AYLA ALGAN SON VEDA

Törenin ardından Algan'ın cenazesi, son yolculuğuna uğurlanmak üzere Teşvikiye Camii'ne getirildi. Taziyeleri Ayla Algan'ın kızı Sevi Algan'ın kabul ettiği cenaze törenine İstanbul Valisi Davut Gül, Şişli Kaymakamı Ahmet Gazi Kaya, Şişli Belediye başkan adayı Aylin Kotil, Erdal Özyağcılar, Zafer Algöz, Bennu Yıldırımlar, Bülent Emin Yarar, Şehsuvar Aktaş, Alper Kul, Kerem Alışık, Orhan Gencebay ve Sevim Emre'nin de aralarında bulunduğu siyaset ve sanat dünyasından isimlerin yanı sıra öğrencileri ve hayranları katıldı.

Sevi Algan, annesinin hayat dolu bir insan olduğunu ifade ederek "Yaşamın içinde üniversite talebesi gibi, belki ondan da fazla, yaşam dolu. Hatta Kadir Has Üniversitesi'ndeki hocamıza demiş ki; 'Beni de alır mısın yüksek lisansa, ben de tez vermek istiyorum.' Yaşam doluydu. Balkonu temizliyordu, bir yandan yemek yapıyordu, bir yandan şarkı söylüyordu, bir yandan öğrencisi geldiği zaman anında 'Hadi sen de şunu yap' diyordu. Böyle yaşam doluydu.

Yani bize düşmez ama sanki biraz erken gitti gibi geldi. 10 yıl daha bizimle birlikte olabilirdi gibi geldi ama işte bilemeyiz. Onun için içim rahat. Seyirciler benim de kardeşim gibi, bütün hayatım boyunca birlikte paylaştım onları. Onun için ne verebilirsek vermeye devam edeceğiz. Hizmet etmeye devam edeceğiz. Onun bize aktardıklarını ben de öğrencilerime aktaracağım. Şöyle ki en çok şeyi söylerdi. Yaratıcı olmamızı söylerdi" dedi.

Sanatçı Orhan Gencebay ise "Ayla hanım, sevgili ablamız harika bir insandı. Çok iyi bir sanatçıydı. Hem tiyatro alanında hem müzik anlamında… Biz onu yıllar öncesinden beri, müziğe olan ilgisinden dolayı çok beraber olduk. Beraber de çalışmalar yaptık. Albüm falan yapmadık ama ben onları, onu biliyorum. Yurt dışında da çok görev yaptı bu konuda. Hem tiyatro hem müzik alanında süperdi. İnsan olarak süperdi, Allah gani gani rahmet eylesin" diye konuştu.

Ayla Algan'ın kıymetli bir sanatçı olduğunu belirten Zafer Algöz, "Türkiye'nin yetiştirdiği dünya çapında bir sanatçıydı. Aynı zamanda kendi dilinin dışında başka dillerde de yeteneğini sergileyen bir ustaydı. Yetiştirmiş olduğu oyuncularla, kendi sanatçılığının dışında, oyunculuğunun dışında müthiş de bir sanatçıydı. Tabii, bizim kuşak hatırlar onu. Şimdiki kuşak ne yazık ki, Ayla Algan'ın ne kadar kıymetli olduğunu bilemeyecek. Hepimizin başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin" şeklinde konuştu.

Erdal Özyağcılar, Alper Kul ile birlikte Ayla Algan'ın öğrencisi olduğunu hatırlatarak "Benim yaşım 75, eski bir jenerasyonum. Yeni jenerasyon Alper. Yani biz hocamızı, ablamızı, annemizi kaybettik. Çok farklı bir insandı. Damarlarında devamlı tiyatro akan, tiyatro heyecanı olan, yaratıcılık olsun isterdi. Çalışın, çalışın ama önemli olan yaratıcılık derdi. Onun da bir kitabı var, yaratıcılık diye" dedi.

Alper Kul ise "Yeni bir kitabı çıkmıştı, bir kaynak kitaptır. Kendisiyle en son bir ay önce o kitap hakkında konuşma şansımız oldu. Kendini Türk tiyatrosuna, insanları eğitmeye adamış bir kadın kendisi. Aynı zamanda hocamız. Hepimizin hocası, Cumhuriyet tarihinin yetiştirdiği önemli değerlerden birisi. Yani kelime olarak gerçekten kendini eğitime vakfetmiş bir insan diyebiliriz. Her anında motive ederdi. Abla-kardeş, anne-çocuk, usta-çırak, yönetmen-oyuncusu hep iç içeydi. Sevenlerinin başı sağ olsun" ifadelerini kullandı.

