BASKETBOL LİGİ ARTIK DAHA İLGİ ÇEKİCİ
Eski yıllarda 2-3 takım arasında geçen şampiyonluk mücadelesi söyleyecek fazla söz bırakmaz, kısır birkaç tartışmayla sürüp giderdi. Oyun harici tartışmalar da (hakemler, yönetmelikler vs) konunun ana yörüngesini oluştururdu. Oysa bu yıl son birkaç yıldır oluşan favori takımlar harici kıpırdanma (en azından ilk 6 haftanın sonunda) kapsamlı bir mücadeleye dönmüş gibi görünüyor.
Avrupa'nın tozunu atan FB Ülker'in üçüncü, basketbol markası Anadolu Efes'in dördüncü sırada olması çok dramatik görülmeyebilir. Ama son iki yılın şampiyonu GS Liv Hospital’in sekizinci, iki yıl öncenin 3 kupalı şampiyonu Beşiktaş IF’nin onbirinci sırada olduğunu düşünürsek gerçekten ligde işler kızışmış görünüyor.
Aslında dünyanın pekçok yerinde ligi domine eden takımlar vardır. Bu işin doğasında var. Ama ligin diğer takımları çantada keklik değildir. Umarım Beko Basketbol liginde de gidiş böyle olur.
Elbette bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle eskisine göre daha fazla sayıda takım ve özellikle şampiyonlukta iddialı Euroleague takımlarımız Avrupa kupalarına katıldığı için yoğun maç trafiğinin yorgunluğunu ve konsantrasyon sorununu yaşıyor. Böylece Avrupa maçı olmayan veya pek iddiası olmayan takımlar gücünü ve konsantrasyonunu Beko Lig'e yönelterek daha güçlü rakipler haline geliyorlar. Bunun önemi yadsınamaz.
Burada Avrupa'da oynayan her takımımızın böyle bir maç trafiğini kaldıracak kadro derinliğine sahip olmadığını hatırlamakta fayda var. Bu takımlar ilerleyen haftalarda sakatlıklar ve yorgunluk nedeniyle bazı pozisyonlarda rotasyon sorunu yaşayabilir ve ligde daha fazla zorlanabilir.
Ancak tersi de söz konusu. Avrupa'da iddiasını yitiren ya da elenen takımlar yeniden lige asıldıklarında dengeler yeniden değişecektir. Tabii ki diğer takımlar da bunu biliyor. Bu dönemde daha fazla galibiyet ve puan için daha yüksek bir enerji kullanıyorlar.
Bunlara rağmen ligin çok takımlı bir mücadele alanı haline gelmesini yalnızca bu konjunktüre bağlamak haksızlık olur. Çünkü işin içinde büyük emek var.
Artık eskisinden daha fazla yetişmiş üst düzey koça sahibiz. Üstelik çoğunun arkasında daha iyi kalite bir teknik ekip oluşmaya başladı. Kulüp yönetimleri çevresinde daha bilgili bir basketbol camiası oluşuyor. Ayrıca toplam kalite yükseldikçe giderek daha fazla sayıda üst düzey oyuncu Türkiye'yi tercih etmeye başladı. Sıradan yabancı oyunculardan söz etmiyoruz. Bugün emekleme dönemindeki Anadolu kulüplerinde dahi önemli yabancı milli oyuncular yer alıyor.
Amacım elbette bir çırpıda sıralanabilecek sorunları görmezden gelmek, içi boş bir pembe tablo çizmek değil. Ancak sürekli şikâyet edip sızlanmak sorunları çözmüyor. Olumlu gelişmeleri öne çıkarmak ve buradan gelen enerji ile aksayan yönlerin çözümü için planlı çalışmalar yapmak gerekiyor.
Sevgiyle kalın...
Sevgiyle kalın...