AKLIMIZIN BİR KÖŞESİNE YAZACAKLARIMIZIN KISA BİR LİSTESİ!

AKLIMIZIN BİR KÖŞESİNE YAZACAKLARIMIZIN KISA BİR LİSTESİ!

Bu yazıda sıralayacaklarımı aklınızın bir köşesine mi yazarsınız? Gün gelir lazım olur diyerek kıyıda köşe de mi saklarsınız? Yok, canım deyip kaldırıp bir köşeye mi atarsınız? Önemli bir konu, üzerinde konuşmaya ve düşünmeye değer diyerek konuşayım böylece köşeyi dönerim mi dersiniz? Ciğerinizin köşesi olanlarla mı paylaşırsınız? Konuya ilgi duyarsam yarın bir gün köşe bucak kaçmam gerekir deyip boş mu verirsiniz? Ya da bana dünyanın kaç köşe olduğunu gösterirlerse diye baştan vaz mı geçer, sonunda da köşe bucak kaçmamak için baştan silip atar mısınız? Bilemem…

Bildiğim ben size köşemi açtım, köşemden seslenmeye çalıştım, herkesin baktığı, kimsenin görmediği, kıyıda köşede kalan konuları önünüze getirmek istedim! Kararı size bırakarak köşeme çekiliyorum!

Efendim! Van’da kadınlar için erkekler pembe otobüs istiyoruz şeklinde pankart açtılar ya! Ortada tek bir kadın yoktu ya! Şimdi kara kara düşünür oldum! Acep otobüsün şoförü, durakları nasıl olacak diye! Duraklarda ayrılacak mı? Şoför kadın mı, erkek mi olacak?

CB’nına göre; Boğaziçi üniversitesi, milletin değerlerine yaslanmadığı için uluslararası alanda beklediği yere gelememiş ya! Acep diyorum üniversiteler milli ve yerli özellikleriyle mi, yoksa bilimsel ve akademik başarılarıyla mı öne çıkar ve tercih nedeni olurlar?

Tam bu konuyu düşünürken bir açıklama daha gelmez mi? Şimdi durun ve nefessiz kalıncaya kadar açıklamayı okuyun. CB diyor ki; “Eğer birileri gelip karşımıza ‘Sen düşünme! Sen akıl etme! Sen muhakeme etme! Sen söyleneni yerine getir! Gerisine karışma’ diyorsa… Bilin ki orada bir şeytanlık vardır” Bu derin, göz açan ve anlam yüklü sözleri kime diyor? Bu sözlerle kimi kastediyor? Ne demeye getiriyor? Onu bilemem ancak bana göre, bizleri düşünmeye, tartmaya, uygulamaya çağırdığı belli. Aksi halde durup dururken niye desin ki? Muhakkak bir eksiğimizi gördü ki gerek duydu bizleri uyarmaya AKP genel başkanı da olan CB…

Baksanıza! 2016 yılında 6 bin aile Türkiye’yi terk etmiş. Üniversitelerde okuyan gençlerin yüzde 73’ünün hayali yurtdışına göç etmekmiş. Göçlerin temel nedeni ise umutsuzlukmuş.

Şimdi göçenlere ve göçü düşünenlere şunu hatırlatmak lazım! Gittiği hiçbir yerden eli boş dönmeyen, 2017 yılında ABD’den 11 milyar dolarlık 40 adet Boeing uçak alan bir yönetici varken bu umutsuzluk niye? 2018 yılında Fransa’ya 7.5 milyar dolarlık 25 adet Airbus uçak alan bir CB varken bu kaygı neden? Siz ihracatı, ithalatı boş verin! Alınan uçaklara bakın ve gerisine karışmayın…

Bu arada MEB’e bağlı okullara uygulanan ve fişlemeye yönelik anketlere takılmayın! Yok, evleneceğin kişi dindar olmalıymış, her öğrenci din dersi almalıymış, en çok izlenen tv kanalı, en çok okunan gazete hangisi imiş, evleneceğiniz kişi sizinle aynı mezhepten olmalıymış geçiniz. Ha bu arada 1 milyon öğretmen atama bekliyormuş gelin de geçin! Geçebilir misiniz?

İyi, doğru, güzel insanların önemi yokmuş, saygın işlerde çalışmak bazılarının tekelinde imiş, Türkiye tarihinin en kritik sürecinden geçiyormuş geçiniz! Suriyeli 3.5 milyon konuğumuz varmış. Sınıra yakın bazı illerimizde kentler, kendi nüfusundan daha çok sığınmacıya ev sahipliği yapıyormuş, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep bu illerin başını çekiyormuş. Sayı olarak en fazla göçmen İstanbul’da barınıyormuş. En az olan yerler 57 sığınmacıyla Bayburt, 60 sığınmacıyla Bartın, 87 sığınmacıyla Gümüşhane imiş ve sorun hiç bitmiyormuş onu da geçiniz…

Küçük ama önemli bir ayrıntıyı meraklısı için anımsatarak noktayı koyalım. Adorno; “Yanlış hayat, doğru yaşanmaz” dese de bu sözü dikkate alıp efkârlanmayalım!

Sn. Erdoğan’ın dediği gibi gün düşünelim ve muhakeme edelim…