BU ÇÖKMÜŞ İKTİDARIN KURTULUŞU PARLAMENTER SİSTEM mi?
Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi taktik ya da stratejiye sığınmaya kalksalar da bir türlü olmuyor, olamıyor! Uzun süredir görüntü şöyle:
–İttifak sürekli olarak erim erim eriyor!
Dışarıdan, içeriden hatta iktidar yanlısı olanlardan yani neredeyse tüm kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptıkları anketler aynı sonuca işaret ediyor:
–Cumhurbaşkanlığı da milletvekili seçimleri de gitti gider!
Geçenlerde paylaşmıştım; bir iktidarın gidişinin en önemli üç göstergesi vardır.
–Üst düzey bürokrasideki hoşnutsuzluk ve kıvranmaya başlama halleri…
-İktidar partisi içinde başgösteren klikleşme ve “gemiyi terk etmeye” hazırlık halleri…
-Yandaş medyadaki kuvvetli dönüş işaretleri…
Bu üç göstergenin artarak ve belirginleşerek sürdüğünü görüyoruz… Bürokrasi mesela, harıl harıl fotokopi çekmekle meşgul; gelecek iktidar döneminde “Vallahi ben suçsuzum işte delillerim” diyebilmenin önemli yollarından biri bu çünkü! Erdoğan Bayraktar gibi, “Emir yüksekten gelince uygulamak zorunda kaldım” diyenler de çıkacaktır tabii!
Partiye baktığınızda kaç parçaya bölündüğünü, nasıl gruplaştığını, birbirini yemek için nasıl avuç içlerinin kaşındığını görmek için kulislerde biraz vakit geçirmeniz yeterli!
En büyük göstergeye gelince; yandaş medyaya, kalemşörlerin köşelerine bakmanız durumu anlamanız için adeta “kutup yıldızı” formunda parlıyor!
–Kısacası, bu sistemde AKP-MHP ortaklığına “ekmek yok” denilebilir!
Akıl hocaları devrede!
Son günlerde, açıkça parlamenter sisteme dönüş güzellemeleri de başladı!
Birbiriyle hiç ilgisi bulunmayan bazı mahfiller, açıkça ve yüksek sesle dönüş işaretleri vermeye, çarenin “parlamenter sistem” olduğunu anlatmaya başladılar!
Mesela, şu Cübbeli Ahmet isimli muhteremi ele alalım; geçen gün CNN Türk’deki “Tarafsız Bölge” programına katılan Cübbeli ile program arasında yaptığı konuşmayı Hürriyet gazetesindeki köşesine taşıyan Ahmet Hakan, Hocanın söylediği sözleri aktardı:
–AK Parti, parlamenter sisteme dönerse iktidarı hiç kaybetmez. Durumu riske atmak istemiyorsa yapması gereken şey parlamenter sisteme dönmektir!
Gördünüz mü korkunun dağları bile nasıl sardığını, tarikat köşelerinde bile nelerin konuşulduğunu, çözümler üretilmeye çalışıldığını…
Gelelim Posta gazetesinde Rauf Tamer’in yazdığı satırlara:
–Erdoğan, yüzde 50 artı 1 barajıyla zor yolu seçmiştir. Halbuki öbür sistemde iktidara gelebilmek için birinci parti olmak yetiyor. En azından koalisyon ortağı. Erdoğan şimdi çıkıp şakacıktan bile dese ki ‘Parlamenter sisteme dönme kararı aldım, yarından tezi yok…’ Kim bilir ortalık nasıl karışır? İttifak dahil her şey tarumar olur.
Bu tez, epey zamandır AKP cenahında da, kulislerde de düşünülen, anlatılan, fısıltıyla da olsa konuşulan tezle birebir aynı!
–AKP Genel Başkanı da yakın çevresiyle bu tezi konuşmuyor mudur sizce?
“Tam yetkisiz tam güçsüz cumhurbaşkanı!”
Bütün bunları izliyor, gözden kaçırmıyorduk…
Ancak dün kaleme alınan bir yazı, bu makalenin yazılmasını farz kıldı! Habertürk yazarı Nagehan Alçı, dün köşesinde Afganistan’a gittikten sonra laikliğin önemini çok daha iyi anladığını anlattıktan sonra 2023’de yapılacak seçimin çok zorlu geçeceğini söyledi ve şu bombayı patlattı:
–Başbakanlık modeline geçilecekse şimdiden hazırlıklar başlamalı. Tam yetkisiz ve tamamen sembolik Cumhurbaşkanlığı makamı anayasal olarak planlanmalı. Eski parlamentarizmden farklı olarak Cumhurbaşkanı kesinlikle tam yetkisiz ve tam güçsüz olmalı. Cumhurbaşkanlığı devletin ve milletin birliğini temsil etmeli ve yeniden Çankaya’ya taşınmalı..
Gerçekten müthiş, değil mi! Ben, Alçı’nın bu yazıyı bir temenni olarak, kafasında oluşturup yazdığını hiç zannetmiyorum! Yakın geçmişte “tek adam rejimini” tüm gücüyle savunan Alçı’nın bu “dönüşümü” mutlaka sağlam bir bilgiye veya desteğe dayanıyor olmalı!
Bu arada böyle bir Cumhurbaşkanı, Erdoğan’ın kendisi değil işaret edeceği birisi olacak, Başbakanlık makamı ise tüm yetkilerin üzerine oturacaktır, bu kişi de kendisi olacaktır herhalde!
Evet, anlaşılan bu plan hayli ilerlemiş, dışarı sızdırılma zamanı da gelmiş besbelli! Ancak ne kadar tutar, elde kalan oy oranı bu olanı gerçekleştirmeye ne kadar yeter orası da ayrı bir tartışma konusu… Ancak, muhalefet dahil her kesim böyle bir atağa şimdiden hazır olsun derim…
–Bakalım “dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan kim mahrum kalacak” göreceğiz!..
https://twitter.com/umit_zileli