Gündem

FEYZİOĞLU: "BAŞBAKANIN BİR CÜMLESİ ÇOK TEHLİKELİ"



Etkinlik, Avrupa'nın değişik kentlerinden binlerce kişinin katılımıyla Oberhausen'daki König-Pilsener Arena'da gerçekleştirildi. Daha önce, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Geçlik ve Spor Bayramı Şenliği olarak planlanan ancak Soma faciasının ardından içeriği değiştirilen etkinliğin geliri faciada yaşamını yitiren madencilerin ailelerine bağışlanacak.

Etkinlikte Avrupa TGB Başkanı Tunç Akkoç, Avrupa Milli Merkezi'nin Başkanı Dursun Arı ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu birer konuşma yaptı.

TGB üyeleri, üzerinde “Kalbimiz Soma'da” yazılı dev bir pankartla sahneye çıktı. Salonu dolduran kalabalığın büyük bir çoğunluğunu gençler oluştururken, etkinliğin müzik bölümünde Karadenizli Sanatçı Resul Dindar ve Grup Duman yer aldı. Resul Dindar ve orkestrası soma faciası nedeniyle sahneye baretlerle çıktı.

“GENÇLİĞE BIRAKMAK LAZIM”

Habercilerin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “TGB gerçekten Atatürk'ün ırkçılıktan uzak, mezhepçilikten uzak, birleştirici, bütünleştirici politikasını ve ilkelerini takip eden son derece önemli etkin bir birlik. Ben de TGB'nin yapmış olduğu bu dev organizasyonda yer almaktan dolayı son derece mutluyum. 'Gençlere sormak diyorlar' ya, ben öyle söylemiyorum, 'Gençliğe bırakmak lazım' diyorum” diye konuştu. 

“BİRLEŞTİRİCİ MESAJLAR VERİLMELİ” 
“BAŞBAKAN'IN SARFETTİĞİ SÖZ ÇOK TEHLİKELİ”

Metin Feyzioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Köln'de katıldığı toplantı ile ilgili olarak ise şunları söyledi: “Anladığım kadarıyla Sayın Başbakan, cumhurbaşkanlığı seçimi süreci için böyle bir toplantı düzenledi. Elbette doğaldır, cumhurbaşkanlığı secimi için oy kullanacak 1,5 milyon seçmen var Almanya'da. Dolayısıyla ilgisiz kalınması söz konusu değil. Ancak, söylemlerin yapıcı, birleştirici, kucaklayıcı olması lazım. Kutuplaştırıcı söylemlerden itinayla kaçınmak gerekiyor.

Türkiye'de hele hele önceki gün Başbakan'ın sarf ettiği bir cümle gerçekten çok tehlikeli. Polise yönelik olarak, 'Nasıl sabrediyorlar, şaşıyorum' cümlesi, gerçekten bir felakete sebebiyet verebilir.

Polise molotof kokteyli atılmasını veya silah çekilmesini asla kabul edemeyiz. Şiddetten uzak, barışçıl toplantıların yanındayız. Nerede şiddet varsa, biz orada yokuz. Ancak yasakçı bir zihniyet hakim olduğunda, barışçıl gösteri haklarını kullananların yanına, maalesef provokatörlerin sızması gibi bir durum doğuyor. Sonra da şiddete hiç karışmamış kişiler mağdur duruma geliyor.

Polisin belindeki silah, çok zorunlu durumlarda ve son derece sıkı şartlarda kullanılabilir. Başbakan'ın cümlesi korkarım polisin, 'Hakikaten sabretmemize gerek yokmuş' deyip kanundaki şartlar oluşmadan silah kullanmasına sebebiyet verebilir ki, bu çok tehlikeli. Bizim birleştirici söyleme ihtiyacımız var.

Kucaklayan söyleme ihtiyacımız var. Herkesin yasalara uyması gerekmektedir. Polisin de, silah kullanmaması gerektiği yerde silaha başvurmasını tasvip etmemiz mümkün değil.”

“BİZ DOĞRUNUN YANINDAYIZ”

Başbakan Erdoğan'ın, kendisi ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun birlikte hareket ettiği iması sorulduğunda ise Feyzioğlu, “Biz hiç kimsenin yandaşı olmayız, karşıtı da olmayız. Biz doğrunun yanındayız, yanlışın da karşısındayız. Sayın Başbakan doğru yaparsa, doğru deriz. Yanlış yaparsa da, yanlış deriz. Sayın Kılıçdaroğlu da, doğru yaparsa doğru deriz, yanlış yaparsa yanlış deriz” şeklinde cevap verdi. 

“GERÇEK TÜRKİYE TABLOSU BURADAYDI”

Avrupa TGB Başkanı Tunç Akkoç ise etkinlikle ilgili şu bilgileri verdi: 
“Bu etkinlik Soma ile dayanışma gecesiydi. Aynı zamanda Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olan gezi hareketinin yıl dönümünü kutladık. En önemlisi de 19 Mayıs bayramımızı kutladık. Böyle çok yönlü bir etkinlik gerçekleştirdik.

Herkes 24 Mayıs tarihinde, Kuzey Ren Vestfalya  Eyaleti'nde gerçekleştirilecek toplantılardan bir Türkiye değerlendirmesi yapacaktı. Biz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Köln'de katılacağı toplantıda ortaya çıkacak tablonun Türk milletini, çağdaş Türkiye'yi yansıtmayacağını iddia etmiştik.

Türkiye'yi aslında değiştirmenin, bir anlamda yeniden Atatürk cumhuriyetinin yoluna sokmanın yönteminin bu olduğunu düşünerek, böyle bir organizasyon gerçekleştirdik.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı aramızdaydı. Gezi'de kaybettiğimiz kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın bazı yakınları aramızdaydı. Kızlı erkekli binlerce genç vardı. Modern insanların ve çağdaş kadınların yer aldığı bir etkinlik gerçekleştirdik. Türkiye'yi bu tablonun yansıttığını düşünüyoruz.”