ARAPÇA GÜNÜNÜ KUTLAMAK yahut TÜRKÇEYE İHANET!
Türkiye’de Emeviliği esas alan ümmetçi çevreler öteden beri din üzerinden bir Arabizasyon politikası yürütüyor. Bu aslında yeni bir yönelim değil. Bu yönelimin kökü Türklerin kitlesel manada Müslümanlaşmaya başladıkları tarihlere değin uzanıyor.
Müslümanlaşan Türklere sadece din değil Arap dili ve kültürü de benimsetilmeye çalışıldı. Zira Emevi dinciliğine göre İslam aynı zamanda Araplıktır. İslam’ı Araplıktan, Araplığı da İslam’dan ayırmak mümkün değildir.
Tarihte ve günümüzde bu sapkın anlayışı açıkça dile getiren pek çok yazarçizer ve din uleması vasıflı mankurt var. Bu konuda 19. yüzyıl yazarlarından Halepli Abdurrahman Kevakibî’nin “Ümm’ül- Kura” adlı kitabında yazdıkları gerçekten ibretliktir:
“Türklerin Müslümanlığı sahtedir. Türkler gerçekten Müslüman olmuş olsalardı çoktan Araplaşmaları gerekirdi. Zira Araplık ve İslam birbirinden ayrılamaz.”
İşte Abdurrahman Kevakibî’nin sahte teşhisini koyduğu Türklerin Müslümanlığını güya hakikileştirmek adına canla başla çalışıp durumdan vazife çıkaran akl-ı evveller var.
Anlıyoruz ki özellikle İmam Hatip Ortaokulları ve Liseleri bu konuda görevlendirilmiş. Cemaat ve tarikat gibi yapıların Arapçılık ve Arapçacılık faaliyetleri yeterli gelmemiş ki Türk devletinin resmi okulları olan İmam Hatip Ortaokulları ve Liseleri de devreye sokulmuş.
İmam Hatip Ortaokulları ve Liselerinde her yıl 18 Aralık Dünya Arapça Günü adıyla kutlamalar yapılıyor. Bu kutlamalarda Kur’an’ın özgün dilinin Arapça olmasından hareketle Arap diline kutsallık atfedilerek Türk çocuklarına Arapça ve Araplık duygusu propaganda ediliyor.
Bu anlayışın temelinde yatan sözde dinsel nedenler de ayrıca patolojik bir kafa yapısını işaret etmesi bakımından ibretliktir. Şöyle ki; Emeviler, Müslüman halklar arasında Araplığı yayabilmek ve o halkları asimile edebilmek için hadisler uydurdular.
Buna göre güya Hazreti Muhammed şöyle buyurmuş:
“Arapları üç şey için sevin. Birincisi; ben Arap’ım. İkincisi; Kur’an Arapçadır. Üçüncüsü; Cennet dili Arapçadır.”
Hadis Külliyatında yer alan bu uydurma söz, kesinlikle Hazreti Muhammed’e ait değildir.
Hazreti Muhammed asla Arapçılık yapmamış, Araplığıyla övünmemiştir. Tam tersine Veda Hutbesi’nde, Arap’ın Arap olmayana hiçbir üstünlüğü yoktur, demiştir.
Kur’an’ın Arapça olması da, Arapçanın olmayan kutsallığı yahut olmayan üstünlüğünden dolayı değil tümüyle pratik bir nedenden dolayıdır. O neden; Kur’an’ın ilk muhatabının Araplar olmasıdır. Ayrıca peygamberin dilinin de Arapça olmasıdır. Bundan herhangi bir üstünlük yahut kutsallık devşirmeye çalışmak, Kur’an’ın ve Hazreti Muhammed’in kutlu ve evrensel mesajını Arapçılığa kurban etmek, Arap milliyetçiliğiyle ezip ayaklar altına almak demektir. Bu, büyük bir günahtır. Zira İslam adına Arapçılık yapmak doğrudan doğruya İslam’ı tahrip etme çabasından başka bir şey değildir.
Cennet dilinin Arapça olması iddiası da kesinlikle Kur’an’a aykırıdır. Zira cennette insanların anlaşabilmek için dünyadaki gibi bir dile ihtiyaçları olmayacaktır. Allah herkesin kalbinden geçenleri bildiği gibi cennet ehli de orada birbirlerini zaten konuşmadan anlayacaklardır.
Hal böyleyken Arapçanın kutsallığı yalanı üzerinden Türkiye’de Arapça Günü kutlaması yapmak, Türk diline ve Türk kimliğine ihanettir. Bu, aynı zamanda tekraren belirtelim ki, İslam’ın evrensellik kimliğini de yok etmeye çalışmaktır.
İmam Hatip Ortaokulları ve Liselerinde şimdiye değin Türkçeye ve Türk kimliğine dair herhangi bir kutlama yapılmış mıdır; bir İmam Hatip mezunu olarak gerçekten merak ediyorum.
Konumuzu bir Kur’an ayetiyle sürdürelim:
Açıklanmış Bölümü 44. Söz / Fussilet Suresi 44. Ayet şöyle diyor:
“Biz bu Kur’an’ı Arapça dışında başka bir dilde yapsaydık Araplar, biz bunu anlamıyoruz, ayetlerinin bize açıklanması gerekmiyor mu, hiç Arap’a yabancı dilde bir kitap olur mu, derlerdi.”
Görün işte, Kur’an’ın Arapça olmasının tek nedeni budur. Arap’ın böyle deme hakkı var da Türk’ün yok mu? Türk, Kur’an’ı kendi dilinde okuma hakkında sahip değil mi?
Yazımızı sonlandırırken Milli Eğitim Bakanlığına, Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne ve bütün İmam Hatip Okullarına seslenelim:
Siz resmi dili Türkçe olan bir devletin kurumlarısınız. Size başka bir milletin dilini değil kendi dilimizi sahiplenmeniz gerektiğini hatırlatmak zorunda kaldığımız için hicap duyuyoruz.
Yahya Kemal’in dediği gibi; “Türkçe bizim ses bayrağımızdır. O, ağzımızda annemizin sütü gibi helal ve temizdir.”
Son sözü Ziya Gökalp söylesin size:
“Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize,
İstanbul konuşması,
En saf, en ince bize…”
İlahiyatçı-Yazar Cemil Kılıç
https://twitter.com/m_cemilkilic