BOĞAZINA KADAR BATAN “TÜRK BÜYÜKLERİ!”

BOĞAZINA KADAR BATAN “TÜRK BÜYÜKLERİ!”

Aslında “ortalık pislikten geçilmiyor” tanımlaması daha çok yakışırdı! Sedat Peker’in 7’nci videosu 20 milyonun üzerinde izlendi; videoların toplamının izleyici sayısı ise 60 milyonu geride bıraktı… Hani biraz sıksa, Türkiye nüfusuna erişecek rekor bir rakam bu! Son videonun özelliği ise bir anda uluslararası sularda yüzmeye başlaması; neler yok ki bu videonun içinde:

Cinayet: Uğur Mumcu ve Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı suikastları; Peker, Mumcu’nun azmettiricisi olarak Mehmet Ağar’ı işaret etti, “Suikast mahalline ilk kim gitti? Mehmet Ağar! Cinayet yerine ilk kim gider, katil!” Sözleriyle çok ağır bir suçlamada bulundu… Kutlu Adalı için de, Korkut Eken’i işaret etti, “Önce bana teklif ettiler, kardeşim Atilla’yı görevlendirdim; Kıbrıs’a gittiler ancak olmadı döndüler. Sonra Eken’in başka bir ekibi işi bitirdi” diye açıkladı cinayeti!..

-Uyuşturucu: Peker, uyuşturucu ticaretinin yön değiştirdiğini, Kolombiya’dan artık kokain çıkarmanın çok zorlaştığını ancak yeni yer olarak Venezuela’nın seçildiğini, Türkiye’nin merkez haline geldiğini belirterek Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ı işaret etti. Peker’in “Venezuela’ya gitti” iddiası ise doğru çıktı; Binali Yıldırım, oğlunun “Kovid-19 yardımı için maske götürdüğünü” ileri sürdü!

İnsani ve vicdani bir durum tabii… Ancak, Erkam Yıldırım’ın “yardım yapmak” maksadıyla tee Venezuela’ya gittiği sıralarda, Türkiye’de vaka sayısının binlerle ölçüldüğü, bu ülkede ise yalnızca 300’lerde olduğu ortaya çıktı!.. İleri görüşlülüğün bu kadarına ancak ve ancak şapka çıkarılır vallahi!..

Ben, Faruk Bildirici’nin şu sözleriyle bitireyim bu bölümü bari:

Hatırlatalım, T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Binali Yıldırım ve oğullarının servetini sorguladığı için yargılanmış ve beraat etmişti. O davayı açan savcıların vicdanları bugün bir nebze olsun sızlamış mıdır acaba?..

Cumhurbaşkanlığı tatilde mi?!.

Evet, ne diyorduk, Peker’in videoları 60 milyon sınırını geçti!

Nasıl geçmesin; cinayet, tecavüz, uyuşturucu, kokain, yağma, tehdit, şantaj, hakaret, yok yok bu dizide! Buna karşılık, iktidar cenahına baktığınızda görülen şu:

Ölümcül bir sessizlik ve akıllara seza bir darmadağın olmuşluk!..

Mafya tipi örgütlenmenin tam göbeğinden gelen, yaptığı ya da sipariş verilen işleri, tabii ki zaman aşımına uğramış olanları bir bir anlatan 30 yıllık bir suç örgütü elemanının söyledikleri, gündemin birinci sırasına olanca ağırlığıyla “çöküverdi!

Kokain ticareti ile ilgili söyledikleri ise işi uluslararası boyuta taşıdı; başta ABD Uyuşturucuyla Mücadele Birimi DEA başta olmak üzere bir çok ülkenin emniyet güçlerinin radarları Türkiye’ye çevrildi!

Peki, Peker’in birinci sıradaki hedefi, “benim dönüş biletimdi” dediği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ne yaptı? Bu akşam Habertürk’te ilk kez, iki gerçek gazetecinin karşısına çıkacak! Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz soracak, o yanıt verecek! Bu yazı yazıldığı sırada henüz bu “karşılaşmaya” saatler var. Son anda “iyi saatte olsunlar” duruma müdahale etmezse, sizler bu yazıyı okurken, bu programı izlemiş olacaksınız…

Peki ne söyleyecek? Bilmiyorum! Ancak bana kalırsa söyleyeceklerinden çok daha önemli bir bir durum var:

İnandırıcılık!..

Çünkü bugüne dek söyledikleriyle hep “seviye” sorunu üzerinden eleştirilmiş, hele son olarak “karısının iç çamaşırları arkasına sığınan” sözleriyle epey büyük tepki çekmişti!

Bu akşamki TV programı Soylu’nun belki de son şansı olacak; inandırıcı olduğu ölçüde, iki namuslu, bilgili ve zor sorular soracak olan gazetecinin önünde dik durabildiği ölçüde başarılı olacak!..

Tam bu noktada aklıma hep aynı soru takılıyor:

Cumhurbaşkanlığı nerede acaba? Tatilde mi!..

Saraydan tık yok!..

Başlıktaki düşünce yalnızca bende değil, toplumun her kesiminde var…

Haftalardır yer yerinden oynuyor, “kan-revan” içinde bir savaş yaşanıyor, akıl almaz suçlamalar birbirini izliyor, ne Cumhurbaşkanı, ne kurmayları ses veriyor! AKP’li Cumhurbaşkanı geçenlerde isim vermeden “suç örgütleriyle ilgili” bir şeyler söyledi ancak kimse ne dediğini anlayamadı!

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ve iletişim başkanı “dostlar alışverişte görsün” türünden bir şeyler söylediler, İçişleri Bakanı Soylu’yu koruyormuş türünden bazı açıklamalar yaptılar o kadar!

Yargı cenahı deseniz, derin bir sessizlik içinde! Şu açıklamaları yüzbinde birini, mesela ben yapsam, başıma neler gelirdi tahayyül dahi edemiyorum!.. İnsanlar “yargı bakalım ne zaman el atacak?” diye papatya falı açmaya bile başladı!..

Ancak, son derece ilginç hatta manidar olarak görülebilecek bir olay da yaşandı… Tam da Peker’in “video fırtınası” cinayet, kokain konularını ortalığa saçarken medyaya, istinaf mahkemesinin aldığı karar düştü. Aslında tee 5 Nisan’da alınan karar şöyleydi:

Mehmet Ağar ve Korkut Eken’in de aralarında bulunduğu önemli isimlerin yargılandığı “90’lı yılların faili meçhul cinayetleri davası”nda beraat kararları bozulmuştu!..

Tesadüfün böylesi! Karar, hem de tam bir buçuk ay sonra video şov sırasında açıklandı ve şu yoruma konu oldu:

Kim, kime hangi mesajı gönderiyor?!.

Peker’in kimlere mesaj gönderdiği az çok belli… Peki, Peker’e kim böylesine güçlü bir mesaj gönderiyor?

Ne bileyim, müneccim değilim ki!!!

https://twitter.com/umit_zileli