ACAYİP YAZILAR
Hakikaten enteresan bir adam
Gerçi RTÜK Başkanı olduktan sonra da tanımadım.
Ne zaman Tele1’e benim üzerimden acayip cezalar yağdırmaya başladı dikkatimi o zaman çekti.
Tabii mecburen “Kimmiş bu adam?” diye Google’dan baktım.
Adı Ebubekir Şahin’miş.
Rizeliymiş, 1974 yılında doğmuş, 1995 yılında Gazi Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun olmuş.
Meslek kariyerinde AKP’den başka bir dönem yok.
Sırasıyla, İçişleri Bakanlığı, TBMM, Adalet Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, RTÜK, Başbakanlık gibi birçok kurumda “yönetici” olarak çalışmış. Özgeçmişinde öyle yazıyor.
Demek yöneticiliği doğuştan bir beceri.
Anadolu Ajansı’nda Genel Müdür Yardımcılığı yapmış sonra. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda Müsteşar Yardımcısı ve Müsteşar olmuş.
2017’de RTÜK üyeliğine seçilmiş, ardından da başkan olmuş.
Tek parti dönemi memurlarından biri, sicili pek başarılarla dolu değil.
Ancak itiraf etmeliyim ki, bağlı olduğu siyasi iktidara çok iyi hizmet ediyor.
Bir kere gözü kara.
Hak, hukuk, kanun, yasa, Anayasa taktığı yok.
Şeklen aslında bir özerk kurumun başında, kimseden emir almaması gerekiyor ama “Cumhurbaşkanımızın talimat ve telkinlerini emir telakki eder, başımızın üstüne deriz” diyor, diyebiliyor.
Lafını eğip bükmüyor.
“Yanlış anlaşıldı, maksadını aştı, çarpıtıldı” türü kaçamaklara pek sapmıyor.
Kararlarını verirken, kendi siyasi görüşünü dikkate aldığını ve buna göre davrandığını açıkça söylüyor.
Kendi siyasi tarafına zarar gelmemesi için elinden geleni yapacağını, bu uğurda yasaları hatta Anayasa’yı bile çiğnemekten çekinmeyeceğini de dile getiriyor.
“Kendi aldığım eğitim, dünya görüşüm ve sorumluluğum çerçevesinde, ne yapmam gerektiğini bilen bir insanım” diye konuşuyor.
Kendi siyasi görüşüne aykırı gördüğü bütün medya mensuplarını, parmağını sallayarak adeta tehdit ediyor ve “Buradan uyarıyorum, haber sunanların normalde kanuna göre yorum yapması mümkün değildir. Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye, biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karar alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler” diye konuşabiliyor.
Sonuç olarak, çok enteresan bir adam şu RTÜK Başkanı.
Ülkede demokrasi, hukuk ve insan hakları olmadığı için bu tür kamu yöneticileri ile baş etmek çok zor.
Özerk bir kurumun başkanı, bir parti başkanından gelecek her talebin emir kabul edileceğini söylüyor, buna karşı ne yapılabilir ki? Tuz kokmuş tuz.
BUNU YAZMAK GEREK
Adam açıkça “Sadece bize karşı olanları cezalandırırız” diyor
RTÜK Başkanı, bugünkü iktidarın gözü kara militanlarından biri.
Zaten bunu hiç saklamıyor.
Bu açıdan son derece namuslu ve ahlaklı sayılabilir.
Hiç olmazsa “mış gibi” yapmıyor.
Yaptıklarını açıkça itiraf ediyor.
Örneğin, Ülke TV adlı yandaş tetikçi kanaldaki bir programda şu sözler sarf ediliyor; “15 Temmuz kursağımızda kaldı, yapamadık istediklerimizi. Boş bulunduk. Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın. Bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür yani. Onu söyleyeyim yani. Biz çok donanımlıyız bu konuda maddi ve manevi olarak. Biz liderimizin yanındayız ve asla yedirmeyiz bu ülkede yani. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim hâlâ sitede böyle var 3-5. Benim listem hazır açıkçası.”
Ancak “iktidarın sopası” gibi davranan Ebubekir Şahin, bu sözler “Öyle büyütülecek bir şey değil” diyor ve devam ediyor; “Darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz.”
Yani RTÜK Başkanı’na göre kendilerinden olanları cezalandırmak olacak şey değil.
“Yeni Türkiye” işte böyle bir yer, hâlâ anlamamakta ısrar eden var mı?
ŞAŞIRDIM
Meğer RTÜK hiçbir kanala ayrım yapmazmış
Tabii anlayışsızlık bizde, kafası çalışmayan, aklı almayan bizleriz.
Bu nedenle RTÜK Başkanı’nın ne kadar iyi bir yönetici olduğunu anlamıyoruz.
Ama ne tuhaftır ki RTÜK Başkanı ve benzerleri, herkesi o kadar sersem sanıyorlar, aynı konuşma içinde birbirinden tamamen zıt görüşleri savunabiliyorlar ve üstelik bunların ne kadar demokratik, ne kadar hukuka uygun, ne kadar adaletli olduğunu da söyleyebiliyorlar.
