Bir haftadır CHP'de yapılan toplantılar ve bu toplantılarda yaşanan tartışmalar basına yansıdı. Bu tartışmalara göre, CHP'de bazı milletvekilleri ve Parti Meclisi üyeleri CHP yönetiminin 30 Mart seçimlerinde izlediği stratejiyi ve kurduğu belirtilen gizli ittifakları eleştirdi. Bu eleştirilerin satırbaşları şöyle:
- Seçimlerde Fethullah Gülen cemaati ile ittifak ediliyor görüntüsü verildi.
- Partide sosyal demokrat, ulusalcı, cumhuriyetçi olmak suç haline geldi.
- Sağa açılım politikalarıyla tabanda ve yurttaşlarda CHP'nin siyasetin neresinde olduğu konusunda kafası karıştı.
- Kadın adaylar konusunda Kürtçü siyasetin bile gerisinde kalındı.
Kişisel kanaatimi açıklayacak olursam, eleştirilerin tamamına katıldığımı söyleyebilirim. Seçim öncesinde Cumhuriyete isyan etmiş Seyit Rıza gibilerin heykelinin bulunduğu parkta yapılan mitingler, cemaatin gazetelerinde ve televizyonlarda boy göstermeler, Atatürk, Vatan, Cumhuriyet diyeni suçlamalar vs. artık CHP'de bardağın taşma noktasına gelmesine neden oldu.
Çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz bazı isimler Birgül Ayman Güler gibi değerli bir isme taaruza geçerken, acaba neden BDP'ye ve HDP'ye oy veren Binnaz Toprak, Osman Bulut gibi isimlere tepki göstermedi buna şaşırıyorum.
Güler, CHP'de çok değerli çalışmalar yapmış ve sonra aday gösterilmeyen Konak Belediye Başkan Adayı Hakan Tartan'ı ziyaret etti diye saldırıya uğrarken, Binnaz Toprak'ın, "Ağrı için oyumuzu kime verelim" diye soran seçmene Twitter'dan "Tabii ki HDP'ye" yanıtını vermesi neden gündeme getirilmedi.
Yine seçim öncesinde CHP Parti Meclisi üyesi Osman Bulut'un, Fikri Sağlar'la birlikte katıldığı Siirt Aday Tanıtım Toplantısı'nda BDP'ye oy istemesi neden Parti Meclisi tarafından ele alınmadı.
Çok değer verdiğimiz o isimler neden Toprak ve Bulut'a eleştiri getirmedi. CHP'yi var eden Atatürk devrimleri ve Cumhuriyetçilik, Devrimcilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik ve Devletçilik'ten oluşan Altı Ok ilkeleri çiğnenirken ses çıkarmayanlar, 30 Mart ile ilgili acı gerçekler yüzlerine çarpılınca neden saldırganlaşıyor.
CHP'de eğer bu eğilim devam ederse, Tayyip Erdoğan'ın en rahat şekilde bir 10 yıl daha iktidarda kalmayacağını kim garanti edebiliyor.
Bence bu soruyu birçok CHP'li kendisine sormalı ve artık buna göre bir tutum almalı.
CHP'nin ötesinde güzel ülkemize yazık oluyor...
Çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz bazı isimler Birgül Ayman Güler gibi değerli bir isme taaruza geçerken, acaba neden BDP'ye ve HDP'ye oy veren Binnaz Toprak, Osman Bulut gibi isimlere tepki göstermedi buna şaşırıyorum.
Güler, CHP'de çok değerli çalışmalar yapmış ve sonra aday gösterilmeyen Konak Belediye Başkan Adayı Hakan Tartan'ı ziyaret etti diye saldırıya uğrarken, Binnaz Toprak'ın, "Ağrı için oyumuzu kime verelim" diye soran seçmene Twitter'dan "Tabii ki HDP'ye" yanıtını vermesi neden gündeme getirilmedi.
Yine seçim öncesinde CHP Parti Meclisi üyesi Osman Bulut'un, Fikri Sağlar'la birlikte katıldığı Siirt Aday Tanıtım Toplantısı'nda BDP'ye oy istemesi neden Parti Meclisi tarafından ele alınmadı.
Çok değer verdiğimiz o isimler neden Toprak ve Bulut'a eleştiri getirmedi. CHP'yi var eden Atatürk devrimleri ve Cumhuriyetçilik, Devrimcilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik ve Devletçilik'ten oluşan Altı Ok ilkeleri çiğnenirken ses çıkarmayanlar, 30 Mart ile ilgili acı gerçekler yüzlerine çarpılınca neden saldırganlaşıyor.
CHP'de eğer bu eğilim devam ederse, Tayyip Erdoğan'ın en rahat şekilde bir 10 yıl daha iktidarda kalmayacağını kim garanti edebiliyor.
Bence bu soruyu birçok CHP'li kendisine sormalı ve artık buna göre bir tutum almalı.
CHP'nin ötesinde güzel ülkemize yazık oluyor...