye sormuşlar sinirle, “İlk ikisini yedik, üçüncüsünü kesemiyoruz bile!..” Garson “Kesememeniz normal efendim” demiş, “O mikrofon da!..”
Çam sakızı çoban armağanı
Çocukluğumu geçirdiğim köyde yaşlılığımı geçirmek için yeni yaptırdığım eve “Köyümüze hoş geldiniz” diyerek elinde kutu bir adam geldi, teşekkür ettikten sonra bana uzattığı kutuya bakarak “Bu ne?” diye sordum,
“Efendim çam sakızı, çoban armağanı bir şeyler getirdik işte” dedi.
Kutuyu alıp “Zahmet ettiniz” dedikten sonra içine baktığımda “Aa? İçinde gerçekten çam sakızı var” diye şaşkınlığımı dile getirdim.
“Söyledik ya..” dedi sinirlenerek, “Ben de çobanım zaten..!”
İŞ KAZASI
Adam rakı fabrikasında çalışırken rakı havuzuna düşmüş ve ölmüş.. Fabrika arkadaşları taziye için evine gitmişler, adamın eşi perişan, “ Ah kocam, vah kocam “ diye ağlıyor, “ Kim bilir ne acı çekmiştir.. “ deyince iş arkadaşlarından biri “ Yok yenge, ben yanındaydım.. Pek acı çektiğini sanmıyorum..” demiş, “ İki kere yüzeye çıktı, beyaz peynir istedi..!” (Alıntı)
NE KADAR ZAYIF ki?
İki kadın sohbet ederlerken “ Millet karantinalı günlerde evde şişerken kocam acayip zayıfladı ..” demiş biri,
“Hadi ya?” demiş diğeri, “Ne kadar kilo verdi ki?”
Diğeri cevaplamış; “Kolunda pervaneli uçak dövmesi vardı ya… Görenler onu eşek arısı zannediyor!”
ASLAN TERBİYECISİ…
Adamın biri sirkteki boş aslan terbiyeci kadrosu için müracaat etmiş, sirk sahibi kendisine
“Tecrübeniz var mı ?..” diye sorunca,
“Evet..” demiş adam,
“Babam, dünyaca ünlü bir aslan terbiyecisi idi.. Bildiği her şeyi bana öğretti..”
“Gerçekten mi?” yanan bir çemberden atlatmasını öğretti mi?..”
“Evet öğretti..” “6 aslanı üst üste bindirerek piramit yapmasını?..”
“Tabii..”
“Pekii, başını aslanın ağzının içine sokmasını?.. “Hayır efendim, öğretmedi.. Ama sadece bir kere ben kendim yaptım..”
“Neden bir kere? Neden kendiniz?”
“Babama son bir kere daha bakmak için”
https://twitter.com/can_atakli_