BATAĞA GİDEN TÜRKİYE!..

BATAĞA GİDEN TÜRKİYE!..

AKP iktidarında bir akıl tutulmasıdır, almış başını gidiyor...

Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir ekonomik sarsıntı yaşamın her alanına ağır darbeler vura vura ilerliyor...

İşte bu darbelerin en belirgin etkisi daha geçen ay 8.30 bandında duran ABD dolarının dün itibarıyla 9.70'e kadar dayanmasıyla iyice zirve yapmış oldu...

Bankaların sistemi ve döviz bürolarındaki elektronik panolar yetişemiyor dövizdeki değişimi yansıtmaya... Saniye başı milletin cebinden para çalınıyor bu ülkede...

Dakika başı ülkenin dış borcunun üzerine milyarlarca dolar ekleniyor...

Ve zaten geçim sıkıntısından bunalan milyonlarca insan dakika başı daha çok yoksullaşıyor, ekmeğe daha da muhtaç hale geliyor...

Çünkü döviz zaten çılgın biçimde rotadan çıkmışken, Merkez Bankası hangi plana hizmet ediyorsa, 2 puanlık faiz indirimi yaparak dövizi adeta kendi kaderine terk etti ve ekonomi iyice zıvanadan çıkmış oldu...

Enflasyonun 19.58'e çıktığı bir ülkede, politika faizi yüzde 16'ya indirilince, bir dolar dünden itibaren 10 TL'ye doğru hızlıca koşmaya başladı...  Euro ise 11 lirayı çoktan aştı...

Ancak AKP'nin şaşkın ekonomi politikasının yol açtığı çarpıklık ve çelişkiler, dövizi ürkütücü bir düzeye çıkarırken ne toplumun büyük kesiminden ses var, ne de tüm bunlar doğalmış gibi, olayları gidişatına terk eden iktidardan...

Peki; bu pervasız, sarsıcı ve ülkenin her açıdan iyice batağa sürüklendiğini gösteren vahim gidişat nereye kadar sürecek?.. AKP halen iktidarda mı duracak?.

Kış ağır geçecek...

AKP'nin, faizin dövize yapacağı etkiyi bile bile ekonomiyi uçuruma sürüklemesinin sonuçlarını Türkiye çok yakında net olarak görecek... Tahribat çok büyük, bilanço çok ağır olacak...

TL değer kaybederken alım gücü düşen milyonlarca insan daha çok yoksullaşacak, iflaslar artacak, fabrikalar-iş yerleri kapanacak, işsiz sayısı iyice zirve yapacak ve milyonlarca yurttaşın kapısına bir kez daha icra kararları asılacak!..

Yani toplumun geçim çabalarını yıllardır sarsan, toplu intiharlara yol açan, kredi batakları-icra-iflasla yuvaları yıkan, milyonlarca insanı antidepresana mahkûm eden sosyo ekonomik bunalım Türkiye'nin büyük bölümünü daha çok etkisi altına alarak, ülkeyi büyük bir ekonomik felakete doğru sürükleyecek...

AKP'nin pervasız kur ve faiz politikası en çok da asgari ücretle yaşamaya çalışan, açlık sınırında boğuşan milyonlarca insanın ve komik maaş zamlarıyla sefalete sürüklenen milyonlarca emeklinin sofrasından dakika başı lokma çalacak...

İstanbul'da ekmeğin fiyatına bir kez daha zam yapılması da gösterdi ki, zaten Koronanın üretimi durdurmasını bahane ederek iğneden ipliğe tüm ürünlere son bir yılda yüzde 40 ile 400 arasında zam yapan piyasa vurguncularına bir kez daha yağma ve vurgun fırsatı doğacak!..

Yani, çöpten ve pazar yerlerinden gıda artıklarını toplayanların sayısı hızla artacak...

Peki, milleti iyice fakruzarurete sürükleyen bir ekonomik çöküş ülkeyi nereye savuracak ve bunalımdan kurtulmanın çaresini kim bulacak?..

Muhalefetin çözümü ne?..

Sosyal medyada önümüzdeki günlerde yaşanacak ağır sosyo ekonomik tahribatın sinyallerine dikkat çekilen milyonlarca paylaşım yapılırken, yandaş medya gıdadan yakıta, elektrikten suya kadar her şeyin fiyatını fırlatacak olan döviz çılgınlığını, uydurma haberleri öne çıkartarak gözardı etmeye devam ediyor...

Tam da döviz kıskacı ülkeyi boğmuşken, yandaş medya hiçbir şey olmamış gibi, havadan- sudan haberlerle, magazin zırvalarıyla toplumu oyalamayı, halkı gerçeklerden uzak tutmayı ve döviz spekülatörleriyle rantiyenin oyunlarını göz ardı etmeyi sürdürüyor...

En komik manşeti de Türk basınının bir zamanlar amiral gemisi olarak nitelendirilen gazete atmıştı...

Dövizdeki çılgın yükseliş Türkiye'yi sefalete ve dış borçlar açısından giderek daha çok esarete sürüklerken işte o gazete Erdoğan'ın, "F-35'ler için Amerika'ya ödediğimiz 1.4 milyar doları alacağız, bunda kararlıyız" şeklinde, defalarca dile getirdiği sözlerini dün bir kez daha manşet yapmıştı...

Oysa aynı anda tüm dünya, "Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü"nün Türkiye'yi, kara para ile mücadelede yeterli görmediği ülkelerin işaretlendiği "gri liste"ye almasını konuşuyordu...

Nasıl bir çarpık gidişattır bu ey millet?..

Bir yandan uluslararası kurumların kara para saptaması, diğer taraftan kasıtlı yapıldığına dikkat çekilen dövizdeki çılgın yükselişin yol açtığı ağır tahribat büyük bir ekonomik felaketi kapıya getirirken, herkes aynı soruları soruyor;

Bu gidişat nereye, milletin hali ne olacak, bu kış nasıl geçecek, döviz çılgınlığı daha nereye kadar uzanacak, Türk Lirası daha ne kadar değer kaybedecek ve milletin açlık-sefalet girdabı daha ne kadar büyüyecek?..

Evet; siyasetin TBMM'deki grup toplantılarında karşılıklı atışmaya dönüştüğü bir ülkede, iktidar her konuda olduğu gibi döviz rezaletinde de pervasız davranırken, bu gidişata Twitter'daki kısır döngüyle isyan etmeye çalışan muhalefet halka daha inandırıcı çözüm yöntemleri göstermeli, umut vermeli, "çare" üretmeli ve bu ağır tahribat ülkeyi tamamen batırmadan AKP'yi nasıl durduracağını düşünmelidir...

Aksine; uyduruk anketlere güvenenlerin iktidar sarhoşluğu içinde, döviz girdabı nasıl yükseliyorsa, kararsız seçmenlerin sayısı da o kadar artmaya devam edecek...

Anladık; AKP ülkeyi artık yönetemiyor, memleket batağa sürükleniyor da, laf değil, "çözüm" ve acil "çare" lazım vesselam...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac