Tarih 24 Temmuz 2015
Hava sahamızı ihlal ettiği gerekçesiyle SU-24 Rus jeti Türk F16’lar tarafından düşürüldü.
Uçak düşürülmeden saatler öncesinde, ABD’nin Genelkurmay İkinci Başkanı Ankara’ya gelmişti. Bu ABD’li komutan, uçağın düşmesinin hemen ardından sessiz sedasız ülkemizden ayrıldı. Kimse bu komutanın neden Türkiye’de olduğunu sorgulamadı bile.
Hemen ertesi günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye’ye gelecekti ve iki ülke arasında bir dizi anlaşma imzalanacaktı. Görüşme iptal oldu.
Önce Ruslar, “Yerden atılan bir füze ile uçağımız düşürüldü” diyerek, Türkiye’ye bir kaçış yolu vermeye çalıştı. Ancak ne Cumhurbaşkanı ne dönemin Başbakanı bu jesti anlamadı, “Emri ben verdim” yarışına girdi.
Halbuki emri Diyarbakır’daki üs komutanı vermiş, tetiği de F16’yı kullanan pilot çekmişti. Şimdi ikisi de Fethullahçı Terör Örgütü’ne üye olmaktan tutuklu.
Kimse, “Bu uçağı vuran kimdir?” diye konuşmazken, tam o zamanlarda Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan ve Abdullah Öcalan’ı sorgulayan komutan olarak bilinen Emekli Jandarma Albay Hasan Atilla Uğur çıktı, Ulusal Kanal’da, “Bu uçağı düşüren askerler FETÖ’cü, ABD’nin verdiği görevi yerine getirdi” dedi.
Kimseler duymadı. Hiçbir yetkili dikkate almadı.
Neyse ki, gerçek sonra ortaya çıktı.
Konumuz bu değil. Geçelim…
Sonra ne oldu?
Sonrası büyük bir kriz… Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gerginliğe bir kez daha girmiyorum. Çok konuştuk zira.
Kavgalar, tartışmalar, atışmalardan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çıktı, Rus lider Putin’den özür diledi. Özür dilediği gün, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda IŞİD büyük bir saldırıya girişti. Ne hikmetse, 48 saat CNN International bu saldırıyı canlı verdi. “Büyük televizyonculuk başarısıdır” diyelim ve geçelim.
Tarih 14 Temmuz 2016
Darbe girişiminden bir gün önce…
Aleksandr Dugin, Türkiye’ye Putin’in özel temsilcisi sıfatıyla geldi. Kaldığı iki gün boyunca bir dizi görüşme yaptı. Görüştüğü kişiler arasında Kamu Güvenliği Müsteşarı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de vardı.
Görüşmeler bitti. Akşam saat 22.00 civarında Moskova’ya kalkacak uçağa yetişmek için özel aracına bindi. Esenboğa Havaalanına geldiği an, darbecilerin kullandığı F16’lar Ankara semalarında göründü.
Dugin’in Ankara’da önemli anlaşmalar için bir zemin hazırladığı, bu anlaşmaları Putin’e sunacağını öğrendik. Sunulmuştu da…
15 Temmuz yaşandı, darbeciler büyük bir tokat yedi. Ankara da ısrarla bu işin arkasında Washington’un olduğunu söyledi. Hala da söylüyor. Tam o sırada, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, “Türkiye’nin NATO’daki geleceği tehlikede” açıklaması yaptı.
Adeta tehdit etti. İlişkiler gerildi. Washington, “Bunlar komplo teorisi” dese de, Ankara öyle düşünmüyordu.
Gözler 9 Ağustos’ta yapılan Putin-Erdoğan görüşmesine dikildi.
7 Ağustos 2016
Görüşmeden iki gün önce Dugin bir kez daha Türkiye’ye geldi. İlk kez benden duyacaksınız. Dugin o gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Görüşme çok olumlu geçti. … ve 9 Ağustos’ta alınacak kararlarla ilgili temel zemin belli oldu.
Hemen o gün, Kerry, “Türkiye’ye geliyorum” dedi. Rahatsızdı çünkü.
9 Ağustos 2016
Erdoğan ile Putin görüştü.
Görüşme hiç kimsenin beklemediği kadar kritik oldu.
Türkiye belki de ilk kez Suriye ve İran ile ilgili önemli adımlar atma zemini buldu.
Şimdi Türkiye, İran ve Rusya üçlü bir ittifak kurdu diye sözler dolanıyor.
ABD’nin karar alıcıları hemen Wall Street Journal’da Steven Cook’a görev verdi. Bir yazı yazdırdı. Ne diyordu yazıda: “Moskova görüşmesi Türkiye-ABD arasını bozan son gelişme oldu. Türkiye artık güvenilir bir müttefik değil. Başka bir müttefik bulmak lazım. Mesela Kürtler.”
ABD tarafını seçmiş, Türkiye’ye aba altından sopa göstermeye kalkmıştı.
Şimdi de NATO’dan çıkarma tehditlerine devam ediyorlar.
12 Ağustos 2016
İran hamle yaptı.
Dışişleri Bakanı Zarif Türkiye’ye geldi.
“Önemli görüşme” oldu diyerek, Türkiye’ye destek verdi. En önemli mesajı da, “Türkiye, İran ve Rusya iyi bir üçlü oluruz” fikriyle verdi.
Şimdi 40 yıllık casuslarını (FETÖ) kaybeden bir ABD yeni hamleye hazırlanıyor.
Aman dikkatli olalım. Süreç, kritik. Türkiye bir geçiş sürecinde olabilir. Hele bu geçiş, Washington’u rahatsız ediyorsa, saldırılara hazır olmalıyız.
Önümüzdeki süreci birlikte izleyeceğiz. İzleyelim izleyelim de, gözümüz açık olalım.
Benden söylemesi…