DOĞRULARDA BİRLEŞMELİYİZ
Neden?
Çaldığını gözümle görsem de inanmam diyen kitleye güveniyor.
Bunu AKP’den bir bakan da sosyal medyada şöyle dile getirmişti: Yolsuzlukları konu edinen tapeleri kastederek "Tapeler doğru çıksa da halk bize inanıyor."
Bu kitle nasıl yaratıldı?
AKP, din üzerinden toplumu birbirine düşman ederek, kamplaştırarak, kendine tartışmasız inanan bir kitle yarattı. Çünkü kim AKP’yi eleştiriyor ise kesin din ile ilgili sorunu var diye bakılıyor.
Asfalt atılmış ancak mühendislik hatası var, bunu dile getiren uzmana hemen sen dinsiz olduğun ve Müslüman AKP’nin hükümette olmasını istemediğin için diyerek olayı hemen dine bağlıyorlar. Böyle bir tartışmada AKP’nin yönetimden doğan hatası varsa halka iletmenin imkânı kalmıyor.
Bunun gibi binlerce örnek var.
Kim hükümet yönetimi hakkında eleştiri yapsa hemen AK Trolleri ile yarattığı kitle: Biz Müslümanız ve bize bu yüzden düşmanlar diyerek kitlesi din düşmanlığı üzerinden kemikleştirdi.
Bunun alt yapısı 1950 den bu yana zaten ülkede yaratılmıştı.
Atatürkçüyüz deyip ABD tarafından atanan memurlarında, Atatürk adına yaptığı yanlışlarda bu kitlenin yaratılmasında etkili oldu.
ABD’nin Siyasal İslam, Yeşil Kuşak projelerinin bunlarla ilgisi olduğunu düşünmek yanlış olmaz ama tek başına buna yüklemek de bizi çözüme de götürmez. Bunun varlığını bileceğiz ve biz yine sorunumuza içeriden çözümler arayacağız.
İnancın kendi alanı içinde kalması gerekiyor. Ülke yönetimine dinin karıştırılması tarihin her döneminde sorunlara yol açmıştır. Daha dört halife döneminde Hz. Ömer hem dini lider hem de devlet yönetici olmasının sıkıntısı yaşmakta bu durum kendi için dayanılmaz bir hal aldığını kendine soranlara iletmiştir. Ve Hz. Ömer’den kendinden sonra aileden bir aday belirlemesini istediklerinde “Bir aileden bir kurban yeter” demiştir.
Birleştirici bir dil kullanmalıyız. Herkesin inandığı şekilde yaşamasını sağlamalıyız. İnsanlara inanç dayatması yapılmaması için gerekli tedbirleri muhakkak almalıyız.
Devletin bütün inançlara tarafsızlığı sağlanmalı.
Devlet, çağdaş, laik bir sistemle akıl, bilim, hukuk çerçevesinde yönetilmesi bütün inançları garanti altına alacaktır. Böylece devletin gelişmesi sağlanıp, insanların gelecek kaygısının azalması, toplumsal huzura da büyük katkı sunacaktır. Ailede olduğu gibi devlette birçok sorunun ana kaynağı ekonomidir.
Kamplaşmış, birbirine düşman olmuş bir toplumda doğruların görülme imkânı yoktur. Böyle bir ülkenin uzun süre yaşaması da imkânsızdır.
Herkesin siyasi, dini görüşü vardır ama doğru tektir…
https://twitter.com/nasuhbektas
https://www.facebook.com/bektasnasuh