KANLI KELEBEĞİN TİYATROSU!..
Bu açıklama sonrasında, IŞİD ve El Kaide'nin takipçisi, geri kalmış coğrafyaların yeni operasyon gücü Taliban sahte sevgi kelebeği rolüne bürünmüştü!..
Sonra devreye AKP'den kopan eski başbakan Ahmet Davutoğlu girdi...
Geçmişte IŞİD'le ilgili açıklamaları da tepki çeken Davutoğlu, "Taliban eski Taliban değil" diyerek bir yandan Erdoğan'ı desteklemiş oldu, bir yandan da seçenek olmak isteyen bir siyasi partinin lideri olarak topluma bir kez daha şaşkınlık yaşattı...
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Taliban'la ilgili kararsız, belirsiz açıklamaları bir tarafa, dinci örgüt Kabil'e girdikten sonra, yani başkentten kaçanlar Amerika'ya kalkan son uçağın kanatlarına yapışınca, Erdoğan, şeriatçı örgütle ilgili yaklaşımını daha da öne çekti ve "Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları bizler de memnuniyetle karşılıyoruz" diyerek laik kesimleri bir kez daha ürküttü...
Cami kürsülerinden Atatürk'e laf uzatan boynu kalın imamlar, Amerika'dan kiralanmış gazeteci kılıklılar ve insan ticareti üzerinden rant elde eden FETÖ, PKK ve liboş iş birlikçileri, AKP'nin yaklaşımını desteklercesine, Türkiye'de 8 milyona ulaşan sözde sığınmacı akınının yarattığı istilayı savunmaktan geri durmadılar...
Peki, yalnız onlar mı?.. Ne yazık ki toplumu daha çok şaşırtanlar da vardı!!!
ATATÜRK'e BÜYÜK İHANET!..
Birkaç yıl önce "tarikat yuvaları, medreseler kapatılsın" diye sokaklara afişler asan bir şaşkın siyasetin tepkileri ise toplumu bir kez daha şoke etti...
Taliban'ın bir ülkeyi şeriat baskısı ve silah gücüyle işgal etmesini Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'na benzetme gafletine düşen şaşkın siyaset, sözde antiemperyalist ve sözde Amerikan karşıtlığı uğruna, "Düşmanımın düşmanı dostumdur" hastalığında cebelleştiğini bir kez daha kanıtlayıverdi!..
Ancak takiye siyasetçileri, kiralık gazeteciler ve insan tacirlerinin, sığınmacı-göçmen istilasını savunmak için yürüttükleri ihanet ve iş birlikçilik stratejisi kısa sürede duvara tosladı!..
Afganistan'dan Amerika'nın apar topar çekilmesinin ardından, bir hafta içinde 15 büyük eyaleti terör estirerek ele geçiren Taliban Kabil'e girince, sadece Türkiye içerisindeki dinci kesimle Atatürkçü kılığındaki iş birlikçiler şoke olmadı, Talibancılar'ın lunaparklarda atlı karıncalar ve çarpışan arabalara sergilediği sevgi kelebeği tiyatrosunun perdesi de çabucak iniverdi...
Yani Erdoğan'ın Türkiye'deki düzene benzettiği Taliban'ın inanç sisteminin katı şeriat yanlısı olduğu kısa sürede anlaşıldı...
Çünkü Davutoğlu gibilerin "eski Taliban değil" dediği örgüt, eski Taliban olduğunu en acımasız biçimde kanıtlamaktan kaçınmadı...
Ve tabii ki emperyalizme karşı Aydınlanma Devrimi'nin ışığını yakan Atatürk'ün soylu mücadelesinin Taliban gibi zihniyetlere ders niteliğinde olduğu da hemen anlaşıldı...
Çünkü 1997'deki işgali sırasında insanların ellerini kollarını kestiği, kadınları kırbaçladığı ve idamlarla terör estirdiği döneme çok hızlı dönüş yaptı Taliban...
İşte Kabil'de bir kadını el bombası ile katleden örgüt, yüzünü örtmediği gerekçesiyle CNN muhabirine saldırdı, bir Alman yayın organına çalışan gazetecinin akrabasını öldürdü, sokaklarda insanları kırbaçlamaya başladı...
Velhasıl, Almanya'nın "şeriat ilan ederseniz desteği keseriz" resti, Kanada'nın "Taliban'ı tanımayız" açıklaması ve Birleşmiş Milletler'in uyarısına rağmen dinci örgüt emirlik adı altında şeriat ilan etti...
İşte bu sırada Taliban'ın silahlı militanları da Kabil Havalimanı'nda kadınların, çocukların üzerine kurşun yağdırdı...
Bu dehşetin görüntüleri tüm dünyada öfke uyandırırken, eski Taliban olduğunu kanıtlamak için şiddete hiç ara vermeyen örgüt, 4 Afgan komutanı da stadyumda, halkın önünde idam ederek dünya kamuoyuna rest çekmeye çalıştı...
GAFİLLER, İŞ BİRLİKÇİLER, LOKUMCULAR!..
Evet; bütün dünya önce El-Kaide, sonra IŞİD'in teröründen yılgınlığa düşmüşken ve İran başta olmak üzere birçok Orta Doğu ve Afrika ülkesinde şeriat yanlıları karanlığı hâkim kılmaya çalışırken, gizemli biçimde ortaya çıkan Taliban, Selefi-Vahabi çizgisinin en bağnaz ideolojisini dayatmak için sözde sevgi kelebeği rolüne ancak bir kaç saat dayanabildi!!!
Bir kelebeğin ömründen bile kısa süreli demokrasi şovundan sonra, ilk etapta kadınları baskı altına alan Taliban'ın acımasızlığının çok kısa sürede daha ileri gideceğinin kanıtları da artmaya başladı...
İşte bu sırada hem Taliban'ı aklamaya çalışan siyasiler, hem Atatürk'le kıyaslamaya kalkan utanç verici figürler, hem yurt dışına kaçmış kiralıklar, hem de yurt içinde ABD-Avrupa beslemesi gazeteci kılıklılarla sivil toplum adı altındaki rant hücreleri hayal kırıklığına uğradılar...
Meselenin özetine dikkat çekmek gerekirse;
Orta Doğu ve Afrika üzerinde karanlığı bir kez daha büyüten Taliban, tüm dünyayı endişelendirirken, laiklikle, cumhuriyetle uğraşan rövanş avcıları, ikinci cumhuriyetçiler, sahte Atatürkçüler ve insan tacirleri ile topluma sığınmacı işgalini dayatmaya çalışan kiralık mikrofonlar, kalemler de, en az Taliban kadar tehlikeli olduklarını bir kez daha kanıtladılar...
İhanet ve iş birlikçilik açısından; El Kaide'nin Irak'ta, IŞİD'in Suriye'deki kanlı darbesi de göstermiştir ki, Taliban'ın sinsi planını perdelemeye çalışan (çarpışan arabalı) lunapark tiyatrosunda figüran olan dinci militanlar, kanlı bir kelebek olmakla birlikte, sinsi bir akrep gibi karanlığın tehdidini büyütmeye devam edeceklerini kanıtladılar...
Görelim bakalım, dinci terör tüm Orta Doğu ve Afrika'ya yayıldığında ve bağnazlık Türkiye sınırına dayandığında, Taliban'ın şiddetini "zafer" diyerek pohpohlamak için lokum dağıtanlar ve şakşakçıları hangi deliğe kaçacaklar?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac