AKP’NİN BAŞINA DÜŞEN TAYYARE!..

AKP’NİN BAŞINA DÜŞEN TAYYARE!..

Şu Ortadoğu’da düşman olmadığımız devlet kaldı mı acaba?.. İran, Irak, Libya, Mısır, Suriye ve bu yıkım diplomasisiyle gidilirse ileride belki de başkaları!.. Velhasıl bir süre sonra çevremizde “selam verecek kimse kalmayacak” dersek abartılı olmayacak sanırım...

Çünkü son 13 yılda, skandallarla dolu dış politika ve diplomasi rezaletleriyle devirmediğimiz sınır, kırmadığımız kapı ve küstürmediğimiz millet kalmadı!..

Baksanıza; AKP diplomasisi düşman yaratmakta planladığı hedefe henüz varmamış olacak ki, şimdi de hiç kaygı duymadan dünyanın ikinci süper devletini karşısına alıverdi...

AKP iktidarı; Türkiye’nin de içinde bulunduğu Suriye’yi çökertme koalisyonuna, en azından “IŞİD barbarlığını önleme” uğruna karşı duran Rusya’ya hiç gerek yokken meydan okudu!..

Ancak düşürülen bir uçağın yol açtığı krizin sosyal, siyasal ve ekonomik yansımaları ülkeyi etkilemeye başladığında, eminim herkes gereksiz bir olayın ülke olarak bize ne kazandırdığını sorgulamaya bile fırsat bulamayacak!..

Baştan uyaralım; kimse, “bu vatan meselesidir, ekonomi önemli değil” demesin, çünkü sınır ihlaline müdahaleyi “ülke çıkarı”na dayandıranlara, ülke menfaatlerinin aynı zamanda ulusun çıkarlarını gözetmek olduğunu da anımsatıverirler...

Baksanıza, şovu andıran uçak düşürme tiyatrosunun Türkiye’ye neler kaybettirdiğini 24 saat içinde görmeye başladık bile...

Ürkütülen kurbağa?..

Savaş uçağı düşürülen Rusya, Türkiye’den ithalatı hemen durdurdu, turist akışını kesti ve hatta spor karşılaşmalarını bile askıya alarak tarım ve turizmde ağır bir kriz yaratmak için vakit kaybetmedi...

Zaten yalnızca terör nedeniyle zorda olan turizmin alacağı yeni darbe değil, Rusya’ya başta gıda olmak üzere yüzlerce kalem ihracat ürünü taşıyan TIR ve gemilerin önceki günden itibaren gümrüklerden dönmeye başlaması da ekonomiyi sarsacaktır...

Üstelik Rusya Başbakanı Medvedev’in, “Putin’le görüştük, Türkiye’nin agresif eylemine karşı ekonomik eylemler alınması için talimat verildi. Özel eylemler 30 Aralık’tan itibaren alınacaktır” demesi Türkiye’ye karşı ekonomik savaşın büyüyeceğini gösteriyor.

Rusya Ekonomi Bakanı’nın “Türk akımı doğalgaz projesinde bazı kısıtlamalar olabilir. Türkiye ile Rusya arasındaki karşılıklı uçuşlara sınırlama getirebiliriz” demesi de krizin iyice derinleşeceğini kanıtlıyor...

İşte tüm bunlar yaşanıyorken, “attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değdi mi” diyenler hiç kuşkunuz olmasın, sektör iflasları başladığında, hükümetin kapısına dayanmaktan kaçınmayacaktır... AKP ise derin bir diplomasi zelzelesinin hasarını gidermekte epeyi zorlanacaktır...

‘Vurduk’ mu vurulduk mu?..

Bu arada söyler misiniz; Irak, Suriye ve özellikle de Yunanistan’la her yıl yüzlerce sınır ihlali sorunu yaşanmamış gibi, “sınır güvenliği” sloganıyla, Rusya uçağını “vurduk” diye caka satmak “yurtta barış, dünyada barış” şiarıyla kurulmuş bir devlete yakışıyor mu?..

Koca Türkiye’nin, dış basında “arkadan hançerleyen” olarak lanse edilmesi ulus açısından itibar katliamı değil mi?..
Örneğin, şu uçak düşürmeye gerekçe gösterilen “sınır güvenliği” sizce artık “terane” değil mi?.. Söyler misiniz; son 13 yılda Doğu’dan Batı’ya kadar Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında geçilmedik yer kaldı mı ki?..

PKK, 30 yıldır sınırları aşarken, Dağlıca gibi onlarca stratejik bölgeye baskın düzenleyerek yüzlerce asker ve polisi şehit etmedi mi?..

IŞİD, son aylarda sınırı çarşı yoluna çevirmedi mi?.. Tel örgülerin dibinde bomba yüklü araçlar patlamıyor mu?..
Suriye’den ellerini kollarını sallayarak gelen teröristlerin, Suruç ve Ankara’da canlı bomba katliamı yapmasının ardında da sınır güvenliği rezaleti yok mu?..

Peki, Türkiye’nin Yunan sınırlarına yakın adaları yağmalanırken, “memleketin bir çakıl taşını vermeyiz” sloganına sığınanların sesi çıkabildi mi?..

Kimin canı acıyacak?..

Gelelim hesapsız çevrelerin “vurduk... vurduk” sözcüğüyle caka satmasının perde gerisine... Yani o sözcüğün yalnızca şov kokan asıl meramına değinelim;

Unutmayınız ki, Rus uçağının düşürülmesinden bir gün sonra piyasaya çıkan gazetelerin yüzde 80’i de olayı “yeni bir Çanakkale zaferi” gibi gösterirken, “vurduk” manşeti atmışlardı!..

O halde burada duralım... Yani Türkiye’ye ekonomik savaş açılırken şu “vurduk” sözcüğünün çevresinde şöyle bir gezinelim... Türkiye vurdu mu gerçekten?.. Peki, neyi ya da kimi vurdu Türkiye?..

Lafı uzatmayalım ve diplomasi rezaletini örtbas için boş yere kahramanlık gösterisine kalkışanlara da alkış tutmayalım...

Ve de başta hükümet yalakası basın olmak üzere kimse kendini kandırmasın diyelim!.. Hatta kimse Suriye çıkmazlarına karşı duranları, “komünistler Moskova’ya” gibi kapitalizme teslim olmuş bir sloganla vurmaya kalkışmasın diye uyaralım!..

İsteyen istediği gibi sulandırsın ama Suriye sınırındaki son krizin özeti şudur; Sınırları zaten PKK, IŞİD ve benzerlerince delik deşik edilmiş bir Türkiye, “sınır ihlali” bahanesiyle aslında Rusya’yı değil, kendini vurdu...

Yani Türkiye, ABD’ye yaranmak uğruna Suriye’nin iç meselelerine karışarak bir ülkeyi cehenneme döndürme hatasından ders almadığı gibi, salt ABD’nin isteğiyle Rusya’ya gözdağı vermeye çalışırken kendi bacağına da kurşun sıktı!.. Hem de oluşacak sosyal, siyasal ve ekonomik tahribatı hesaplamadan...

Evet; Türkiye Rus jetini düşürmesine düşürdü... Evet, devletimiz uçağı vurdu ama söyler misiniz, AKP iktidarının başına düşen tayyare aslında kimin canını yakacak?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac