ESKİ EŞİNİ 13 KEZ BIÇAKLADI
Aksaray’da yaşayan genç bir kadının hayatı eski eşinin öfkesine yenik düştü.
Yine bir kadın şiddet gördü ve yine bir kadının kanı döküldü. Şiddetin adresi bu kez Aksaray’dı...
Hayatının baharında henüz 23 yaşındaki Azra Şengül Şen, eski eşi Gürsel G. tarafından evinin önünde pusuya düşürülerek vahşice bıçaklandı.
Akşam saatlerinde meydana gelen bu trajik olay, mahalle sakinlerini dehşete düşürdü.
Korkunç olay şöyle gelişti: Azra Şengül Şen, kızıyla birlikte yaşadığı evine dönmek için bahçe kapısını açtığı sırada, genç kadını sürekli rahatsız eden eski eşi Gürsel G. saklandığı yerden çıkarak yolunu kesti. Hiçbir uyarı ya da konuşma olmadan, yanında getirdiği bıçakla genç kadına saldırmaya başladı. Azra'nın yüzü, sırtı ve boğazı dahil vücudunun 13 farklı yerinden aldığı bıçak darbeleriyle yere yığıldı.
Çığlıklar Arasında Gelen Yardım
Azra’nın çığlıklarını duyan komşuları, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Sağlık ekipleri Azra'ya ilk müdahaleyi yaparken, genç kadın bilinci yerindeyken "Eve girmek üzereyken önüme çıktı. Kızım evdeydi," diye fısıldadı. Bu ifadeler, saldırının hem fiziksel hem de duygusal boyutunu gözler önüne serdi.
Ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Azra’nın hayati tehlikesinin sürdüğü belirtilirken, doktorlar genç kadının yaşam savaşı verdiğini açıkladı.
Katil ruhlu eski eş, saldırıdan sonra bıçağını olay yerine bırakarak kaçtı. Polis ekipleri, saldırganı yakalamak için geniş çaplı bir operasyon başlattı. Henüz yakalanmayan saldırganın bulunması için çevredeki güvenlik kameraları ve tanık ifadeleri inceleniyor.
Toplumun Vicdanında Derin Yara
Bu korkunç olay, kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal ve hukuksal adımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Azra Şengül Şen'in yaşadığı dehşet, toplumda infial yaratarak kadın cinayetlerinin durdurulması için yetkililere daha etkin önlemler alma çağrısında bulunulmasına yol açtı.
Şiddet Son Bulmalı
Azra’nın hastanedeki yaşam savaşı, yalnızca kendisi için değil, şiddet gören tüm kadınlar için bir direniş sembolü haline geldi. Sessiz kalan çığlıkların duyulması ve kadınların hayatlarının korunması, bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına elzemdir.
Toplum olarak, Azra ve onun gibi şiddete uğrayan tüm kadınlar için dayanışma içinde olmalıyız. Bu trajedinin bir umut çağrısı olması dileğiyle…