BEYLER! YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ NE DEMİŞ?

BEYLER! YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ NE DEMİŞ?

Bu hay huy arasında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarihi bir karara imza atmaz mı? Biz kadınların içine sular seller serpmez mi? Karara göre; doğum günü ve evlilik yıldönümlerinde eşi sürekli yalnız bırakmayı boşanma nedeni saymaz mı? Eşini sosyal ortamlarda ve özel günlerde yalnız bırakan, eşine karşı ilgisiz olan erkekleri kusurlu sayarak boşanma gerçekleşecek demez mi? Olay budur, alkışlar Yargıtay 2. Hukuk Daire’yedir. Yürütmede tekleşme, devlette tekelleşme hız kesmezken iyi şeyler de oluyor demek…

Şimdi kararı duyuran Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bu yaşamsal(!)kararının ayrıntılarına dalalım. Karardaki özel günlerden kasıt; evlilik yıldönümü, doğum günü, yılbaşı, bayram vb olarak açıklanıyor. Sosyal ortamlar ifadesi ise; düğünler, yurtiçi ve yurt dışı geziler, konserler, açılışlar, kermesler olarak özetleniyor…

Sayın Yargıtay!
Sayın Saray!
Sayın Hükümet!

Bu öyle “laf ola torba dola” bir karar mıdır?
Yoksa bugünden itibaren unutulan evlilik günü, doğum günü, tanışma gününün unutulması boşanma nedeni, hem de tek celsede(!) sayılacak mıdır?
Ya da tiyatroya, sinemaya, seyahate, konsere, sergiye, müzeye, kermese, açılışa yalnız gitmek, ilgisiz eşlerden boşanma için yeterli olacak mıdır?
Yine bu gerçekse ve boşanmalar hızla artınca yetkililer bir süre sonra “biz yanıldık, öyle demek istememiştik, saflığımıza geldi” diyecekler midir?

Lütfen bu çelişkiyi giderin. Kafamızı karıştırmayın. Tepemizin tasını attırmayın!

Sayın yetkililer!
Sakın yanıldık demeyin, bizi aldatmayın, net görüş bildirin, aksi halde mahkemelerin dava yükü çok artar, mahkemeleri zorlu zahmetli günler bekler peşinen söyleyelim!

Şimdi Koskoca Yargıtay bu kararı verecek, hal böyle böyle diyecek, koşullar şöyle şöyle diye açıklayacak, gerekçelerini ortaya koyacak.  Hem zeki hem akıl küpü Türk kadını da boynunu büküp, kadere boyun eğip oturacak öyle mi? 33. kez muhtarlara seslenen ve gücünü hissettiren Saray’a sesleniyorum. Bir toplantıda bizimle yapın, ya da referandum istiyoruz!

Yarınlarımız için, kızlarımızın geleceği için, birlikte yas tutup ağlamamak için, durumu değerlendirmek için sesimize kulak verin. Bizi dikkate alın, yaşam tarzı etiketlerinizi bir kenara bırakın, ağzınızdan düşmeyen birlik ve beraberlik için sesimizi duyun…

Not: Şimdi kalkıp ülke için için kanarken, kan gövdeyi götürmüşken, içimiz yanarken sırası mı bu yazının derseniz! Sadece gülümsetmek için yazılmış bir yazıdır derim… 

Aksi halde ülkemizde evlilik sisteminin bu karardan sonra acilen çökeceğini ben bilmez miyim? Siz bilmez misiniz? Erkekler bilmez mi?