İSTANBUL HALKINDAN İNTİKAM ALMAKLA GÖREVLENDİRİLEN 14 KİŞİ

ACAİP YAZILAR

İstanbul halkından intikam almakla görevlendirilen 14 kişi

Valla arkadaş ben UKOME falan anlamam.

İstanbul’da yaşayan biri olarak giderek artan trafik işkencesinden bıkmış usanmış biri olarak “bana ne UKOME’den, sanki bana bir faydası mı var” diyenlerdenim.

Şimdi soranlar çıkacaktır “Bu UKOME de neyin nesi?” diye.

UKOME “Ulaşım Koordinasyon Merkezi” denilen yerin kısaltılmış hali.

Acayip bir isim aslında ama kullanılıyor işte.

Peki ne iş yapar bu UKOME?

Aslında kurulduğunda büyük kentlerdeki trafik çilesinin azaltılması amaçlanıyordu.

Belediyelerin ve trafikle ilgili kurumların çalışacağı, ortak akılla bulunacak çözümlerin hayata geçirileceği bir merkezdi.

Ama ne zaman AKP büyük şehirlerdeki belediyeleri kaybetti, bu UKOME denilen şeyin AKP tarafından gönderilen üyeleri halktan intikam alma görevini üstlendiler.

“Sen misin AKP’ye oy vermeyen, çek o zaman çileni” diyor bu UKOME denen şeyin AKP tarafından atananları.

Yine merak eden çıkacaktır; “Belediyeyi anladık da, AKP’nin atadıkları da neyin nesidir?”

Söyleyeyim hemen. Büyükşehir belediyelerinin ulaşımla, trafikle ilgili birimlerinin temsilcileri bu UKOME’nin üyeleri oluyor.

Bunların sayısı 11.

AKP ise “trafikle ilgili bilgisi olduğunu düşündüğü” bazı kurumlardan bu kurula adam gönderiyordu.

Bunların sayısı 9’du.

Ama başta İstanbul olmak üzere Ankara, Antalya, Adana gibi kentlerde halk artık AKP’den bıktı ve başkanlarını muhalefetten seçti.

İşte bunun üzerine saray yönetimi 2020 şubatında UKOME’lerde görev yapacak kendi adamlarının sayısını 14’e çıkardı.

Şimdi yine merak eden çıkacaktır “Eee ne var bunda, ne değişti?” Değişen şu; Eskiden bu kurullar adam gibi çalışır, kentin trafik sorunları masaya yatırılır ve uygun çözümler için kararlar alınırdı. Ama bu yeni üyelik dağılımı sonunda AKP’nin adamları belediyeden ne gelirse gelsin reddetmeye başladılar. Böylelikle halkın ihtiyacını karşılamak durumunda olan UKOME halka eziyet çektiren bir yer haline geldi.

Yine merak edeceksiniz, “Kimler var AKP’den bu kurullarda?” diye.

Sayayım hemen;

Bakanlıklar: 4 (İçişleri, Milli Eğitim, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı)

Jandarma Genel Komutanlığı: 1
Emniyet Genel Müdürlüğü: 1
Sahil Güvenlik Komutanlığı (Denizi olan şehirlerde): 1
Liman Başkanlığı (Denizi olan şehirlerde): 1
Karayolları Genel Müdürlüğü: 1
Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü ve TCDD Taşımacılık Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü: 2
Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü: 1
Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü: 1
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü: 1
AFAD: 1

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu: 1 (O diğerleri gibi memurluktan değil fahri AKP’li)

Şimdi aklımın almadığı şu.

Hepsi devlet memuru olan bu kişiler nasıl oluyorsa oluyor ve AKP’li olmayan belediyelerden gelen her talebe karşı çıkıyor.

Yahu bunlardan biri bile kendi başına karar veremez mi?

İstanbul’un taksi sorununa hem jandarmadan, hem sahil güvenlikten gelen subaylar, hem liman işletmelerinden hem polisten gelen üyeler nasıl oluyor da hep ret oyu veriyor.

Bunların hepsi nasıl oluyor da “İstanbul’da yeterli taksi vardır, yenisine gerek yok” diye 10 defadır hiç değişmeyen biçimde karar verebiliyorlar.

Nasıl oluyor da devletin askeriyle, polisiyle, bürokratıyla hepsi intikamcı bir anlayışın oy verenleri haline gelebiliyorlar?

Ne acayip bir ülke olduk böyle yahu?

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazar tam üç fıkramız var

Pastırma yazının en güzelinin yaşandığı bu pazar günü elbette herkesin canı dışarı çıkıp havanın güzelliğinden yararlanmak isteyecektir.

Ama önce gelin biraz gülümseyip moral de depolayalım.

O halde Yıldırım Tuna’dan bu hafta için gelen fıkraları okuyalım;

Ya ölürsem?

Çok güzel güneşli bir pazar sabahı kahvaltı sofrasında kadın, eşine.. “Birtanem, yarın ben ölsem bu seni nasıl etkiler?” diye bir soru sormuş..

Adam hem eşini mutlu etmek, hem de bu sevimsiz konuyu kapatmak için “Delirirdim tatlım.. Resmen delirirdim..” diye cevaplamış..

