Silahı şiir, şiiri silahtır...
Kadınlar, çocuklar, emekçiler; vazgeçilmezidir…
Elmayı da toprağı da çınarı da dillendirmiştir Nâzım Hikmet..
Bir gün kaçmaya karar verir çok sevdiği ülkesinden...
17 yıllık hapislik; kalbini çok yormuştur...
Günde 12 saat sırtüstü yatma zorunluluğu vardır.
İki kez de öldürülmek istenmiştir…
Kaçmadan hasta hasta 50 yaşında Rus cephesine gönderilecektir çünkü...
Güneş altında yarım saat ayakta kalsa öleceğini bizzat doktoru söylemiştir de…
Küçük bir sandalla boğazdan Karadeniz’e açılır.
Romanya şilebindekiler görür ve kendilerine beyaz menzilinin salayan şairi tanırlar...
Fırtına ile iki saat mücadele edilir, güçlükle gemiye alınır Nâzım.
Bitkindir...
Gözlerini açtığı süvari kamarasında duvarda büyük resimli afişi okur:
“Nâzım Hikmet’i Kurtarınız” Oysa serbest bırakalı bir yılı geçmişti!
50 yaşından önce onu, zindanın kalın soğuk duvarları ayırmıştı sevgili
vatanından ve insanlarından… 50’sinden sonra yeryüzü yuvarlağının duvarları…
Hasretin ve karasevdanın!
Fransız yazar Simon de Beauvoir, “La Force Des Choses”te
Nâzım’ın 17 Haziran 1951’de yurt dışına niçin ve nasıl gittiğini böyle anlatır...
Türkçe ile de en iyi dost Usta “Hasret”i yazar:
“Memleketim, memleketim memleketim/
Ne kasketim kaldı senin ora işi/Ne yollarını taşımış ayakkabılarım/
Son mintanım da sırtımda paralandı çoktan/
Şile bezindendi/
Sen şimdi yalnız saçımın akında/
İnfarktında yüreğimin/
Alnımın çizgilerindesin memleketim, memleketim, memleketim, memleketim…”
***
Türkiye’de yazmak, okumak, düşünce özgürlüğünü savunmak; zor iştir!
Hele iktidar karşıtı olmak, güce boyun eğmemek!
Hep kişiye bedel ödetir bunlar…
Nâzım Baba da çok bedeller ödemiştir!
Zindan, işkenceler, sürgünlerle…
Kırılsa da -şair ürkekliğiyle- sol cebinden umudu eksik etmeden!
Küçük mutluluklar aşkıydı ama onları kimseye vermek istemezdi...
Denizlere, mavinin her tonuna, gergin beyaz yelkenlere aşıktı!
“Şiirleri mendillerde” Vatan Haini Vatan Şairi Nazım Hikmet!..
***
Yaşarken de yaşadıktan sonra da çektirdiğimiz!
Rüzgara Karşı Yürüyen Adam!
Kurtuluş Savaşı’nı tek destanlaştıran!
“Şeyh Bedreddin Destanı”nda da hem Divan hem de
Halk şiirimizi harika sentezleyen…
Yetmişinde bile zeytin dikmeyi,
Yaşamı ciddiye almayı yazmış
Türk ve Dünya Şiirinin N Vitamini!
Şiirleri defalarca bestelenen Dünya Şairi!
Mustafa Kemal’den sonra
En Çok Tanınan İkinci Türk!
Güzel Yüzlü Mavi Gözlü Dev!
Hiçbir şairi/yazarı kıskanmayan…
Ahmed Arif, Orhan Kemal gibi
“Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha/
Güzelim dünya elveda ve merhaba kainat…”
deyiverdi, 53 yıl önce 3 Haziran’da Yaprak Döktü!
Bu kez dizeler(in) bizden sana Nâzım Baba;
“Kararmayacak Sol Mememizin Altındaki Cevahir!..”
#nazımhikmet
https://twitter.com/Atikopruluoglu