GÖRMEMİŞİN KRALI!..

GÖRMEMİŞİN KRALI!..

İslam ülkeleri ne yazık ki yıllardır terör kaosuyla boğuşuyor... Irak, İran, Suriye, Türkiye, Libya, Pakistan, Afganistan ve Afrika’daki diğerleri... Yani terör ve kaos, kan ve katliam her yerde...

Üstelik adlarında ne yazık ki “İslam” sözcüğü de geçen çoğu şeriatçı örgütler, “din adına” cinayet işlerken ve vahşete varan katliamlar yaparken aynı zamanda özellikle Müslümanları hedef alıyor ve bu sırada en çok da İslam dininin hoşgörüsünü vuruyor...

Aralarında Türk siyasetçilerin de olduğu kimi muhafazakar çevreler ısrarla “İslam’la terör yan yana getirilemez” dese de, işte ilk kuruluşunda, adında “İslam” sözcüğü de geçen IŞİD Ortadoğu ve Afrika coğrafyalarında İslam’la terörü yan yana getirmek, Müslümanları adeta şiddet yanlısı göstermek için kan akıtmaya devam ediyor...

Kuran’dan ayetler okuyarak ve tekbir getirerek kafa kesen, acımasız eylemlerine “şeriat” kurallarını dayanak ve kaynak gösteren bu örgütler, en büyük zararı ne yazık ki İslam’a vermeye devam ediyorlar...

İşte binlerce kişinin topluca katledildiği Irak ve işte çarşılarında kafa kesilen Suriye’nin yaşadığı vahşet akıllardan gitmiyor...

NASA, IŞİD, CEHALET!..

Terör unsurları İslam ülkelerinde öylesine zıvanadan çıkmış ki, dinci örgütlerin kanlı saldırılarında ve intihar eylemlerinde artık yalnızca kamu binaları, askeri- siyasi merkezler, çarşılar-pazarlar, okullar, meydanlar ve stadyumlar hedef alınmıyor...

Ne yazık ki İslam dünyasının kutsal saydığı mekanlar da bombalı saldırılarla sarsılıyor, buralarda yüzlerce masum insan yok yere canından oluyor...

Çünkü bu dehşet verici saldırılarda ne yazık ki camiler, türbeler, mezarlıklar, medreseler ve dergahlar da el Kaide, IŞİD ve benzeri örgütlerin hedefi olmaktan kurtulamıyor...

Düşünsenize; son 10 yılda İslam ülkelerinde saldırıya uğrayan onlarca cami, türbe ve mescitte binlerce masum Müslüman yaşamını yitirdi, binlercesi de yaralandı ve sakat kaldı...

Velhasıl, NASA’nın uzayda 7 yeni gezegen keşfettiği, evrende yaşamın sırlarını çözmeye çalıştığı 21. yüzyılda, kendi aralarında ırk ve mezhep ayrılıklarını gerekçe gösteren sözde Müslüman örgütler, “cennete gitme” vaadiyle, dindaşlarının yaşadığı coğrafyaları cehenneme çevirmeye devam ediyor...

ULEMANIN SESSİZLİĞİ!..

Kiralık terörün sözde “Müslüman” kılığında İslam’a en büyük zararı verdiği son 15 yılda, dinci şiddetin palazlanmasının en büyük gerekçelerinden biri de, İslam ülkelerinin din adına cinayet işleyen şebekelere yönelik çok vahim duyarsızlığı...

Söyler misiniz; “Fetva” merkezleri, din adamları, İslam alimleri, şeyhler, mollalar, tarikat ve cemaat liderlerinin, muhafazakar çevrelerin ve dindar ya da şeriatçı medyanın IŞİD ve El Kaide gibi örgütlere karşı seslerini yükselttiğini duydunuz mu hiç?..

Ya da Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nin, İslam ülkelerindeki din eğitimi veren ilahiyat kurumlarının topluca bir direnişini duydunuz mu bağnaz teröre karşı?..

Haklarını yemeyelim, kimi ülkelerde “dini otorite” olarak bilinen bazı çevrelerin IŞİD terörüne yönelik münferit çıkışları olmuş olabilir ama, İslam Örgütü Konferansı’ndan (İKÖ) sert ve ısrarlı bir tepki duydunuz mu hiç?..

Yani İKÖ benzeri İslamcı kuruluşların ve uluslararası İslamcı organizasyonların Irak, Libya ve Suriye’yi kan gölüne çeviren Selefi cihadçılara geri adım attıracak etkili uyarılar yaptığını gördünüz mü?.. Ne yazık ki bir iki cılız eleştiri dışında pek rastlanmadı uyarıcı ve önleyici tepkilere...

O halde asıl meseleye gelelim; Ortadoğu’nun çadır devletlerini yöneten çoğu emperyalizmin “ileri karakolu” kılığında adeta kuklası olan kralların, dinci teröre karşı kıllarını kıpırdattığını duydunuz mu?..

Daha insani ve daha risksiz dayanışmalara gelince; siz o kralların 20 yıldır Afrika’da, ya da şimdilerde Suriye’de açlık ve sefalet çeken, yavruları ilaca, suya ve süte muhtaç yüz milyonlarca Müslüman için en azından Türkiye kadar kıllarını kıpırdattığını gördünüz mü?..

Ne yazık ki göstermelik küçük yardımlar dışında en azından dindaşlık adına olması gereken, sorun çözebilecek çapta, büyük ve etkili bir dayanışmayı duyamazsınız, göremezsiniz...

İSRAF, HARAM, ŞOV!..

Peki; “ağacın kurdu içindedir” özdeyişini de anımsatan yukarıdaki saptamaları aklımıza bir kez daha kimler ve hangi olaylar getirdi acaba?..

Ne yazık ki İslam ülkelerinin çoğu açlık, yoksulluk, geri kalmışlık içinde çırpınırken, Ortadoğu kan deryasına dönmüşken ve Afrika’da milyonlarca çocuk açlıktan kıvrılırken yeni bir sonradan görmüşlük haberi daha içimizi acıttı...

Baksanıza; resmi bir ziyaret için önceki gün Endonezya’ya giden Suudi Arabistan Kralı Salman’ın 450 ton ağırlığındaki bagajı tam 27 uçakla taşınmış!..

Çünkü Bali’de birkaç gün tatil yapacak olan kral hazretlerinin devasa bagajında Limuzin arabalar ve elektrikli asansör aletleri de varmış...

Suudi Kral’ının Endonezya’da, kortejinin geçeceği güzergah üzerinde bulunan çıplak heykellerin üzeri kapatılmış, beyefendi için Jakarta’daki İstiklal Camisi’ne bir de özel tuvalet inşa edilmiş!!!

Peki; tüm bu gösteriş, şov ve şatafat gezisi karşılığında Endonezya’ya dayanışma açısından ne yapacakmış Kral Salman?..

Endonezya gazetelerinin haberlerine göre, Suudi Arabistan ekonomik yatırımlarının yanı sıra Endonezya’nın üç büyük kentinde Arapça eğitim veren enstitüler de açacakmış!.. Yani Kralın israflı ve de şatafatlı, gezisinde “dinsel bağlantılar” güçlendirilecekmiş?..

Ortadoğu ve Afrika’daki İslam ülkeleri en az son 20 yıldır terör, yoksulluk, açlık, hastalık ve sefaletle boğuşurken, ziyaret ettikleri ülkelere kendileri için özel tuvalet bile yaptıran görmemişin kralları varken; insanlık israf, haram, görmemişlik, görgüsüzlük ve duyarsızlık açısından daha neler görecek acaba?..  


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac