BİLGİ İNSANA HEM GÜVEN HEM KORKU VERİYOR…

BİLGİ İNSANA HEM GÜVEN HEM KORKU VERİYOR…

Siz başlıktaki “güveni” gelişmiş batı, “korkuyu” ise bize ait bir duygu olarak okuyun lütfen!

Aynı toprakların doğurduğu, benzer acıların yoğurduğu insanların başlığı haklı ve yerinde bulacaklarından eminim. Vatan aslında neresidir? İnsanlar bir gün niye vatanından kaçıp gitmek ister? Sinir uçlarını durmadan kaşıyanlara karşı ne yapılır? Resmin bütününe baktığımızda öne çıkan ya da çıkartılan siyasi algılar nedir ve nasıl okunmalıdır? Başına açılanları gören ve ürken insan neden geride durmayı yeğler? İnsanlıkla koyunluk arasındaki ince çizgi nerede başlar, nerede biter? Dış ülkelere sığınmak düşleri gerçekleştirmeye yeter mi? Hayata tadıyla bakmak, yaşamın hakkına vermek varken insan neden kaçış planları yapar? Sonra da kendi kendine ve durmadan; “Kuş olsam evime uçsam”,  “gurbet elde bir hal geldi başıma”, “bir başkadır benim memleketim” gibi şarkılara- türkülere sığınır?

Aklımdaki soruları da içeren bu kendimce havalı ve felsefi girişten sonra gelelim gelişmeye!

Terör, çocuk istismarı, kadına şiddet, eğitim sorunu, düşünceye baskı, çocuk gelinler, yasallaşması düşünülen taciz ve tecavüz, sıradanlaşan işçi ölümleri, artan işsizlik,  şiddet uygulayan erkeğin duyduğu gurur, silahın- dayağın taçlandırıldığı ve alkışlandığı dizi furyası, kadının görünmez kılınıp ikinci plana atılması, sevmekle şiddetin içi içe olduğu bir ülke düşünün…

Yetmedi ve bitmedi. Biter mi? Sosyal medyayı susturmak için polisin kelime avına çıktığı, MEB’nın okul müfredatlarını kökünden değiştirdiği, krizin ayak seslerinin giderek yaklaştığı, 2002’de kişi başına dış borç 1900 doların altında iken, bugün 5300 doların üstüne çıktığı, ekonomik krizin kapıya dayandığı, siyasi risklerin yoğunlaştığı, fiili işsizliğin yüzde 20’ye ulaştığı ülkemizi düşünün…

Tam da bunları düşünürken, bu can yakan sorunlarda daha fazla boğulmamak için can simidi arayışına girmez miyim? Önüme en güvenilir kişiler listesinin açıklandığı haberi düşmez mi? Geri kalmak olmaz diye(!) bende bugünlerde en güvendiğim kişiyi açıklamaz mıyım? Başlığıma da uygun düşer diye konuya dalmaz mıyım?

Şimdi sözü tarzına, tavrına, ustalığına, cesaretine, boyun eğmezliğine hayran olduğum Merly Streep’e bırakıyorum. Bakın usta sanatçı Altın Küre ödül töreninde ne diyor? Fonda engelli bir muhabiri alaya alan Trump’ı tutarak bize çok tanıdık gelen neler söylüyor usta sanatçı?

“Bu başkalarını aşağılama içgüdüsü, kamusal alanda güçlü bir kişi tarafından gerçekleştirildiğinde herkesin hayatına tezahür eder. Saygısızlık, saygısızlık getirir; şiddet, şiddeti tetikler. Ve güçlü olan gücünü zorbalık için kullandığında hepimiz kaybederiz.” 

ABD halkı yapılan kamuoyu yoklamaları ya da anketlerde kimi en güvenilir seçer- seçiyor bilmiyorum. Trump yarın bir gün; “Eyyy Merly! diye söze başlayıp ayar çeker mi onu da bilmiyorum. Bildiğim o ki benim bunca insanın susup, oturup, üç maymunu oynadığı günümüzde en güvendiğim sanatçı şu anda Merly Streep. Ülkelerin günü ve geleceği söz konusu olduğunda güven ve bilginin daha çok ortaya çıkmasının önemini bir kez daha kanıtladığı için alkışlar Merly Streep’e…

Sırada ülkemizden iki örnek de var. İlki karı ve kartopunu özleyen Mersinli çocuklar için okulların bahçesine kamyonlarla kar getirten Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz! 

İkincisi Kırıkkale’de kar yağışı altında okula giderken servis araçları bozulan bunu da valiye tweet atarak; “Servis kaza yaptı, bize makam aracı ayarlasanız” diyen Sabri Buğra Uyaroğlu adlı öğrenciyi ertesi günü evinden makam aracıyla alıp okula kadar götüren Kırıkkale Valisi Mehmet İlker Haktankaçmaz!

Sn Başkan! Sn. Vali! Özlediğimiz yönetici tipinin örneklerini vererek içimizi ısıttığınız için, çocukların yüreğine dokunduğunuz için, bize unuttuğumuz değerleri hatırlatıp güven verdiğiniz için sizi kutluyor ve teşekkür ediyorum…