ÇOK TEHLİKELİ İŞLER BUNLAR!..

ÇOK TEHLİKELİ İŞLER BUNLAR!..

Saray, dün yine esti, gürledi...


Önceki gün Güneydoğu’daki kritik ilçelerde, önce evlerin boşaltılıp, sonra uzaktan kumandayla patlatılması önerisini getiren Cumhurbaşkanı, dün de Polis Teşkilatı töreninde gayet net biçimde şu sözleri kullandı:


-Siz vatanın bölünmezliğine kast ederseniz karşınızda güvenlik güçlerini bulursunuz. Ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz...


El hak doğru!. Bunca kan gölünü yaratanlara karşı devletin en tepesindeki kişinin sert ve kesinlik taşıyan sözleri olarak haber sitelerinde başlığa çıkarıldı. Ancak güzel dilimizde “şeytan ayrıntıda gizlidir” diye çok sevdiğim bir özdeyiş vardır; Saray’ın konuşmasında da böyle bir ayrıntı vardı... Her zamanki gibi önce paralel yapının açtığı çok ağır tahribata vurgu yaptıktan sonra aynen şöyle dedi:


-Yerli ve milli bir polis teşkilatı kuruluyor...


İşte gölgede kalan buydu! Şimdi soru şu: “93 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin polis teşkilatı bugüne kadar milli değil miydi?”İkinci soru da şöyle oluyor doğal olarak:


-Yerli ve milli bir polis teşkilatını hangi kriterlere göre oluşturuyorsunuz?..


Aslında Saray’ın farklı bir “silahlı güç” oluşturma macerası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine uzanıyor. O tarihlerde Erdoğan, zabıta örgütünü silahlandırmak için çalışmalar başlatmış, bu girişim büyük tepki yaratmış, hatta şu türden bir yakıştırma dahi yapılmıştı:


-Erdoğan’ın kara gömleklileri!..


Saray bundan 20 yıl önce bu emelini gerçekleştirememiş, çalışmaları rafa kaldırmak zorunda kalmıştı. Bu cümlelerini okuyunca nedense o günleri anımsadım...


-Akıl işte!..

 


Puti
n’in ordusu!..

    


Saray’ın bu konuşmayı yaptı dün, Hürriyet gazetesinde epey ilgi çekici bir haber vardı...


Moskova’dan Nerdun Hacıoğlu’nun bildirdiğine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sadece kendisinden emir alan, silah kullanma yetkisine sahip 200 bin kişiden oluşan “Ulusal Muhafız Servisi” ni kurmuştu. Başına da 13 yıl boyunca Rusya liderinin 13yıl boyunca koruma şefliğini yapan Viktor Zolotov getirilmişti...


Putin, yeni güvenlik biriminin Rusya içinde terörizmle daha etkin mücadele ve asayişin sağlanması görevini yürüteceğini açıkladı ama halk arasında bu yeni birime ürpertici bir isim takılmıştı bile:


-Putin Tugayları!..


Burada şu iki yoruma da yer vermeden geçmeyelim; Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov bunun bir kaç yıl önceden planlanmış bir adım olduğunu, Rusya’da yaklaşan parlamento seçimiyle ilgisi bulunmadığını belirttikten sonra, “Devlet Başkanı Putin’in de söylediği gibi doğrudan kendisine bağlı olacak. Başına getirdiği kişiye de güveni tam”  dedi!..


Bazı siyasi uzmanlar ise pek öyle demedi!. Dedikleri şu:


-Anlaşılan Putin iç güvenlik servisi FSB, dış istihbarat servisi SVR, federal güvenlik servisi FSO ve İçişleri Bakanlığı’nın sadakatinden tam emin olamadığı için başında kendi adamının bulunduğu yeni bir güvenlik servisi kuruyor!..


Şimdi siz, “Eee ne var bunda, ne söyleyeceksen söyle, geveleme” diyeceksiniz doğal olarak...


-Hiiç, yalnızca “tesadüfün bu kadarı” dedim!..

 


Seçimler iyice şaibeli olacak!..

 


Biliyorsunuz, 50 milyon yurttaşın kimlik bilgilerinin internette mezata çıkması günlerdir manşetlerde!..


Bunun karşılığında Ulaştırma Bakanı sıfatlı muhterem, son derece bilimsel bir açıklama yaptı, “abartmayın” dedi!.. Başbakan sıfatlısı altta kalır mı; o da şu minvalde bir şeyler söyledi:


-Benim bilgiler de düşmüş internete. Ne yapalım misafir gelirse hoş geldi, safa geldi!..


Ehh, “ NASA’nın uydusu varsa bizim de Göktürk’ümüz var” diyen bir Orman ve Su Bakanı’nın olduğu bir ülkede normal böyle şeyler diyecektim ama işin uzmanları “durum vahim” diyor!..


Milli güvenlik tehdidinden, bankalarda şifrelerin çözülme tehlikesine, Emniyet ve mali kurumlarda bilgilerin değiştirilmesinden, devletin mahrem bilgilerinin yabancıların eline geçmesine, ÖSYM sınavı sonuçlarıyla oynamasına dek son derece kritik bir yığın senaryo özetledi işi bilenler.


Hele bir tanesi var ki, insana “elveda seçimlere” dedirtecek denli vahim... Daha kimliklerin çalındığı manşetlere düşüp, hükümet eleştirilmeye başlanınca Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hemen devreye girdi ve Yüksek Seçim Kurulu’nun(YSK) bundan sonraki seçimlerde vatandaşların kimlik bilgilerini partilerle paylaşmayacağını açıkladı. Gerekçe ise  kargaları bile güldürecek cinsten:


-Kimlik bilgileri YSK, ya da muhalefet partileri üzerinden internete düşmüş!..


Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise bu karara karşı çıkarak, “öncelikle Adalet Bakanı’nın böyle bir talimat ve açıklama yetkisinin olmadığını belirterek şu sakıncalara dikkat çekti:


-Seçimin adil yapılışını ortadan kaldırır, tehlikeye sokar. Sahte seçmen, mükerrer seçmen ve Suriyelilerin seçmen yapılması gibi durumlar ortaya çıkar...


Kanadoğlu’nun son sözleri ise kulaklara küpe olacak cinsten:


-Ben yaptım oldu denecekse, bu durum bugün Türkiye’nin içinde olduğu “demokrasi” ortamını gösterir!..