BU NASIL BÜYÜMEK YARABBİM!..

BU NASIL BÜYÜMEK YARABBİM!..

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) her zamanki gibi yine büyük bir müjde verdi:

Bu yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.7 büyümüştük!

Aman Tanrım; bir sevindik, bir mutlu olduk, Ali Babacan’ı karşısında gören esnafın oynamaya başlaması solda sıfır kalır, o kadar yani! Gerçi, “Büyüdük diyorlar, aç bak cüzdanına, borçlarına, girdiğin kuyrukların nasıl uzadığına, oldu mu sana bir yararı” diyen münafıklar var ama TÜİK dururken onlara mı inanalım yani!

Diğer taraftan bu TÜİK denilen kurumun açıkladığı işsizlik rakamları, enflasyon oranları da pek bir tuhaf ama olsun, sonuçta iktidarın, pardon devletin kurumu değil mi?..  Derken, ekonomi uzmanları aldı sazı eline; bu büyüme oranının büyüme değil, “Borçlanarak şişme” olduğunu, ihracatın gerilediği, ithalatın arttığı, üretimin hayal haline geldiği, tarımın, hayvancılığın can çekiştiği, üreticinin, çiftçinin havlu atmaya hazırlandığı, milyonlarca dönüm verimli topraklarda ekim yapılmadığı bir ülkede borçlanarak şişmenin ahaliye en ufak bir yararı olmadığını söylediler mi size!.. Hadi çıkın bakalım işin içinden…

Birazcık sevinelim demiştik, o da kursağımızda kaldı iyi mi!

Dahası var, ekonomisinde fazla veren ülkeler bile önümüzdeki yıl projeksiyonunda küçülme rakamları açıklarken, Türkiye’nin bu “çılgın” büyümesinin gerçeklerle hiç de bağdaşmadığını söyleyen uluslararası raporlar var ortalıkta! Alın Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin raporunu; küresel ekonominin 2020’de 4.2 daralacağını belirttikten sonra ekonomik aktivitedeki düşüşün Türkiye’de yüzde 15 olduğunu anlatıyor! Bizden fazla olanları da kayda geçireyim:

Arjantin’de yüzde 18, Meksika ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yüzde 19, Hindistan’da yüzde 20 düştü ekonomik aktivite.

Sonuncu olmadığımıza mı sevinsek!..

Beterin beteri var!

Çocukluğumuzda, okulda bize öğretilen ve de gurur veren bir bilgi vardı:

Dünyada kendine yeten 7 ülkeden biriyiz!..

Ne güzel değil mi? Maalesef o da “eski Türkiye”de kaldı! CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Birleşmiş Milletler “gıda ve açlık” raporuna dayanarak, 2019’da yaklaşık 700 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini açıkladı. 2020 sonuna kadar 130 milyondan fazla insanın da Kovid-19 salgını nedeniyle kronik açlığa düşebileceği tahmin ediliyor!

Bülbül, AKP iktidarı döneminde yaşatılan çevresel tahribatlar nedeniyle tarım ve mera alanlarında devasa azalmalar yaşanırken, tarımsal üretimde çiftçilere değil şirketlere verilen desteklerle ülkemizin ithalata bağımlı hale geldiğini vurguladı. Gelin rakamlara bakalım:

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 41 milyon 196 bin hektar olan tarım arazilerimiz geçen süre içinde 3 bin 484 bin hektar azalarak 2019 yılında 37 milyon 712 milyon hektara düştü..

Bu şekilde anlatınca pek bir şey ifade etmeyebilir; bu ne demek biliyor musunuz?

Tam 35 milyon arazi artık ekilmez oldu demek!

Bitmedi; 2019 yılında da toplam 850 bin dekar arazi ekilmez oldu! 2020’de ne olduğunu şimdilik Tanrı biliyor; biz önümüzdeki yıl öğreneceğiz!

Ülkemizde üretilen taze sebze, meyve üretiminde rekoltenin tepe üstü aşağıya doğru seyrettiğini de ekleyeyim, üstüne tüy dikilmiş olsun! Bunun adına ne denir, onu da söyleyeyim tam olsun:

Bunun adına, bu güzelim ve bereketli ülkede GIDA KRİZİ kapıda denir!..

Haa, unutmadan şunu da belirtmem lazım; Katar ile “su anlaşması” yaptığımıza dair iddialar da var. Dünya su kaynakları raporlarında Türkiye “Su fakiri” ülke olarak tanımlanıyor. Aklınızda bulunsun!

ADD’ye yakışan aday

Türker Ertürk Paşa’yı uzun yıllardır tanırım…

Ergenekon, Balyoz kumpaslarının en ağır zamanlarında Deniz Harp Okulu Komutanı iken, Tuğgeneral rütbesiyle emekliliğini istemiş, çok sevdiği askerlik mesleğini bırakmış ve tüm gücüyle kumpaslara karşı savaş vermişti…

Gösterdiği dik duruşun, devrimci tavrın, cesaretin tanıklarından biriyim. Geçen gün Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı’na adaylığını açıkladı. Açıklamasındaki şu bölüm, kişiliğini göstermesi açısından çok önemliydi:

Yüce Atatürk’ün “kendi kişisel çıkarları için yabancılarla işbirliğine giren ve gücünü halktan almayan küçük bir azınlığın dışındaki tüm güçler, aralarındaki etnik, dini ve siyasi ayrımları erteleyerek Ulusal Kurtuluş Mücadelesi yolunda birleşmelidir” direktifi doğrultusunda çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma mücadelesinde “Ben” değil, “Biz” diyen kafa yapımızla öne çıkıyor ve sizleri de yanımızda görmek istiyoruz.

Türker Ertürk, dünyanın en büyük Demokratik Kitle Örgütlerinden ADD’nin başına çok yakışacaktır. Yıllardır sancılı ve ne yazık ki etkisi azalan örgüte de büyük moral ve güç katacaktır.

Güneşli günler adına tam desteğim yanındadır…

https://twitter.com/umit_zileli