“CHP BU PESPAYELİĞİ HAKETMİYOR” DİYENLERE!

“CHP BU PESPAYELİĞİ HAKETMİYOR” DİYENLERE!

SORU: “CHP Genel Başkanı, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ismini ortaya attığı zaman böyle bir tepki göreceğini bilmiyor muydu?”

CEVAP:
“Hayır bilmiyordu” ise;
YORUMLUYORUM: “Bu adayla böyle bir tepkiyi öngöremeyen birisi ne diye CHP Genel Başkanlığı yapar ki?”

CEVAP: “Evet, biliyordu” ise;
YORUMLUYORUM: “Madem biliyordu, o zaman neden böyle bir aday açıklayarak böyle kritik bir zamanda tartışmalara ve olası ittifakın parçalanmasına neden oldu?” 

***

SORU:
“Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ismi CHP'nin Genel Başkanı, MYK'sı ve PM tarafından müştereken mi belirlenmiştir?

CEVAP: “Hayır, sadece Genel Başkan ve/veya dar bir ekip tarafından belirlenmiştir” ise;
YORUMLUYORUM: “Ülkenin içine düştüğü bu ateşte, CHP Genel Başkanı’nın kendisine ‘ancak kendisinin bilebildiği bir şekilde’ empoze edilmiş olan bu adayı yetkili kurullarına danışmadan tek başına hareket ederek ortaya çıkarması ne kadar mazur görülebilir bir iradedir, mazur görülebilir mi?”

CEVAP: “Evet, CHP'nin Genel Başkanı, MYK'sı ve PM tarafından müştereken belirlenmiştir” ise;
YORUMLUYORUM: “Bu kuyruklu yalana MYK ve PM üyeleri bile, her ne kadar netice itibarıyla okey demişlerse de kahkahalarla gülerler.”

ADAYI DESTEKLEYEN BİR GAZETECİ ÖYLE ŞERH’LER KOYMUŞ Kİ… 

CHP Genel Başkanının kimseye danışmadan aldığı bu kritik karar üzerine sevdiğim bir gazetecinin şu ifadelerini hayretle okudum;

-“Ekmeleddin İhsanoğlu, benim kafamdaki profile uygun bir aday değildir.”
-“İsmi bende heyecan ve motivasyon yaratmamıştır.”
-“Benim gönlümdeki Cumhurbaşkanı adayı Deniz Baykal'dı.”
-“Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday yapılış biçimini doğru bulmuyorum.”
-“CHP'nin bir seçmeni olarak, aday belirleme yöntemini doğru bulmadığımı da söyledim.”
-“Daha demokratik ve ikna edici bir yöntem izlenebilirdi.”

Aynı gazetecinin bu şerhlerine rağmen ileri sürdüğü bazı savlar da beni şu yanıtları vermem için kışkırttı; 

-“CHP'li Süheyl Batum'un İşçi Partisi'nin yayın organına çıkıp Emine Ülker Tarhan için imza atması ve CHP'de “bölünmüşlük- parçalanmışlık” görüntüsü vermesi yanlıştır.” (Sizce Süheyl Batum hangi kanala çıkıp da bunları konuşabilirdi ki, Halk TV onu çıkartıp da bunları konuşturur muydu, sevgili gazeteci arkadaşım?) 

-“Batum'un bu tavrı, CHP'yi dalga geçilir bir hale getirmiştir.” (CHP maalesef yanlış yönetim anlayışı, antidemokratik örgütlenme biçimi, programsızlığı, dağınıklığı, yap-boz ve boz-yap’ları yüzünden yıllardır ciddiye alınmamakta, sadece ‘Atatürk’ün mirası’ sıfatı sayesinde ayakta durabilmektedir.) (“Cezaevindeki iki arkadaşımız Meclis'e gelmezse gerekirse 4 yıl bekleriz. Biz arkadaşlarımızı satmayız” ifadelerini unutmuyorum? Hatırladığım kadarıyla bu tövbe ancak iki hafta sürmüştü. Başbakan da; “CHP diklenmiş ama dik duramamıştır. Ne dediler? 'İki arkadaşımız yemin etmeden Meclis'e girmeyiz' dediler. Geldiler yeminlerini ettiler. İşte bunlar bu” dediği zaman kim, kimi, kime güldürmüştür?)

-“Beş milletvekili İhsanoğlu ismine karşı çıktı. 54 isim ise itiraz etmedi. En az beş kişi de İhsanoğlu'nu destekleyen yönde konuşmalar yaptı. Hayli demokratik ve zenginleştirici bir tarzda yapılan konuşmalar sonrası, İhsanoğlu'nun adaylığına karşı imza toplamak isteyenlerin sayısı 5'te kaldı. (Atanmış PM ve MYK’ya rağmen nasıl oluyor da ‘demokratik’ tabirini kullanabiliyorsunuz?)

-“İhsanoğlu, ‘Ben siyasal islamcı değilim, laik hukuk sosyal devletine bağlıyım’diyor...muş… (Kendisini hiç tanımıyoruz. Ama yaşam öyküsünü kendi ağzından biliyoruz. Bu bilgimiz ölçüsünde de aynı sahilden aynı ufka bakmadığımızın farkındayız. Bu zatın bütün dediklerine neden inanacakmışız? Demokrasi, insan hakları, laiklik, dürüstlük, adalet, hoşgörü kelimelerini her kullanışında siz Başbakan’a inandınız mı?)

-“Kılıçdaroğlu'nun yıpratılmak istenmesinin sebeplerinden biri de kuşkusuz ki ALEVİ kimliğidir.” (Oysa benim Alevi dostlarımın büyük bir çoğunluğundaysa Kılıçdaroğlu ciddi bir hayal kırıklığı yaratmıştır ve gidecek başka bir kapı bulamadıkları için desteklerini kerhen ona vermişlerdir, son Almanya ziyaretinde onu da vermemişlerdir.)

Bu maddeler, sabaha kadar yazsam, inanın hâlâ bitmezler… Zira ortada o kadar çok yönetim kusuru var ki, ne kâğıt, ne mürekkep yeter yaza yaza bitirmeye…
 
Yazıyı bitirebilmek için maddeleri sıralamaya burada bir son vermek istiyorum.

Sevgili gazeteci arkadaşım ve onun gibi düşünenler, son sözüm de size;

CHP’yi eleştiren hiç kimse Yol'a zarar vermek istemiyor. 

Veremez de… 
Zira ortada ne bir yol var, ne samimi bir yoldaş…

İnanın o samimi yoldaşların çoğu dışarıdalar ve içeridekiler de susturulmuşlar...

Bence siz kendinize gelin!




https://twitter.com/drtayfunbudak
https://www.facebook.com/tayfun.budak.790