Ama arkadan kadının asıl sorusu gelmiş..

“Başkasıyla evlenmeyi düşünmezdin değil mi?”

Adam “Bilemiyorum tatlım..” demiş, “Aklı yerinde olmayan delirmiş birinin ne yapacağını kimse kestiremez değil mi?”

Dört bacaklı tavuk

Gazeteci, dört ayaklı piliç yetiştiren bir çiftçi ile mülakat yapmaya gitmiş, “Nasıl başardınız?..” diye sormuş..

“Dört bacaklı bir civcivimiz oldu, onu özenle geliştirip yumurtasını aldık, çoğaltarak böyle bir ırk elde ettik” diye cevap vermiş çiftçi,

“Tamam da neden?”

Çiftçi “Aslında eşim, ben ve iki çocuğumuz, tam dört kişiyiz.. Laf aramızda hepimiz de tavuğun but kısmını severiz, sebebi sadece o” demiş.

Gazeteci “Tadı nasıl?” diye sorunca “Hiçbir fikrimiz yok” diye cevap vermiş çiftçi bu sefer ciddileşerek, “Kerataları yakalamak mümkün değil!”

Hiç bedavaya olur mu?

Doktor, gittiği partide Mali Müşavirlik yapan bir arkadaşı ile sohbet ederken “Yahu, doktoruz ya.. İnsanlar davet, yemek, kokteyl dinlemeyip bizi bir yakaladılar mı diz ağrılarından mide ekşimelerine kadar şikayetlerini sıralayıp duruyorlar, bıktım vallahi, eğlenip kafamızı dinleyemeyecek miyiz? Vallahi böyle yerlere gelmek istemiyorum” diye şikayet etmiş..

“Onlara kibarca doğruları söyle ve tavsiyelerde bulun..” demiş arkadaşı “Ancak, ertesi sabah da faturanı adreslerine yolla.. Bir kere yapsan duyulur ve kimse seni bir daha rahatsız etmez..!

Doktor “Aa.. Yahu billahi haklısın” diye sevinmiş, ama ertesi sabah posta kutusunda mali müşavir arkadaşından gelen “İş Geliştirme için danışmanlık ücreti” faturasını bulmuş…

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Her Türlü Çaresizliğe Çözüm Önerileri (!)

Emine Erdoğan: Porsiyonlarınızı küçültün!

Takvim: Alışverişe aç çıkmayın, yanınızda çocuk götürmeyin.

TRT: Çöpe atılan tarihi geçmiş yiyecekleri yeme rehberi.

A haber: Uzun süre aç kalmak ömrü uzatıyor.

Akit: Bayat ekmekle yapılan harika tarifler.

Enerji Bakanı: Fatura daha az gelsin istiyorsanız evi daha az ısıtın.

Sağlık Bakanı: Covid’den kurtulmak için çözüm, yakalanmamak.

KOMİK

Birkaç küçük espri

Sosyal medya gruplarından birinde gördüm.

Aydan Karbal güncel esprileri toplamış bizlere göndermiş.

+ Erkek bluetooth gibidir, yanında iken bağlıdır. Uzaklaşınca yeni aygıt arar. Kadın wireless gibidir, hepsini görür, en güçlüsüne bağlanır.

+ Telefonunuzu beş defa üst üste açmadığınızda sırasıyla polis, MİT ve Genelkurmaya haber verebilecek canlıya “anne” denir.

+ Evinin güvenliğini alarm taktırarak değil, evden çıkarken koridorun ışığını açık bırakarak sağlayan insana Türk denir.

+ Elin oğlu, gülü tango yaparken ağzında tutuyor, biz kasap vitrinindeki koyunun kıçına takıyoruz. Siz de hâlâ bizden romantizm bekliyorsunuz…

+ İngilizce öğreniyorum: Sheep = koyun don’t sheep = koymayın…

+ Sevgili RTÜK, 10 dakika reklam arasına alışmış bir milletiz. Ara 4 dakikaya inince bir panik olduk. Tuvalete koşarken düşenlerimiz var, lütfen eski düzeni istiyoruz…

+ Bir kadın ağlıyorsa yanına yaklaş, saçlarını okşa, gözlerine bak ve de ki; “Mango’da İndirim varmış…”

+ Ben bardak kırsam, sakarım. Annem kırsa, kaza. Babam kırsa, o bardağın orda ne işi var?

+ Prens Charles olmak da zor. Bakkala gidip bir şeyler alınca para diye ananın resmini veriyorsun…

+ Erkekte “dekolte” cüzdandır. Ne kadar açarsan o kadar talep görürsün.

+ “1. Murat hangi savaşta ölmüştür?” sorusuna; “katıldığı en son savaşta” cevabı veren öğrenciye alkış !..

+ Bir kadın sizi zekasıyla milyarder yapabilir. Tabii trilyonerseniz…

+ Wikipedia: “Ben her şeyi bilirim” Google:
“Ben her şeye sahibim” Facebook: “Ben herkesi tanırım” Internet: “Ben olmasam bir hiçsiniz” Elektrik: “Hadi leyn”

https://twitter.com/can_atakli_