BEN BİLMEM BÜYÜKLERİM BİLİR!
Tedirgin bir ruh haliyle oturduğum yazı masamda bugün ne yazacağım diye düşünürken aklıma birden bu başlık geldi! Siz başlıktaki büyüklerim yerine; “AKP, hükümet, iktidar, yönetim, saray, devlet, muktedir” vb ne isterseniz koyabilirsiniz. Bu arada bir bilgi notu da geçeyim, televizyon dilinde buna “ürün yerleştirme” deniyor!
Kararlıyım bugün kalemimde (tuşlarda mı demeliydim?) sadece alıntılar yer alacak. Yorum katmak, ileri geri laf etmek, yönetimin belirlediği ölçülerin dışına çıkmak yok. Anlaştık mı? O zaman durmak yok yola devam…
Cumhurbaşkanı TBMM’deki itişme ve küfürleşme için; “Herkes haddini bilecek, sandığa saygı duyacak. Edep adap bilmeden engelleme gayretinde olanlar! Anayasa değişikliği yürürlüğe girerse doping etkisi yapar. Benim kendi tarihimden, geleneklerimden olan bir altyapı var. Orayı esas almak suretiyle bunu kalkar miks eder yeni bir anlayışla dünyaya çıkabiliriz” şeklinde konuştu.
Başbakan; “Bu OHAL, vatandaşa değil, devlete yöneliktir ” dedi.
Adalet Bakanı; “Anayasa değişikliği Türkiye’nin geleceğine, istiklaline, istikbaline, istikrarına, büyük Türkiye idealine dönük yapılan büyük bir reformdur, büyük bir şahlanışın heyecanını yaşıyoruz” buyurdu.
AKP milletvekili İsmail Aydın; “Anayasanın ilk dört maddesi de değiştirilebilir” deyip olaylar çıkınca başbakan; “Biz teklif etmedik, olanlarla da işimiz olmaz” diye noktayı koydu.
Erdoğan; “Elinde silah olan teröristle, doları, Avrosu, faizi olan terörist arasında hiçbir fark yoktur” dedikten sonra T.C yurttaşlığına geçiş için 2 milyon dolarlık bir rayiç belirledi. İlgili kurumlar böylece hazinemiz dolacak, ele güne karşı başımız dik, sırtımız pek olacak şeklinde görüş bildirdi.
Binali Yıldırım; “Abdülhamit’i anlamak istiyorsanız, İstanbul Üniversitesi’ne, İstanbul Erkek Lisesi’ne, Selimiye Kışlası’na bakın. İstanbullunun kullandığı Marmaray projesi de onun hayalidir” dedi.
Dikkat isterim! Yukarıdakiler yetkili kurum ve ağızlardan çıkmıştır. Asla vazgeçilemez, ihmal edilemez, ihlal edilemez söz ve açıklamalardır. Bu sözlerin bizi aştığını, daracık ufkumuzun çok ötesinde bir bilek ve bilgi gücü taşıdığını, kavramakta zorlanacağımızı biliyoruz ama inatla ve sabırla sık sık okumamız gerektiğini unutmayalım…
Hazmedilmesi ve düşünülmesi gereken bu açıklamaları sık sık okursak, canımız sıkıldıkça, moralimiz bozuldukça, ümidimiz azaldıkça okursak rahatlayacağımızdan emin olun lütfen! Boşuna mı söylendi ya da boşa mı gitsin bunca söz?
Aman diyim unutmayın!