CUMHURBAŞKANI FAİZE YİNE TAKTI!

CUMHURBAŞKANI FAİZE YİNE TAKTI!

Cumhurbaşkanı yine ekonomiyi çok iyi anlayan(!) muhtarla son toplantısında faizin inmesi gerektiğini ve bununla yatırımların mümkün olacağını söyledi. Küresel ekonomide büyük gelişmeler olurken ve FED faiz artışının yapılmasına ramak kalmışken Cumhurbaşkanı’ndan böyle bir çıkış bizce bilinçli bir çıkış. Dövizin fiyatı, cari açık ve faiz ilişkisinde farklı düşünceler var.

PAHALI DÖVİZİ SAVUNANLAR

Ülkemiz sürekli cari açık veriyor. Bu cari açığın kapanması için dövizin pahalanması gerektiğine inan başta Ege Cansen olmak üzere birçok iktisatçılar var.

Gerekçeleri şu:

Türkiye sürekli cari açık veremez. Bu nedenle TL değersizleşmeli yani döviz pahalanmalı. Çünkü ekonomik büyüme için gerekli olan yurt içi tasarruflarının az olduğuna değil tüketimin fazla olduğuna bakın. Tüketimi fazla olan bir büyüme için faizlerin yüksekliğini savunmayın ve sıcak para şart diye ayak diremeyin. Sıcak paranın gelmesi ile dövizdeki fiyat artışları bir süre durur ama bir süre sonraki devalüasyona giden süreç başlatılmış olur.

Bu durumda pahalı döviz için bırakın kurlar artsın ve faiz artışına gitmeyin, denmektedir.

KUR ARTIŞLARINI TEHLİKE GÖRENLER

Döviz kurlarının artışının cari açığı kapamada faydası olması geçici bir süreçtir. Kur artışının yarattığı zararların yaratacağı ekonomik maliyet bu avantajı alır götürür. FED faiz artırımını yapacağı bir dönemde siz faiz artırımı yapmazsanız Türkiye’ye artık sıcak para gelmez. Olan da ilk fırsatta kaçar. Bu da sizi cari açığınızı finanse etmenizde ve borçlarınızı çevirmenizde zorlar. Kur artışları varlık değerlerini düşürür, hayatı pahalandırır, oynak bir piyasa yaratır ve reel sektör yatırım kararlarını bir türlü veremez. Açık pozisyonu olan ülkemizde rekabetçi kur dışında sürekli artan ve artışlarda inen (aşırı oynaklık) bir kura dayanamaz.

FAİZ İNİNCE YATIRIM ARTMAZ

Bugün, faizlerin inmesinin reel sektör krediyi rahat alsın ve yatırım yapsın, diye istenmesinin zamanı değil. Reel sektör zaten kredi almakta zorlanıyor. Satışları düşmüş,kararı azalmış, borçluluk oranı yükselmiş durumda. Yani yatırım yapacak mecali kalmamış.

Üstelik hep söylüyoruz. Yatırım kararını belirleyen birçok etkenin içinde faiz bir etkendir. Önemli bir belirleyicidir. Ama ekonomimizin geldiği bu noktada belirleyici olmaktan çıkıp etkili duruma gelmiştir. Bu açıdan baktığımızda danışmanlar Cumhurbaşkanı’nı yanıltıyorlar.

FAİZİN İNMESİNDE GİZLİ HESAP

Faizin inmesinin ekonomik gerçeklerle bağdaşmayacağı bugünlerde neden ısrarla istenir, sorusunu insanı meşgul ediyor. Bankalar Merkez Bankası’ndan ucuz borçlansın, devlete ve kişilere-şirketlere daha yüksek faizle borç versin ve bankalar para kazansın. Bu durumda faiz lobiciliği olmaz mı? Şu anda Merkez Bankası faizleri ile devlete verilen borç faizleri-kredi faizleri arasındaki ilişkinin takip edilmesi gerekir.

SORULAR

- FED faiz artırırken biz indirirsek dolarlar Amerika’ya gitmeyip Türkiye’de kalır ve Türkiye’ye dolarlar akar mı?

- Faiz iner inmez reel sektör yeni yatırımlara girer mi? Ertelediği yatırımlara başlar mı?

- Dışarıdan para gelmezse dış borcu ve cari açığı kısa vadede finanse etmek nasıl olacak?

- Döviz kurlarının artması enflasyonu artırıp gelirleri düşürünce tüketim talebi yavaşlayıp üretimin kısılmasına ve işsizliğe yol açmaz mı?

- Oynak kur sistemi ile ticari ve yatırım kararları ne kadar doğru verilebilir?

Cumhurbaşkanı, danışmanları ile birlikte tek başına siyasi ve ekonomik açmazın mimarı olarak tarihe çok önemli bir not düşüyor. Hem de muhtarlarla birlikte!