23 NİSAN YERİNE KUT’ÜL AMMARE!..
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı iptal ettiler...
Hem de Bizzat TBMM Başkanı’nın ağzından!.. Gerekçe de pek masum, pek inandırıcı, pek vicdanlıydı görünüşte:
-Terör ve şehitlerimiz!..
Sanki 23 Nisan resepsiyonunda TBMM çatısı altında zil takıp oynanacak, göbek atılacaktı!.. Ben de oturdum, en büyük terör olaylarının yaşandığı, çok sayıda şehit verdiğimiz, canlı bombaların yüzlerce kişiyi katlettiği günlerde bu muhteremlerin hangi düğünlerde, hangi açılışlarda boy gösterdiğini yazdım... “Tık” bile çıkmadı!..
Ne denli cingöz olduklarını yüzlerce konuda gösteren AKP takımının son olarak 23 Nisan’ın yerine Osmanlı’nın Kut’ül Ammare’de kazandığı zaferi kutlamak için okullar dahil bir çok devlet kurumuna talimat gönderdiği ortaya çıktı!. Hem de Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in imzasıyla...
Türk Kurtuluş Savaşı’nın kutsal mabedi olan Meclis’in kuruluşunun yıldönümünü iptal eden kafa, Osmanlı’nın İngilizlere karşı önemli bir başarı kazandığı muharebe için kutlama talimatı veriyor!.. O Meclis ki, 20 Mart 1920’de İngiliz baskınıyla kapatılan İstanbul’daki Meclis-i Mebusan’ın yerine oradan ve yurdun dört bir yanından gelen vekillerle 23 Nisan 1920’de açılmış ve bağımsızlık savaşı sonuna dek oradan idare edilmişti!..
Bir iddiaya göre, AKP’nin Sakallı Nurettin Paşa’ya olan sevdası nedeniyle böyle bir kutlama icat edildi!.. Kim bu Nurettin Paşa?. Atatürk’ün en ateşli karşıtlarından biri, bir şeriatçı ... Ancak şayet Kut’ül Ammare’yi bu zata yamamak istiyorlarsa ya tarih bilgilerinin sıfır olması gerekir ya da tarihi ters yüz etmeye yönelik bir kötü niyet var demektir...
-İkisi de birbirinden beter!..
Kut’ül Ammare büyük bir zafer fakat...
Önce, nedir aniden önümüze çıkarılan bu muharebe, ona bakalım...
Kut’ül Ammare, Bağdat’ın güneyinde, 6500 civarında kişinin yaşadığı bir kasabaydı... General Charles Townshend komutasındaki İngiliz(Hint) Tümeni Bağdat’a ilerlemeye çalışırken 23 Kasım 1915’te Selman-ı Pak Muharebesini kazanamayarak geri çekildi ve Kut kasabasına sığınmak zorunda kaldı.
Yeni Kurulan Osmanlı 6. Ordusu’nun komutanlığına atanan Mareşal Von Der Goltz’un emriyle Irak ve havalisi komutanı Albay(Miralay) Sakallı Nurettin Bey’in kuvvetleri 27 Aralık 1915’te Kut kasabasını kuşattı. Böylece 29 Nisan 1916’ya kadar sürecek Kut Kuşatması başlamış oldu...
İngilizler Kut’u kurtarmak için bir kaç kez General Aylmer ve General Gorringe
komutasında hücuma geçtiyse de başaramayarak geri çekildi. İşte bu çatışmalardan 16 Ocak 1916’da Şeyh Saad muharebesinde geri çekilme emri veren 9. Kolordu Komutanı Sakallı Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa’nın kendisinden bir yaş küçük amcası Mirliva Halil Paşa getirildi!..
Yani daha sonra paşalığa yükselecek Sakallı Nurettin’in Kut’ül Amare kuşatmasındaki varlığı yalnızca 19 gün sürmüştü!.. Bu tarihten 3 ay sonra 19 Nisan 1916’da Mareşal Von Goltz Bağdat’taki karargahında tifüsten ölünce yerine Halil Paşa getirildi. Yalnızca 10 gün sonra 29 Nisan 1916’da ise General Townshend, diğer 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er Kut’da yaşanan açlık nedeniyle Osmanlı kuvvetlerine teslim oldu. Halil Paşa 6. Ordu’ya yayınladığı mesajda şöyle demişti:
-Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.
İngiliz Tarihçisi James Morris, Kut’un kaybını şu sözlerle değerlendirdi:
-Britanya askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi yaşamıştır!..
Nutuk’ta Sakallı Nurettin
Görüyorsunuz, şeriatçı takımın yere göğe koyamadığı Nurettin Paşa’nın Kut Muharebesi’nde pek esamisi okunmuyor!..
Peki, ünü nerden geliyor?. Öncelikle Atatürk karşıtlığından, sonra dillere destan gaddarlığından!.. Büyük Devrimci, Nutuk’ta bu şahıstan söz eder. Kut’ül Ammare’de beceriksiz yönetimi nedeniyle çok ağır kayıplar verdiğini bu nedenle görevinden alındığını anlatır. Sakallı Nurettin’in “Kut’ül Ammare’yi kuşatan Nurettin Paşa. Bu sıfatı kimse benden alamaz ya!” diye kart bile bastırdığını söyleyen Mustafa Kemal, şöyle der:
-Evet, Kut’ül Ammare kuşatıcılığını kimse ondan alamaz ama böyle bir sıfatı ona veren de olmamıştır! Hak etmediği halde her başarıyı kendine mal etmesi ahlaki bir tavır olarak görülemez!
Ama Mustafa Kemal’in en ağır suçlaması “Kurtuluş Savaşı’ndan kaçtığı” yolundaki sözleridir. Sakallı Nurettin’in kendisine önerilen Konya Valiliği ve Yunan Cephesinin güneyindeki bölgenin komutanlığı önerisini “pasif” diye reddettiğini belirten Atatürk, aslında cephedeki olumsuz durum nedeniyle kaçtığı görüşündedir!..
İşte gerici takımın pek sevdalandığı kişi bu! Peki şimdi ne olacak?. Şu olacak: İktidar ve kuyrukçuları başta Sakallı Nurettin, istedikleri neyse onu kutlayacak; arada düğün, açılış filan varsa onları eda edecek... Bu ülkenin, artık Mars’ta mı, Satürn’de mi yaşadığına emin olamadığım, konuşmayan, duymayan, görmeyen ahalisi dışındaki halk aynı şeyi yapacak:
-23 Nisan’ı büyük bir coşku ve gururla kutlayacak!..