HAYALLER, YALANLAR ve GERÇEKLER!..

HAYALLER, YALANLAR ve GERÇEKLER!..

Bir ülkenin kalkınma çabaları sosyo ekonomik erozyonun, piyasa dengesizliğinin, fahiş zamların, toplumu sömüren ihale, rant vurgunculuğunun gerisinde kalıyorsa, o ülke çökmeye mahkûmdur...

Sayıları 5'i geçmeyen muhalif gazetelerin manşetlerine bakıldığında manzara nettir aslında;

Türkiye sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan çoktan çökmüş de kimsenin haberi yok!..

Çünkü bir ülkenin medyasının özellikle son 5 yıldaki her günkü birinci sayfalarından zam haberleri, yoksulluk, enflasyon, işsizlik, sosyal bunalım manşetleri eksilmiyorsa, o ülkenin toplumsal huzur ve refah açısından ayakta durduğunu söylemek olanaksızdır...

Gazeteler yetişemiyor artık Türkiye'yi sarsan, toplumu sefalete sürükleyen kahredici haberlere...

Piyasalardaki çarpıklıkla ilgili manşetler gazeteleri, televizyon ekranlarını, sosyal medyayı bıktırıyor, iflas eden şirketler ve kapanan iş yerleriyle ilgili haberler ise gazete sayfalarından taşıyor...

Kredi kartı batağı, döviz çılgınlığı, iflas, icra çarkında mahkemeleri bunaltan dosyalarla ilgili haberler ve muhalefet partilerinin bu konudaki raporları o kadar sıradanlaştı ki, iktidar ise tüm bunları zerre kadar umursamıyor...

İşte yine akaryakıt zammı, petrol istasyonlarındaki kuyruklar, SGK'ya kayıtlı aktif çiftçi sayısının yüzde 46 azaldığı ve sadece Eylül ayı içerisinde 10 bine yakın esnafın kepenk kapattığına ilişkin haberler bile ülkenin derin bir kaosta nasıl ayakta durabildiğini sorgulamaktan ileri gidemiyor...

DÜNYADAN BİHABER SEÇMEN!..

Peki, yukarıda yansıtılan çarpıklığı sadece AKP iktidarı mı umursamıyor?..

Ne yazık ki bir yandan iktidar beslemesi gazeteler, onların televizyonlarda zırvalamaktan ileri gitmeyen sözde köşe yazarları, kiralık yalı kalemşorları, sosyete oteli müdavimi spiker kılıklılar ve en önemlisi de AKP'yi iktidarda tutmak için çırpınan (son anketlere göre yüzde 30 civarında olduğu belirtilen) tuhaf bir seçmen kitlesi de gidişatı önemsemiyor...

Balla, börekle besleniyor olmalı bu kitle herhalde?.. Araçlarına hiç benzin almıyorlar herhalde?.. Doğal gaz, elektrik, su faturalarını ödemiyorlar olmalılar?..

Mutfaklara alev düşüren pazarlara, marketlere alışveriş için gitmiyorlar sanırım...

Ve herhalde bu ülkede 5 müteahhidi zengin eden ve kendi sosyetesini yaratan bir iktidarın erozyon yaşattığı sosyo-ekonomik gidişatın içerisinde hiç yaşamıyorlar!..

Sormak lazım; yoksullaştır-köleleştir stratejisinin toplumun neredeyse yüzde 70'ini yoksulluk ve açlık girdabında, oraya buraya sürüklediği bir dönemde, anketlere bakılırsa halen AKP'ye oy vereceğini anlatan yüzde 30 dolayındaki kitle bu ülkede yaşamıyor olmalı!!!

Uzayda mı yaşıyor acaba halen AKP'nin peşinden giden kitleler?..

Ve dünyadan bu kadar habersiz bir seçmen kitlesi nasıl olabilir ki?..

Bu soruların bir yanıtı beceriksiz muhalefetin bu kitleleri uyandırmakta aciz kalması olsa da, asıl mesele önemli bir kitlenin din sömürüsüyle halen AKP'nin peşinden gidiyor olması...

Peki; anketlere göre halen AKP'nin arkasında yüzde 30'luk bir destek olması nasıl bir çelişki yaratıyor?..

İşte bu sorunun da insanı kahreden, aynı zamanda utanç verici bir yanıtı var... Çünkü yazının başında "AKP, muhalefetin ve medyanın tepkilerini umursamıyor" dedik ya, iktidar cenahından bu umursamaz tavrı dışa vuran öyle konuşmalar yapıldı ki, insan dehşet içinde kalıyor...

AKP ve AKILLA ALAY ETMEK!..

Medyaya son günlerde yansıyan aşağıdaki örnekler de AKP tayfasının sanki bu ülkede yaşamadığı konusunda tuhaf bir algı yaratıyor;

İşte eski AKP Konya Milletvekili Dr. Hüsnüye Erdoğan, KYK yurdunda yemek porsiyonlarının küçülmesiyle ilgili soruya "Peygamber efendimiz de mideyi boş bırakın der" şeklinde bir yanıt vermiş...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise gençlerin yurt dışına gitmesiyle ilgili tartışmaları, "Türkiye'den kaçmak istiyorlar, diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı istiyorlar. Dünyayı tanıyacak bilgiye ve donanıma sahipler" diye yorumlayabilmiş!..

AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı da yurttaşların 40 kuruş daha ucuza akaryakıt alması için oluşturdukları kuyruğa, "bereket kuyruğu" diye komik bir yorum getirmiş...

Tüm bu tuhaf ve dünyadan bihaber açıklamalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ''Amerika'nın halini, İngiltere'nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin... Aynı şekilde Almanya'da kuyruklar, Fransa'da kuyruklar... Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah Türkiye'de böyle bir sorun yok'' şeklindeki sözlerini daha şaşırtıcı hale getirmiş...

Evet; ortada "milletin aklıyla alay mı ediyorlar" şeklinde bir soru varsa, yazının başından itibaren sıralanan saptamalar yeterli bir yanıt olmalıdır...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac