BALKONDA BAŞKA KÜRSÜDE BAŞKA
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, takvim yaprakları 25 Haziran 2018 gösterdiğinde, 24 Haziran 2018 seçim zaferini değerlendirmek için partisinin genel merkez binasında gece yarısı balkona çıktı.
Bir kez daha cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasidir, millî iradedir, milletimizin kendisidir. Bu seçimin galibi 81 milyon vatandaşımızın her bir ferdidir. Türk siyasi tarihinin en yüksek katılımlı serbest seçiminde sandığa giderek, bu demokrasi şölenine katılan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Siz tarih yazıyorsunuz” diye konuştu.
Erdoğan ve partisinin mensupları 14 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde bu açıklamaların tam tersi değerlendirmelerde bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu PKK terör örgütünün desteklediğini öne sürerek “Başta bay bay Kemal olmak üzere Kandil'den görüşmeler yapıyorlar. Yazıklar olsun. Kandil bunları destekleyecek, Kandil'in desteği ile beraber bu ülkede cumhurbaşkanı olacak. Benim milletim Kandil'den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez” dedi. Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu seçilse bile cumhurbaşkanı olamayacağına yönelik iması büyük tepki çekti.
DANIŞMAN: İKTİDAR DEĞİŞİRSE DARBE OLUR
Dün yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, bir televizyon kanalında seçim sonuçları ile darbe arasında bağlantı kurarak , “2023 seçimlerinde bir iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlık sürecine darbe olur. ‘Batıcı mandacı' iktidar felsefesinin egemen olacağını, (Türkiye'nin) hem coğrafi bütünlüğünün hem siyasi birliğinin tehlikeye gireceğini düşünüyorum. Bu başarılabilir mi? O ayrı konu” değerlendirmesini yaptı.
SEÇİM İÇİN ‘SİYASİ DARBE GİRİŞİMİ’ DEDİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir. 14 Mayıs 2023, Batı'nın siyasi darbe girişimidir. Türkiye'yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların 14 Mayıs'ta her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek darbe girişimidir” dedi.
AKP’nin önde gelen isimlerinin olası seçim sonuçlarına yönelik yaptığı açıklamalar son bir haftadır geçmişteki söylemleriyle örtüşmüyor.
ŞİMDİ İŞGALCİ DİYOR, O GÜN ‘KARDEŞİZ’ DİYORDU
Örneğin geçtiğimiz hafta “Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir. Bu seçim, PKK bölücü terör örgütünü, FETÖ terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışanlara karşı milli ve yerli liderin seçimidir, Türkiye’nin seçimidir.” diyen AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, 2018 yılında seçim gecesi parti genel merkezinin balkonunda yaptığı konuşmada, “Duymayan duysun bilmeyen bilsin kardeşiz. Tek bir milletiz. Bugün bayram günüdür, Türkiye’nin günüdür. Gün, 81 milyonun kazandığı, kaybedeni olmayan bir gündür. Ayrı gayrı yok, ötekileştirme yok, sen-ben kavgası yok. ” ifadelerini kullanmıştı.
BEKİR BOZDAĞ NELER SÖYLEMİŞ NELER…
“14 Mayıs'ın akşamı Türkiye'de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır. Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb'ine hamdedenler olacak. Bu ikisinden birini oluşturmak bizim, aziz milletimizin elindedir. O gece kimi sevindireceğimize iyi karar verelim” diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 2018 seçimlerinden sonra “Demokrat olan ve milletin iradesine saygı duyan herkes, seçim sonuçlarını saygıyla karşılar ve milletin kendine verdiği demokratik mesajı alır, kendini ve politikalarını da bu mesaj doğrultusunda yeniden gözden geçirir. Bunlar, hala millete güvenmeyi ve saygı duymayı öğrenemedi. Herkes aklıselimle hareket etmelidir. Öncelikle de siyasetçiler aklıselimle hareket etmelidir. Yalanlar, iftiralar, tehditler ve tahrikler herkese zarar verir ama milletin iradesiyle oluşan seçim sonuçlarını değiştirmez, değiştiremez” değerlendirmesini yapmıştı.