ORHAN ALKAYA: AYLA'YA GİDELİM DEDİK, GİDEMEDİK

Çok saçma şeyler yapıyoruz. Macit ile otururken ‘Ayla’ya gidelim dedik’ bir türlü yapmadık. Sonra burada ağlıyoruz. Bu da bize özel bir şey galiba. Bir oyuncuyu, bir arkadaşı, bir dostu, anaç bir enerjiyi kaybettik. Sadece başımız sağ olsun demek yetersiz olacak. O yüzden susuyorum."

NEDİM SABAN: BENİ BIRAK, AYLA ALGAN'A GİT

"Bugün sadece Ayla Algan’ı değil, Muhsin Ertuğrul’un çocuğunu uğurluyoruz. Kendisi ile 1982 yılında tanışmıştım. 15 dakika konuştum, hayatımı değiştirdi o konuşma benim.  Üniversitede hocalık yaptığımda öğrencime ‘Benim dersimden istediğin kadar kaç, Ayla Algan’a git’ dedim.
Muhsin Ertuğrul’un çocuğu olmak ne demek? Tiyatronun ışığını yansıtabilmek demek…  Ben öğrencilerine şunu söylemek istiyorum, Ayla Algan’ın yapmak istediklerini yaparak devam edin.

ALİYE UZUNATAĞAN: BAŞIM SIKIŞINCA KİME TELEFON EDECEĞİM BEN?

"Ben onu gülerek, severek, ona hayran büyüdüm. Aliye abla tam bir sanatçıydı. Bana ölümden korkmamayı Ayla Abla öğretti. Ölüm bir uyku bak Shakespeare’e kaç yıl öncesinden derdi. Sonra büyüdük, arkadaş olduk. Kadınca konuları konuşmaya başladı. İnsanın iyi bir oyuncu olmayı için egolarını yok etmesi gerektiğini söylerdi. Ben de yok ettim."

GÜLŞEN, BU AKŞAM HARBİYE AÇIK HAVA TİYATROSUNDA GÜLŞEN, BU AKŞAM HARBİYE AÇIK HAVA TİYATROSUNDA

"O kadar çok soru sormayı öğretti ki.. O benim hem hocam oldu, hem ablam oldu. O kadar güzel sesi vardı ki…  O kadar iyi bir insandı ki… Saf insandı. Nurlarda uyusun. Ödülleri çok umursamazdı, bana da ‘umursama’ derdi. Bunlar bizi şımartabilir, egomuzu büyütebilir derdi. Ben de ortaya koymam ödüllerimi… O kadar çok şey öğrendim ki ondan. Seni çok çok özleyeceğim. Başım sıkışınca kime telefon edeceğim ben? Canım benim!"

SEVİ ALGAN (KIZI): BEN ANNEMİ HEP PAYLAŞMAK ZORUNDA KALDIM

“Ben annemi hep paylaşmak zorunda kaldım. Almanya’daki işçilerle, çocuklarla… Onlar da Türk tiyatrosunu öğrensinler derdi. Çok erken büyümek zorunda kaldım. 5 yaşında kendi başıma uçakla seyahat ediyordum. Hastanede hasta yatarken annem yanımda olurdu. Biri gelip anneme selam verdiğinde annem onlarla ilgilenmekten beni unuturdu..."

" Kolay tarafları da vardı, zor tarafları da. Sahne onun eviydi. Evliliği de tiyatro gibiydi. Yataktan kalktım. Zangır zangır titriyor.. Deprem oluyor herhalde diye düşündüm. Aşağıya indim annemle babam tiyatro kavgası yapıyorlar. Gündelik hayatı bile böyle yaşardı. En kötü kokan yere bile gül gibi kokuyor derdi. Ben de öğrendim büyüdükçe. Öğrenmek zorunda kalıyorsun… Çok güzel bir yılbaşı geçirdik. İyi ki de geçirdik. Çok hızlı gitti. Belki de böyle olması gerekiyordu. Doktorlarla konuşmasını duysanız. Kendisini yatakta görmek olmazdı. Onun için böyle oldu galiba. İnşallah onun yolundan gidebildiğimiz kadar gideriz. İnşallah onun aktarıcısı olabiliriz. Başımız sağ olsun. Anneciğim… Onların sesini duyabiliyorum şuan annem, babam ve Muhsin Hoca çoktan tiyatro kavgasına başlamışlardır…”