"CİHATÇI KARANLIĞI!"
Hem de ne geçiş! Büyük tartışmalar sonrası AKP, MHP ve İYİ Parti’nin “Evet” oyu verdiği, yetkinin tamamen Cumhurbaşkanına terk edildiği, Meclis’in devre dışı bırakıldığı tezkere kabul edildi…
CHP, ilk kez “Hayır” dedi! Niçinine gelmeden önce AKPli Cumhurbaşkanı nasıl öfkelendi, nasıl köpürdü ona bakalım önce… CHP’yi ihanetle, HDP ile resmi ortaklığını ilan etmekle suçladı, hızını alamadı, PKK yardakçılığı ile itham etti!..
Pekii, CHP bu tezkereye niçin hayır demişti? Öncelikle anayasaya aykırı olduğu için! Çünkü bu tezkere ilk kez 2 yıl için ve iki ayrı ülkeye operasyon içeriği ile gelmişti Meclis Genel Kurulu’na! Bu kadar uzun, Meclis denetiminin olmayacağı, iki ayrı ülkeyi kapsayan bir tezkere bugüne dek görülmemiş, duyulmamıştı!..
Bu gerekçe bile yeterdi aslında ancak çok daha vahim bir madde vardı tezkerede:
–Yabancı askeri kuvvetlerin Türkiye’de bulunması!
Tee 2003’te Irak’ın işgali öncesinde Türkiye topraklarını kullanmak isteyen ABD’nin konaklama ve Irak’a geçişini düzenleyen o meşhur tezkerenin reddedilmesinden sonra ilk kez yine topraklarımıza yabancı güç alınması teklifi ile karşılaşıyorduk!
Ancak bu kez çok daha değişik ve düşündürücü bir durum vardı:
–Bu unsurların kullanımının insiyatifi tamamen Cumhurbaşkanına bırakılıyordu ve Meclis bu kuvvetlerin nasıl kullanılacağını denetleyemeyecekti!
CHP’nin yerinde siz olsaydınız “Evet” dermiydiniz acaba?
Tek kişinin eline bırakılan bir ülke!
CHP “Hayır” dediği tezkere ile ilgili 14 maddelik soru dizisi yayımladı…
Birkaçını paylaşayım:
-Son tezkerelerde yer alan “Fırat’ın Doğusu” yani PKK/PYD’nin etkin olduğu bölge bu teskerede niçin yok?
-Astana sürecine dayanarak oluşturulan 12 “gözlem kulesinin” akıbeti ne oldu?
-Suriye’de 33 askerimizi şehit eden Rusya’ya nasıl karşılık verildi?
-Son dönemde Suriye’de şehit edilen askerlerimizin kimler ya da hangi odaklar tarafından katledildiği neden açıklanmıyor?
-Suriyede askerlerimizin yakılarak öldürülmesi talimatını veren IŞİD militanı niçin serbest bırakıldı?
Soruların bir kısmı böyle. En başta gelen soruyu ise oylamadan önce grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sordu; topraklarımızda yabancı askeri kuvvet bulundurmanın tehlikelerine dikkat çektikten sonra şöyle dedi:
–Kim bu askerler!
Öyle ya, Cumhurbaşkanının talimatları çerçevesinde hareket edecek bu askerler kimin nesi? Bu yabancı askerler nasıl dizginlenecek? Daha sonra nasıl geri dönecek? Hiçbirinin yanıtı yok!
Ancak, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in çok yaşamsal, okuduğum da tüylerimi ürperten bir endişe ve uyarısı var; bakın ne dedi:
–Suriye’nin toprak bütünlüğünü yani İdlib’deki misyonu karşılayacak hiçbir şey yok orada. Bu tezkere İdlib misyonunu tatmin edecek bir tezkere değil. Üçüncü ve en önemli husus ilk kez 2 yıllık yetki isteniyor. Bu 2 yıllık yetki süresinin içinde zaten seçimler var. Gününde bile yapılsa seçimlerden sonraki 4 ayı yani gelecek parlamentonun yetkisine tecavüz eden bir süreç var.
Asıl uyarıyı ise sonraki sözlerinde dile getirdi Özel:
–Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde Recep Tayyip Erdoğan’ın iç politika için istediği, Suriye ile bir savaş çılgınlığına girişebileceği böyle bir sorumluluğa ortak olmak, buna ‘evet’ demek mümkün değil. Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi kendi hırsı, kendi siyasi düşünceleri doğrultusunda ve iç politikaya malzeme etmek için yönetmeye çalışıyor!
Tezkere süresi seçimleri de aşıyor!
Evet, zamanında yapılacak bile olsa tezkere süresi 4 ay daha sürecek!
Şimdiye kadar olmamış bir durumdan söz ediyoruz. Mesela Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu haklı olarak soruyor:
–Cumhurbaşkanı, tam seçimlere giderken “şartlar gereği erteledim” derse ne olacak?
Hadi yanıtlayın bakalım ne olacak?” Üç ihtimalli bir soru! Tehlikeli olduğunu, vahim olduğunu ben değil uzmanları ve siyasetçiler söylüyor!
Mesela, Doç Dr. Hakan Güneş, “Tezkerede tek adam yönetiminin yansımalarını görüyoruz” dedikten sonra şu uyarıyı yaptı:
-Meclis’in yetkisini aşan, “Tek Adamın” doğrudan karar alması söz konusu!
Örneğin şu açık tehlike uyarısı da emekli büyükelçi Uluç Özülker’den:
–Hukuki açıdan çok tehlikeli!
En dikkat çekici açıklama ise SOL Parti’den geldi:
–Bu tezkere “cihatçı karanlığını” daha da büyütür!
Geriye ne kaldı peki?!
https://twitter.com/umit_zileli