ERGENEKON'a GÜCÜNÜZ YETMEZ

ERGENEKON'a GÜCÜNÜZ YETMEZ

Bugünlerde “FETÖ, FETÖ!” diye şamata edenler o günlerde devleti FETÖ’ye teslim etmişti.

Bir masa çevresinde üç güç buluşmuştu:

*ABD icazetiyle kurulan AKP…

*ABD’nin gizli darbeler planlayan CIA’sı…

*CIA ve AKP’nin eli konumundaki Fethullahçı polisler ile savcılar…

Ulusalcı, bağımsızlıkçı, Kemalist Türkiye yerine baş eğmeci ve gerilik içinde debelenen “Müslüman Türkiye” kurmak isteyen güçlerin işbirliğiyle 12 yıl önce Ergenekon operasyonu başlatılmıştı.

Bunlar, bu komploları gerçek gibi gösterecek Taraf adlı bir gazetede kurmuşlar, başına CIA bağlantılı Ahmet Altan’ı getirmişlerdi. İlginçtir ki FETÖ ile mücadele görüntüsü veren Erdoğan FETÖ’nün operasyon gazetesi Taraf’ın sorgulanmamasına sessiz kalıyor. Asıl suçu burada işleyen Ahmet Altan gibiler de aklanmış oluyor.

MEDYA ÇETESİ SALDIRIYORDU

Ergenekon operasyonu, özünde çağdaş Türkiye’nin yok edilmesini hedefleyen gerici bir dalganın ilk büyük kumpasıydı. İşaretini de sümüklü imam Fethullah Gülen 28 Ekim 2005’te kendilerine ait Aksiyon Dergisi’ne yaptığı açıklamada “Türkiye’de ulusalcı dalgayı aşacağız!” diyerek vermişti.

Peşinden de yurtseverleri kamuoyunda kötü gösterecek cinayetler başlatılmıştı. Rahip Santoro cinayeti bu işin ilk adımıydı… Danıştay’ın basılması, Hrant Dink cinayeti Zirve Kitabevi katliamı hep bu Ankara’da odaklanan komplocu ekibin işiydi.

Komplonun arkalarında koskoca bir hükümet vardı ve örgüt, o yüzden çılgın saldırılarını hızla genişletiyorlardı. Hain savcı Zekeriya Öz’ü, Başbakan Erdoğan korumaya almıştı. Hatta Erdoğan öyle ileri gitti ki kendisini “Ergenekon davasının savcısı” konumunda bile gösterdi.

MEDYA AYAĞINDAKİ O İSİM

Bütün bu süreçte iktidardan beslenen gerici AKP medyası ve patronların elindeki gazeteler-TV’ler, bu sahte operasyona arka çıkıyorlardı. İftiracıların gazetesi Taraf’ta, aralarında benim de bulunduğum aydınları, Ahmet Altan “darbeciler!” diyerek Zekeriya Öz’e hedef yapıyordu. Sok maskeli Ahmet Altan, AKP’ye ve FETÖ’cülere karşı olanları “Darbeci Kemalistler” ilan ediyor ve onları ezeceklerini yazabiliyordu.

İşte bu süreçte, Güneş Gazetesi’ndeki köşemde ben “Ergenekon’a Gücünüz Yetmez!” başlığı altında, bu komploya meydan okuyan yazılar yazıyordum.

Bu çatışmalar ve komplolar genişletilerek sürdürüldü. Ta ki iyice güçlenen FETÖ’cülerin, yapılan yolsuzlukları açıklayarak Tayyip Erdoğan’ın koltuğuna el uzatmalarına kadar…

Sonrasını biliyorsunuz…

Bugün Balyoz davası gibi, askeri casusluk davaları gibi Ergenekon davası da hukukan çökertildi.

Gel gör ki AKP’yi yönetenler halen Ergenekon da Balyoz da vardı diyerek dolaşıyorlar. Bunu Binali Yıldırım başbakan iken açıkça söyledi. AKP’nin TV’deki propagandacıları da halen bu iddiayı utangaç biçimde sürdürüyorlar. Yani, bu tipler, farklı maskeler takmış Zekeriya Öz’den ayrı varlıklar değildir.

Ergenekon komplosu hukuken çöktü ama siyaseten o komplonun temsilcileri başımızda duruyorlar. Çözüm, komplonun siyasi ayağını da sandıkta mahkum etmekten geçiyor.

İNSANLARI SİVAS’TA KİM YAKTI?

Sivas Madımak Oteli’nde 33 günahsız insanı yakanlar kimler?

Cevabı doğru verelim: Toplumsal olayları, siyasete yön vermek için kullanılan örgüt bu katliamın baş sorumlusudur.

Tıpkı 1980 öncesindeki Maraş, Çorum, Sivas katliamları gibi…

Tıpkı Çorum’da, “Aleviler camiyi yaktılar!” yalanını atarak insanları katledenlerin yaptıkları gibi…

Kullanılan el, tanıdık: Elazığ, Malatya, Sivas çevresinden derlenen gerici gruplar…

Onları oraya getiren görünmez el ise NATO’cu Gladyo’dur.

Bu güç, askerin, polisin hatta siyasetin yöneticisidir. Medya da elindedir.

O yüzden Sivas’taki Pir Sultan etkinliğini fırsat bildiler. Yobaz takımını derleyip Sivas’a doldurdular. Madımak Oteli’nde kıstırdıkları sanatçıları yakmaları için ortamı hazırladılar.

Gerici güruh saatlerce otel önünde gösteri yaparken görmezden-duymazdan geldiler. Otel ateşe verilirken dokunmadılar. İnsanlar vahşi biçimde yakıldı. Sonra da Amerikan gülü dönemin başbakanı Tansu Çiller, “Vatandaşa bir şey olmamıştır!” diyebildi.

Suç ise Refah Partisi’ne atıldı…

Doğrudur, RP; insan yakan bu zihniyete genelde bir siyasal şemsiye açmıştır. Lakin bu çizgiyi asıl koruyup kollayan, siyasete sokan, ticari olarak kuvvetlendiren lider Turgut Özal idi. Özal’ı da darbeci CIA paşaları iktidara getirmişlerdi.

***

2 Temmuz 1993 Madımak faciasını sadece Sivas’a ve sadece Refah Partisi’ne yıkmak eksiktir, yanlıştır; çarpıtmadır. Dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, bu katliamın teşvikçisi değildir; önlemeye çalışanıdır. Ama Gladyo kendisini saklamak için onu ve RP’yi öne çıkartmıştır.

O gün Madımak’ta ben de olabilirdim. Davet edildiğim halde gitmeyişimin nedeni, tehlikeyi sezişimdir. O sıralarda Aleviler adına çok öne çıkmış birisi olarak zaten tehdit edilmekteydim. Ne yazık ki sezgilerim haklı çıktı.

Yitirdiğimiz o canların anısı önünde saygıyla eğiliyorum…

Unutmayın ki bugünkü Türkiye’de AKP’nin yetiştirdiği yeni kuşak tarikatçılar, Sivas’takilerden hiç de geride değildir ve Türkiye büyük bir tehdit altındadır.

https://twitter.com/r_zelyut