GENCİ BAŞINDAN VURDULAR

Polis cemevi önünde bir genci vurdu


Okmeydanı'nda polis müdahalesi sırasında cemevi önünde bulunan Uğur Kurt (30) polis tarafından başından vuruldu.

İstanbul Okmeydanı'nda "Soma" ve "Berkin Elvan" için slogan atan bir gruba polis saldırdı. Polisin biber gazı ve tazyiklu suyla saldırdığı grup müdahale sırasında ara sokaklara kaçtı. Polis göstericilerin peşinden gitti. Bu sırada göstericilerin attığı bir molotofkokteyli zırhlı polis aracına isabet etti. Zıhrlı araç alev aldı.

Yaşanan müdahalede polisin havaya ateş açtığı görüldü. Cemevi yakında meydana gelen olaylar sırasında cemevinde de bir cenaze vardı.

Törene katılan kalabalıktan "Bir kişi vuruldu" sesleri yükseldi. Bu sırada başından vurulan Uğur Kurt kanlar içinde cemevi avlusunda yere yığıldı. 

Kurt ambulansla Okmeydanı SSK hastanesine götürüldü. 30 yaşındaki Uğur Kurt'un Beyoğlu Belediyesi'nde çalıştığı kaydedildi.

Umut Kurt'un yakınları, tedavinin sürdüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin önüne akın etti. Sivas'ta yaşayan annesi Gülnaz Kurt ve babası Kemal Kurt'un da İstanbul'a gelmek için yola çıktıkları öğrenildi.

CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve sanatçı Ferhat Tunç, Umut Kurt'un tedavisinin sürdüğü Okmeydanı Hastanesi'ne gelerek sağlık durumuyla ilgili bilgi aldı.

Kurt'un "metal kurşun" ile vurulduğunu söyleyen CHP İl Başkanı Salıcı, hayati tehlikesinin de sürdüğünü belirterek, şunları söyledi: 

"HAYATİ TEHLİKESİ SÜRÜYOR" 

“Şu anda Umut Kurt hastanede yoğun bakımda. Maalesef hayati tehlikesi devam ediyor. Kendisi bugün Okmeydanı Cemevi'nde köylüsü olan Esme Ceylan'ın cenazesine katılmak için Cemevi bahçesinde iken silahla yaralanıyor, biber gazından ve oradaki uygun olmayan ortamdan dolayı yarım saat boyunca Cemevi'nden çıkarma olmuyor. Daha sonra gelen ambulansın da yarım saat o bölgeden uzaklaşması mümkün olmuyor. Bütün bunların sonucunda Uğur Kurt hastaneye geliyor." 

1 SAAT KALP MASAJI YAPILMIŞ 

Kurt'un hastaneye geldiği zaman kendisine 1 saat süreyle kalp masajı yapıldığını anlatan Salıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Geldiği zaman, kalbi durmuş şekilde. Başhekim Yardımcısı Dr. Nevzat Aytekin'den aldığımız bilgiye göre, 1 saat boyunca kalp masajı yapılıyor kendisine. 1 saatlik bir uğraşının sonucunda Uğur Kurt tekrar hayata döndürülüyor, kalbi çalışmaya başlıyor. Ondan sonra da hızlı bir şekilde doktorlarımız kendisini ameliyata alıyorlar." 

"MERMİ ENSE BÖLGESİNDE DURUYOR" 

Oğuz Kaan Salıcı, “Şu anda kurşun hâlâ vücutta. Görünen o ki, metal bir kurşun. Orada olduğu söylenen gösteri ile hiçbir alakası olmayan insanlar. Tamamen cenazede bulunan vatandaşlarımız. Ve bu sürecin sonucunda, ortaya hayati tehlikesi bulunan bir durum çıkıyor. Polis şiddetinin artık gelmiş olduğu noktanın bir son bulması gerekiyor. Sıradan, hayatını devam ettirmek isteyen, bu olaylarla ilgisi olmayan insanlar da maalesef tehdit altında kalıyorlar. Ki bu, polisin göstericilere de silah kullanmasını haklı gösterecek bir gerekçe değildir. Gösterilerde silah kullanılmaz. Ama maalesef silah kullanıldığına dair güçlü bulgular var. Hayati tehlike devam ediyor. Kendisi solunum cihazına bağlı. Merminin neden çıkarılmadığını sorduğumuz zaman da doktorların verdiği bilgi, şu anda hayati tehlikeyi atlatması daha öncelikli, bunu atlattıktan sonra merminin çıkarılması ile ilgili bir çalışma yapılacağını ifade ettiler. Mermi ense bölgesinde duruyor" diye konuştu. 

Kurt'un tedavisinin sürdüğü Okmeydanı Hastanesi'ne gelen sanatçı Ferhat Tunç da doktorların kurşunun "gerçek kurşun" olduğunu söylediğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Doktorun deyimiyle, bir şey söylemek mümkün değil. Kurşun boydan aşağı Uğur kardeşimizin felcine yol açmış. Damarlar çok yoğun bir hasar görmüş. Ne yazık ki hayati tehlikenin devam ettiğini söyledi doktor. Gerçek kurşun olduğunu söyledi doktor. Gerçek olması nedeniyle de yarattığı hasarın çok büyük olduğunu ifade etti. Uğur'un yaşam ünitesine bağlı olarak zorakî yaşatıldığını ifade etti. Umutsuz bir durum söz konusu. Gerçek kurşunun kullanılmasının kabul edilecek bir yanı yok. Ailesi perişan durumda. Annesi babası Sivas'tan yola çıkmış. Eşi burada, 2 yaşında bir çocuğu var. Amcaları burada. Umutlu bir haber bekliyorlardı, ama ne yazık ki umutlu bir şey söylemek mümkün değil. Bir yakınlarının cenaze töreninde bulunuyormuş, dolayısıyla eyleme giden bir arkadaşımız değil."
.