Ar damarı çatlayınca mı böyle oluyor artık bilemiyorum.
İşte RTÜK Başkanı, aynı konuşma içinde “cumhurbaşkanından gelen talimatları aynen uygulayacağını” söylüyor, sonra “kendilerinden olan televizyonlara ceza verip darbecileri (yani kendilerinden olmayan herkesi) sevindirmeyeceklerini” açıklıyor ve en sonunda da “Bizim hiçbir kanala karşı tavrımız yoktur ve olamaz” diyor.
Meğer sadece muhalif olan kanallara ceza verilmesi aslında bir algıymış ve bizler de bunda çok başarılı imişiz.
Öyle diyor RTÜK Başkanı.
Canı sağ olsun.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bir anda kafama bir şey düştü de suç makinesi mi oldum?
Bugün yazılar hep RTÜK Başkanı ile ilgili oldu.
Ama ne yapayım, işimin diğer parçası olan yani KORKUSUZ’daki yazarlık dışında, Tele1’de yorumculuk olunca konu beni çok ilgilendiriyor.
Ayrıca son zamanlarda sırf Tele1’i susturma operasyonunu benim üzerimden yapmaya çalıştıkları için de konu benim açımdan önemli.
İki yılı aşkın süredir Tele1 ekranlarında sabah 07.00’den 09.30’a kadar canlı yayın yapıyorum.
Programın başka kanallarda bir örneği yok.
Çünkü ekrana tek başıma çıkıyorum, önümde sadece gazeteler ve kanalın bir gece önceki hazırlanmış haberleri dışında hiçbir şey yok.
Tamamen doğaçlama akan bir program.
Bazen öfkeleniyorum, bazen kendime gülüyorum, kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan eleştiriyorum. Bazen de yine kim olursa olsun göklere çıkarıyorum.
Bu iki yıl içinde hakkımda tek dava açılmadı, tek tekzip yemedim ama son bir buçuk aydır RTÜK’ün hışmına uğramış durumdayım.
Bu bir buçuk ay içinde programına 8 gün kapama ve 200 bin liranın üzerinde para cezası kesildi.
Ne oldu yani, iki yıldır suya sabuna dokunmayan sözler söylüyordum da bir anda suç makinasına mı döndüm?
İki yıldır her gün aynı tonda, aynı heyecanla, aynı muhalif tarzla ve hiç frene basmadan konuşuyordum.
Ne oldu birden?
Olan şu; Bu süreçte Tele1, Türkiye’nin yükselen yıldızı oldu, herkesin izlediği kanal haline geldi, amaç bunu susturmak.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Aferin ama tetikçi kanal özür dilemiş daha ne olsun!
Sağ olsun RTÜK Başkanı sayesinde yeni bir “hukuk kavramı” öğrendik.
Gerçi bundan bizim de yararlanmamız mümkün değil.
Çünkü anlaşıldığı kadarıyla RTÜK Başkanı’nın yarattığı yeni hukuk kavramı sadece ve sadece yandaş yalaka tetikçi kanallara uygulanabilir.
Diğerlerine uygulanması mümkün değil.
Yeni hukuk kavramı şu; Eğer bir tetikçi yandaş kanal, işlediği bir nefret suçundan sonra açıklama yaparsa, hakkında artık başka bir işlem yapmaya gerek yok.
RTÜK Başkanı, tetikçi kanalda sarf edilen “Öldüreceğiz” açıklamaları için “O kadar da büyütülecek şey değil” dedikten sonra “Ayrıca açıklama da yaptılar” dedi.
Bakın ne demiş RTÜK Başkanı; “Ülke TV’de benim açımdan talihsiz diyebileceğim bir açıklama yapıldı. Komşuları ile ilgili bir söylemde bulundu. Tabii burada güzel olan ve bizi sevindiren olay şu: İlgili televizyon kuruluşu hemen bir açıklama yaptı. Böyle bir söyleme katılmadıklarını, darbeyi kınamanın ve lanetlemenin ötesindeki söylemlerin asla ve asla altında imzalarının olmayacağını söylediler. Yayıncılık tarafından ve üst kurul tarafından baktığımız zaman bu bizim için sevindirici bir olay. Bunun da moderatörlüğünü yapan Esra Hanım’la ilgili de bir açıklama yapıldı. Esra Hanım’ın kendisi tarafından da bir açıklama yapıldı. Kendisinin o an müdahale edebileceği ama etmeme gafletinde bulunduğu gibi, özür mahiyetinde bir açıklama yapıldı. Bunlar yayıncılık anlamında güzel gelişmeler. Bizi sevindiren ve elimizi rahatlatan gelişmeler.”
Tetikçi kanal, RTÜK’ün elini rahatlatmış açıklama yaparak daha ne yapsınlar ki, aferini hak etmiyorlar mı?
https://twitter.com/can_atakli_