AYDIN DOĞAN'ın ERDOĞAN DEMİRÖREN'den FARKI NE?

AYDIN DOĞAN'ın ERDOĞAN DEMİRÖREN'den FARKI NE?

Aydın Doğan’ın elindeki yayın grubu, Erdoğan Demirören’e satılmış. Bütün muhalefet buna ağıt yakıyor. Doğan Medya grubu, artık yandaş olacakmış...

Büyük yanlış... Doğan Medya zaten yandaşlaşmıştı. AKP güç kazanınca o tarafa dümen kıran Aydın Bey, Hürriyet’teki bütün bağımsız sesleri susturmadı mı?

Bu Aydın Doğan, 28 Şubat denilen süreçte, o zamanki Sabah Grubu’yla yarışırcasına laik ama öngörüsüz askerleri kışkırtarak Necmettin Erbakan’ın üstüne sürmedi mi? Ve Erbakan’ı kötü göstererek Erdoğan’ın önünü açanlardan değil mi?

Bu Aydın Doğan, o dönemde medya gücünü silah gibi kullanarak bankalar, şirketler alan ve büyük zengin olan birisi değil mi?

Çukurova Holding’in üstüne gidip onu parçalara ayırtan kim? Bir dönem, Türkiye’nin en zengin adamı iken bugün kenara itilmiş olan Mehmet Emin Karamehmet, bu Doğan Medya’nın hedefinde idi. Amaç da Turkcell’i ele geçirmek değil miydi?

Ve en önemlisi de rahmetli Ecevit’in başkanlığındaki koalisyon hükümetini çökerten siyasi komployu kim kurdu sanıyorsunuz? O komploda yer alan birisi şimdi Aydın Bey’in tavla arkadaşı değil mi?

Efendiler; Aydın Doğan Medyası, Atlantik medyasının bir parçası idi...

Biliniz ki Aydın Doğan’ın muhalifliği, Erdoğan Demirören’inkinden fazla değildir. Üstelik Erdoğan Bey’in sicilinde böyle şeyler de yoktur.

Bilelim ki bu ülke Aydın Bey’e hak ettiğinden çok fazlasını verdi. O da bununla bazı gazetecileri hak ettiğinden çok daha iyi yaşattı.

Onlara verdiği de kendi kazancı değildi, senin benim kazandıklarımızdan kopartılandı.

Medyadan çıkması geç bile kalmıştı.

Muhalif kesim Aydın Doğan’a acıyacağına kendi çaresizliğine ağlasın...

YARGI, ATATÜRK’E SAHİP ÇIKTI

2010’de, FETÖ’nün hedefindeki Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Yıldıray Berk’i savunan bir yazı yazdım diye FETÖ’cü Savcı Osman Şanal beni mahkemeye verdi. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi de 14 ay hapis cezası verdi. Yetmedi bir de Antalya’dan 7 bin liralık tazminat cezası bindirdiler... 2012 yılındaki mahkeme böyle idi.

Osman Şanal’dan 5 yıl sonra benzer bir hakaret davasını da meşhur Şevki Yılmaz açtı.

Ondaki iflah olmaz Atatürk karşıtlığına, 14 Ağustos 2015 tarihli Aydınlık’taki “Rize Dönmesi Şevki Atatürk’e Laf Söyleyemez” başlıklı yazımla sert bir cevap verdim.

Şevki hemen mahkemeye koştu, “Cezalandırın bu adamı, bana hakaret etti!” diyerek...

Mahkeme bana, “Uzlaşma” önerdi. “Şevki Yılmaz ile uzlaşmaktansa ölürüm!” dedim. “Atatürk’ü savunduğum için ceza alacaksam, o ceza hoş geldi, sefa geldi!” dedim.

2 yıl sürdü yargılama...

Sonunda geçen hafta beraat ettim.

***

Bu beraatin üç önemli sonucu var:

Birincisi: Belli oldu ki bu militan dinciler, artık mahkemeleri eskisi gibi yönlendiremiyorlar. Bugünkü yargı 2012’deki yargıdan daha bağımsızdır.

İkincisi: Mahkeme gerekçesinde sert bir üslup kullanmama karşın, Büyük Atatürk’ü savunmamı, “toplumsal değere sahip çıkmak” biçiminde olumlu bir eylem olarak nitelendirmiştir ve Atatürk’e sahip çıkmıştır..

Üçüncüsü: Atatürk’e yönelik saldırıda bulunanlara aynı şiddetle cevap vermek, artık hakaret gösterilemeyecektir.

Bu yüzden, Atatürk düşmanı yobazlar, Pontus Rumlarının çocuğu Türkiye düşmanları, Kürtçü bölücüler unutmasın! Atatürk’ümüze 1 laf ederlerse benden 5 karşılık göreceklerdir.

Şevki Yılmaz’ı kızdıran o yazımı şuradan okuyabilirsiniz: https://www.aydinlik.com.tr/rize-donmesi-sevki-ataturke-laf-soyleyemez

Acı olan ise şu: İki yıl süren yargılama sürecinde Atatürkçü Düşünce Derneği arayıp sormadı. Halk TV gibi önem verdiğim bir yayın organı bile kararı haber yapmadı.

İşte Atatürkçü kesimin başarısızlığı bu bencillikten ve kendisinden başkasını yok saymasından kaynaklanıyor.

Atatürkçüler, beğenmedikleri şu dinciler kadar fedakâr ve dayanışmacı olmazlarsa Erdoğan’ları iktidardan indirmeleri mümkün olamayacaktır.

https://twitter.com/r_zelyut