Kısa kısa mı desem? Ortaya karışık mı yapsam? Daldan dala mı konsam? Sanatsal alana dalıp karma sergi mi açsam? Çiçek ve müzikten girip potpori diye mi isimlendirsem? Bilemedim. İyisi mi okuyup siz karar verin bu yazının ne olduğuna!
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı; iletişim eksikliğinden doğan sorunların yaşanmaması için tüm kurum ve kuruluşlara acil bir genelge göndererek viber, watsap konusunda dikkat istemiş. Haberleşme bakanı da haberleşmeden korkarsa!
Bakan Ahmet Aslan; “Avrasya Tüneli’nin temel atma tarihini, jest yapalım diye, cumhurbaşkanımızın doğum gününe denk getirdik” demiş! Siz zamanlamaya, jeste ve doğum günü hediyesine bakar mısınız? (Doğum gününde ne aldılar? Tünel temeli attırdılar!) İyiymiş doğrusu…
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, FETÖ’yle mücadele formülünü şöyle açıklamış; “Camileri, medreseleri, dergâhları yeniden inşa edelim.” Geç bile kaldınız!
Diyanet İşleri Başkanı; “Camiler, namaz vakitlerinde açılan, namazdan sonra kapatılacak devlet daireleri değildir. 24 saat açık kalmalıdır” diye fetva vermiş! Açık değil miydi zaten!
Safranbolu’da görev yaptığı caminin kapısına; “Yıllık iznimi kullandığım için cami ibadete kapalıdır” notunu asan imam Cemil Başak, hakkında soruşturma başlatılmış. Az gelir meslekten atın!
Bu durumda; Numan Beyin formülü, zaten var olanların sayısını ve gücünü artırmak mıdır?
DİB’in açıklaması Safranbolu’daki imama ayar çekme midir?
Hop oturup hop kalkan tabana gönül alma manevrası mıdır?
İmamlara ek gösterge için alt yapı çalışması mıdır? Göreceğiz…
Rize’de “Atatürk ve Gençlik” anıtı kaldırılmış sıra Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk yontusuna gelmiş. Yerine bir çay bardağı dikeceklermiş. Ey yetkili! Çay bardağı tek başına olmaz. Yanına kaşık ister, tabak ister, şeker ister, tepsi ister, masa ister, yanında kektir, kurabiyedir, Laz böreğidir, onu ister! Unutulmasın ve planlansın!
Yozgat Valisi kentteki 32 içkili mekânı kapatma nedeni olarak; “kadınların isteği üzerine kapattık amacımız birlik ve bütünlüğü korumaktı, biz bir bakıma elektrik verdik” demiş. Bir zamanlar AKP’den adaylığını da koyan vali böylece bakanlığını garanti ederken, mağdur aileler; “o zaman vali borçlarımızı ödesin, bize iş versin” şeklinde açıklama yapmış. Valinin bu haklı isteğe ne dediği öğrenilememiş!
Daha birkaç gün önce başbakan “OHAL uzatılmayacak” derken, Tayyip Bey OHAL’e 12 ay bile yetmez” dedi ve OHAL iki ara bir derede 3 ay uzatıldı. Demek ki bir cumhurbaşkanı bir başbakana “sen duyma ama OHAL için 12 ay bile yetmez” demiş, o da duymamış diye umalım, dileyelim, hayal edelim, böylece rahat edelim!
Yukarıda sıralananlar, şaka gibi gelse de abartmıyorum, niyet okumuyorum hepsi belgeli. Şaşa kalsanız da, dona kalsanız da, baka kalsanız da durum budur. Bunları zaten bilen bilir, gören görür de, bize düşen bilmeyenlere, bilmezden gelenlere anlatmak! Ne de olsa olağanüstü boğucu bir dönemden geçiyor ve bazı şeyleri hemen unutuyor ve es geçiyoruz…
Not: 8 Ekim Cumartesi günü Kadıköy Caferağa Spor Salonu karşısı Akademi Kitabevi’nde “Gitme Dönmezsin Dedi Annem” adlı kitabımın söyleşi ve imza günü var. Yolu düşenleri beklerim. Çaylar benden, sorular sizden!