DOLAR DEPREMİNİN YIKINTISI

DOLAR DEPREMİNİN YIKINTISI

18 Mart 2018 tarihli yazımızda 2018 yılının dolar yılı olacağını söylemiştik. 1 Ocak 2018’de 3.7814 TL olan dolar kuru, 16 Mart’ta 3.9207 TL, 18 Mayıs itibarıyla 4.488 TL oldu. Bu artışa devalüasyon denir. Normal artış dışı bir yükseliş. Bu artışın süreceğini seçimlerden sonra iş başına gelecek yönetimin acı reçete uygulaması sonucunda ancak duracağını söyleyebiliriz.

DOLAR-DIŞ BORÇLAR

Dolar artışının kısa vadeli borçlara etkisine bakalım.

1 yıl içinde ödenmesi gereken borç 200 milyar dolar. Bunun iyimser bir hesapla 30 milyar doları Merkez Bankası serbest kullanılabilen rezervlerinden, 10 milyar dolarını da kayıt dışı dövizlerden karşıladığımızı tahmin edelim. Bu durumda 160 milyar dolar borç için döviz temin etmemiz gerekiyor.

1 Ocak itibarıyla 605 milyar TL değerinde olan dış borcumuz 18 Mayıs itibarıyla 718 milyar TL tutarında. Arada 113 milyar TL fark var. Yani dış borcu ödemek için 113 milyar TL değerinde iktisadi kıymet yaratmamız gerekiyor. Bu paranın brent petrol olarak ifadesi 25 milyon varil elde etmeyle eş anlamlı.

Yani doların artışı dış borç yükümüzü artırdığından bize daha çok çalışmak düşmektedir. Çalış çalış dolar için çalış! Çalış çalış ABD’ye faiz öde.

DOLAR-ENFLASYON

Dolara endeksli tüm mal ve hizmetlerin artan fiyatı piyasada alıcıya kısmen de olsa yansıtılacak ve bu da fiyatların yükselmesi yani enflasyonun artmasına yol açacaktır.

AVM kiralarının dövizle olması AVM mağazalarının ürünlerine zam yapması veya zarar etmesi demek. Ürünlere zam yapması fiyatların yani enflasyonun artması, zarar etmesi ise devletin vergi gelirlerinin azalması demektir.

DOLAR-VERGİ GELİRLERİ

Doların artması vergi gelirlerine şöyle bir etkisi olacak:

Kur gelirlerinden vergi alacak olan Maliye döviz borçlusu ve ithalatçıdan kur gideri nedeniyle daha az vergi alacak. İşletmelerin borçluluk oranı çok yüksek olduğundan kur gideri-zararının kur gelirlerinden daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz.

Öte yandan doların artışından dolayı zarar eden, borç çevirmede zorlanan şirketler kamu yükümlüklerini ödemekte zorlanacaklar ve devletin vergi ve benzeri tahsilatlarında düşme olacaktır.

Akaryakıt fiyatlarının kur ve petrol fiyatlarından dolayı artması halinde litre başına uygulanan maktu ÖTV tutarı artış kadar eksik alınacak ve böylece akaryakıt fiyatının artmasına yol açılmamış olacaktır. Seçimlere kadar uygulanacağını tahmin ettiğimiz seçim ekonomisi uygulaması olan bu işlemin vergi gelirlerinde ciddi bir azalışa sebep olacağını söyleyebiliriz. Ama 1.5 ay uygulanacağı için azalacak ÖTV gelirlerini kimse umursamayacaktır.

DOLAR-GÜVEN AZALMASI

Doların sürekli artması, müdahale edilememesi, dış etkenlerin sürekliliği, siyasette belirsizlikler, ekonominin kırılganlığı, ekonomiye, ekonomiyi yönetenlere güveni oldukça zedeledi.Bu da dolara talebi artıran ve sürdüren bir durum.

Herkes evimi satıp dolar alayım mı? TL mevduatım var, dolara mı döneyim? Dolarlarımı bankadan alıp eve getireyim mi? Buna benzer bir sürü soru... Bu sorular insanlarımızın ekonomiye tamamen güvenlerini kaybettiğini ve toplumun dolarizasyon iklimine girdiğini gösteriyor.

DOLAR-YURT DIŞINA GİTMEK

Doların bu şekilde artması ve ekonomide kanama yapması insanları yurt dışına yerleşme, geçici oturma, iş kurma, ev alma gibi tedbirlere yöneltiyor.

Düşünün bu kanamadan korkan 50 bin kişinin yurt dışında ortalama 300 bin dolarlık ev aldığını düşünelim. Bu durumda 15 milyar dolarlık bir dövizin dışarıya gitmesi demektir.

DOLAR- ZENGİNLEŞME

Dolar varlığı olanlar 100 bin dolarda Ocak 2018 başından bugüne kadar yaklaşık 70 milyar TL para kazandı. Bunu 4.5 aya bölersek ayda 16 bin TL ek kazanç elde etmiş durumdalar. Dolar alacaklısı olanlar yaşadı, dolar borçlusu olanlar yandı!

DOLAR YIKTI GEÇTİ!

Yani dolar ekonomimize oldukça büyük bir darbe vurdu. Bunun faturasını önümüzdeki dönemde ciddi bicimde ödeyeceğiz. Dolar bu seviyede dursa bile olan oldu bir kere. Ama doları tutmak da çok zor. Doları durduracak en önemli reçete ise şöyle:

* Tayyip Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi.

* Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanırsa IMF ve ulusalararası mali kuruluşlara boyun eğmesi ve çok bilmiş danışmanlarından kurtulması. Yerlerine gerçekçi danışmanların gelmesi.

* OHAL’in kaldırılması veya şimdiden artık uzatılmayacağının taahhüt edilmesi.

* Kim seçimi kazanırsa kazansın şimdiden 25 Haziran’da uygulamaya koyacağı program ve planlarını detaylı biçimde açıklaması ve taahhüt etmesi.

* 19 Mayıs 1919 ruhuna uygun ekonomik seferberlik ikliminin yaratılması. Ölü toprağının üstümüzden atılması.

https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90