ALLAH BELANIZI VERSİN!..
Ne olur biraz sağduyu…
Haziran seçimlerinden sonra hızla tırmanan terör olayları canımız yakıyor. Polise, askere kurulan tuzaklarda gencecik çocuklarımız şehit ediliyor. Siyasiler birbirlerini suçluyor. Daha da vahimi halk kışkırtılıp Hürriyet Gazetesine baskın yapılıyor. Yazarlar tehdit ediliyor, camlar çerçeveler kırılıyor, gazeteye ait eşyalar talan ediliyor. Öyle gözleri dönmüş ki neredeyse gazete çalışanlarını öldürecekler…
Bu işin bir tarafı ama asıl acı veren, insanı dehşete düşüren bir milletvekilinin de bu gözü dönmüşlerin arasında bulunması, olaylara göz yumması. Bazı köşe yazarları meslektaşlarını ölümle tehdit ediyor.
Gerçekten akıl tutulması yaşıyoruz. Ne söyleyeceğimizi, ne yazacağımızı ya da duygularımızı nasıl ifade edeceğimizi bilmez durumdayız ve şu an yazarken bile zorlanıyorum. Evet, geçekten akıl tutulması yaşıyoruz.
Bu arada her sabah güne kara haberlerle uyanmak içimizi kavuruyor.
Bakın, “Kanlı Pazar” ve “Kahreden Salı” olarak tarihe geçen kanlı pusuda 48 saat içinde 30 asker ve polisimiz şehit düştü. Halk ayağa kalktı. Kürk kökenli vatandaşların dükkânları taşlandı, arabaları yakıldı. Bazı illerde linç girişimleri oldu.
Tüm bu haberleri sıkıntıyla, kahırla sadece izliyoruz. Toplum bir kışkırtmanın içinde hapsediliyor ve insanlar birbirlerine düşürülüyor. Doğu ve güneydoğu seferlerini yapan otobüsler taşlanıyor. Bunlar gerçekten çok can sıkıcı, tehlikeli hatta çok tehlikeli bir durum. Otobüslerin içindeki şoförün, servis görevlisinin, yolcuların ne suçu var? Taşladığınız işyerlerinde, evlerde yaşayan vatandaşların ne suçu var?
Bu terörü kınamak değil bana göre, bu düpedüz Vandalizm’dir.
Kesinlikle terör ile halk ayırt edilmeli ve sağduyulu olunmalıdır. Bu en çok teröristlerin işine yarayacak bir durumdur. Sonuçları da bize yani halka fatura edilecektir.
O nedenle biraz sakin olmak gerekiyor. Provokatörlerin ekmeklerine yağ sürmeyelim. Teröre karşı durmak gerekiyor elbette, ancak vatandaşla teröristi ayırmak da gerekiyor. Yoksa bizim onlardan farkımız kalır mı?
Bu söylediklerimi sakın yanlış anlamayın. Askerimizi, polisimizi öldüren, pusu kuran katilleri, onları savunanları, destekleyenleri asla hoş görmüyorum, asla bağışlamıyorum ve lanetle kınıyorum. Onlarla hep birlikte mücadele edelim. Karşılarında duralım ülke olarak. Dağlıca, Iğdır ve diğer illerde şehit düşürülen askerimizi, polisimizi unutmayalım, unutturmayalım ama bunu sağduyu ile yapalım. Birbirimizi kırarak, taşlayarak, linç etmeye çalışarak yapmayalım. Şerefsizlerin yaptığı gibi yol keserek, kimlik sorarak yapmayalım. Yoksa bizim de onlardan farkımız kalmaz.
Yol kontrolü yapmak ve vatandaşlara kimlik sormak sadece ve sadece kolluk kuvvetlerinin işidir. Sadece ve sadece polisimizin, askerimizin görevidir. Bunu unutmamak gerekiyor. Güzel günleri kucaklamak için kalplerimize sevgi tomurcuklarını ekelim. Bize yakışan budur.
Ben haince pusularda şehit düşen askerimize ve polislerimize Allahtan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Başımız sağ olsun Türkiye’m…
https://twitter.com/huzunyucel
https://www.facebook.com/huzun.yucel