AMERİKAN ÇİFTÇİSİNE VAR; TÜRK ÇİFTÇİSİNE YOK
AKP iktidarının Türkiye’nin ekonomik düzenini ne hale getirdiğini anlamayanlara küçük bir örnek verelim. Salı günü Sputnik’te şöyle küçük bir haber yer aldı:
“Yabancı sigara üretiminde kullanılan yabancı tütün ithalatında alınan ton başına 150 dolar vergi sıfırlandı.
Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yer alan Cumhurbaşkanı kararına göre bir kutu biradan alınan ÖTV ve KDV toplamı 4.59 liradan 5.21 liraya çıktı.
70’lik rakının ÖTV’si 59.64 TL’den 67.68 TL’ye, KDV ile birlikte toplam vergisi de 70.37 TL’den 79.86 TL’ye yükseldi.”
AKP, iktidara gelmeden önce, Türkiye’de içilen sigaraların büyük bölümü; ülkemizde yetiştirilen Türk tütünlerinden üretilmekteydi. Bunlar gelince sigara fabrikalarını özelleştirme yalanı altında kapattılar; fabrika arsalarına AVM’ler diktiler.
Böylece tüketici Amerikan sigaralarını içmeye zorlandı. Gidin dükkanlardaki sigara tezgahlarına bakın; hemen hemen hepsi Amerikan malı...
Öyle bir sistem yarattılar ki Türkiye’nin parası sigara üstünden ABD’ye uçuruluyor... Böyle olunca dolar yükseliyor. Şimdi Türkiye’ye bu dolar komplosunu kim kurmuş oluyor? Amerika mı yoksa AKP mi?
İktidarımızın Amerikanseverliği bununla da bitmiyor. ABD’den getirilen tütüne konulan çok az düzeydeki gümrük vergisini bile kaldırıyorlar. Böylece girdileri zamlarla artırılan bizim yerli tütün pahalı hale gelirken Amerikan tütünü ucuzlatılıyor ve fabrikalar Amerikan malı tütün almak için özendiriliyor.
Peki bu hükümet kime çalışmış oluyor?
Gidin marketlere bakın... 1 litrelik rakı ile 1 litrelik viski hemen hemen aynı fiyatta. Hatta kimi rakının fiyatı viskileri geçti... Burada kimse, alkol tüketimi önlenmek istiyor diye düşünmesin. Parası olan gidip viski de olsa alıp içiyor. Ama oyun daha başka... Rakıya ve biraya sürekli zam yapılıyor ki millet gidip bunları değil de Batı içkilerini alsın. Yani, bira için arpa, rakı için üzüm üreten bizim çiftçiler yok edilmek isteniyor. İşte size AKP-MHP’nin “Yerli ve milli” politikası budur.
3’te 3 TARİH
Cumhurbaşkanı Erdoğan ikide bir “Her şeyi yaptık ama eğitimde ve kültürde hedefimize ulaşamadık!” diye açıklama yapıyor.
Gerçekten de bu iki alanda Türkiye müthiş bir çöküş yaşıyor. Eğitimin içine düştüğü durum rakamlarla da görülüyor. Artık dünyanın geri ülkeleri arasındayız.
Kültür konusu eğitimden daha da kötü. Muhafazakâr AKP iktidarının 16 yıllık yönetimi, Türkiye’yi maddiyatçılığın tavan yaptığı bir iklime soktu. Manevi değerler yerlerde sürünüyor. İnsanın manevi varlığını sadece Sünni şeriatı zanneden ve onu yaymaya kalkışan kültür politikası duvara tosladı. İnsan ruhunun cami duvarları arasına hapsedilemeyeceğini anlamak istemeyen bu siyasal kadronun yarattığı yayın dünyası, milleti kimliğinden iyice uzaklaştırdı. Dindar gençlik dedikleri gençlik, ülkesini ve milletini yükseltmek için değil İstanbul’un lüks konutlarında daire sahibi olmak, lüks lokantalarda yemek, bankalarda dolar hesabı açmak için yarışıyor.
Bu dindar görüntülü maddeci zihniyeti televizyon yayınları müthiş biçimde özendiriyor. Halbuki bütün kanallarda bu milletin kimliğine uygun diziler, yarışma programları olmalıydı.
Bu konuda umut veren tek gelişme TRT 1’deki “3’te 3 Tarih” programı oldu. Ne yazık ki burada da sunucu olarak karşımıza bir başka damat, Engin Altan Düzyatan çıkartıldı. Yok mu bu ülkede başka bir sunucu? Bütün paralar ona mı akıtılmalı? Bu oyuncu ile TRT yönetimi arasında gizli bir anlaşma mı var?
Bütün buna karşın, böyle bir tarih programı çok olumlu gelişmedir. Üstüne üstlük Prof. Tufan Gündüz gibi Türk tarihine doğru bakan çok iyi bir uzmanın danışmanlığı altında yürütülüyor.
Sayın Gündüz’den beklentimiz, soruların Türk edebiyatını ve sanatını da kapsayacak biçimde genişletilmesidir. Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı, modern edebiyatımız, minyatürler bu programda seyirciyle buluşturulmalıdır. Bunu görsellikle destekleyerek elbette...
RTÜK’e ÇAĞRI
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun sayın üyeleri!
Sizin tek işiniz muhalif televizyonlara ceza kesmek midir? Bütün kanallara haftada bir gün bilgi yarışmasını zorunlu hale getirseniz kim ne der size?
Yine her kanala haftada bir gün de Türk halk müziği ve sanat müziği programı yayınlama zorunluluğu getirilse kötü mü olur?
Biliniz ki Türk milletine Türk kültürünü çok görenler, ülkeye en büyük kötülüğü yapmış oluyorlar. Parayı malı yitirseniz bile bir gün gelir onu yerine korsunuz. Ama milli kültür yok edilirse onu bir daha bulamazsınız. Dar günlerde bizi bir arada tutacak ve hatta koruyacak olan odur; anamızdır, atamızdır...
https://twitter.com/r_zelyut