“KARANTİNA GÜNCESİ”

“KARANTİNA GÜNCESİ”

Ne yazsam ne yazsam buldum…

Evdeyiz ya, bol bol vaktimiz var. Bende günce yazmaya karar verdim.  Adını da “Karantina Güncesi” koydum. Şimdi Türkiye ilk geldiği günden bu güne kadar neler karalamışım bir bakalım.

İlk gününü hiç unutamam çünkü ben ne zaman önemli bir şey yapsam gündem anında değişiveriyor. Ya seçim olur, ya seçim yenilenir ya da büyük bir terör olayı olur, olur da olur…

Ama bu kez daha beteri oldu. Öyle ki tüm dünyayı eve kapatacak kadar büyük, milyonları öldürecek kadar tehlikeli…

Hadi bakalım Türkiye’de ilk gün neler oldu?

1. GÜN

Kâbusa Uyanış

Hayatın insana ne getirip neler götürdüğünü önceden bilmek mümkün değil. Ömrümüz boyunca kimi zaman umuda kimi zaman da kâbusa uyanırız. Bunu değiştirmek ya da kadere karşı koymak imkânsızdır.

Bu sabahta kaderimiz bizi bir kâbusla uyandırdı...

11 Mart 2020

Tüm ülke olarak aslında umuda değil, kâbusun başlangıcına uyanmış bulunduk.

O sabah erkenden kalktım zira bugün bana göre büyük gündü... Çünkü yaklaşık bir yıldır etkinlik yapamıyorduk. Nedeni de hem benim, hem de annemin sağlık sorunlarıydı.  Bu yüzden de bir süre sosyal aktivitelere ara vermek zorunda kalmıştım.   

Hal böyle olunca apar topar Sevgili Zübeyde kolları sıvadı ve tüm gücüyle Sarıyer Belediyesi’nden etkinlik tarihi almaya çalıştı. Projemizin mimarı ve yakın dostum Sevgili Gülay Yedekci, Sevgili Zübeyde Atılgan koordinesiyle Yaşar Kemal Kültür Merkezinden 11-13 Mart tarihleri arasında etkinlik günü aldık. Bu bir başarıydı ve bu başarının baş sahibi Zübeydeciğimdi. Hakkı gerçekten ödenmez. Kız deliler gibi koşturdu, bastırdı ve o yoğunlukta ULEKAD için 3 günde olsa yer kapabildi. Ben mi ne yaptım, tabi ki telefon trafiği ile yani oturduğum yerden (eee o kadar da olsun koskoca başkanım dimi ama J konuşmacıları ayarladım. Şaka değil haaa, gerçekten de telefonla 8 konuşmacı ayarladık ve hepsi de oturduğum yerden JNeyse…

Sıra sergi için ressam ayarlamaya gelince, yaklaşık olarak 3 yıldır her 8 Mart kapsamında düzenlediğimiz ve geleneksel hale getirdiğimiz “Kadın Hayatın Neresinde?” etkinliğimiz geldi aklıma.

Evet, her 8 Mart için sevgili arkadaşım, aile dostum Alev Demirkesen ile birlikte Yalova’da, Yalova Kent Konseyi Kadın Kolları Başkanı Sevgili Nurten Anıl Kalyoncu ile birlikte düzenlediğimiz etkinliği yapabilirdik Sarıyer’de.

Kadın Hayatın Neresinde?” etkinliği kapsamında “Geçmişten günümüze Anadolu’da Kadın” konulu solo resim sergisi çok da yakışırdı Sarıyer’e..

Hemen Alev’i aradım ve hemen organize olduk… Çarçabuk planlayı vermiştik etkinliğimizi. İşte bu gün o gündü…

Fakat 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece saat 01.00 sularında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’de ilk koronavirüs vakasını olduğunu açıklamıştı ve sürekli olarak uyarılar yapılıyordu.

İşte biz o gece, yani sabaha karşı öğrendik dünyanın boğuştuğu koronavirüs belasının ülkemize de geldiğini.

İçimde biraz burukluk, biraz korku ama birazda umut taşıyarak çıktım evden. Öyle ya atlatırız nasıl olsa, çünkü ülkemize gelmeden önce dünya savaşıyordu bu illetle ve bizde nasıl önlem alacağımızı bilebilirdik diye düşündüm.

Koştura koştura çıktım evden. Kuaför falan derken kendimi attım metrobüse..

Yollar bomboştu…

Tıklım, tıklım otobüsler, metrobüsler korona korkusu yüzünden tek tük yolcu taşıyordu. Kısacası inler cinler ve sadece birkaç kişi bizler vardık sokaklarda. Neyse…

İstanbul gibi büyük bir şehirde o kadar rahat gittim ki Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ne o kadar yani...

Alev erkenden gelmiş, eserlerini yerleştirmişti bile. Firdevs’cim Didim’den gelerek etkinliğimize katılmıştı. Hemen güzelleşme faslı ve hazırdık artık konuklarımızı karşılamaya… 

Zar zor da olsa açılışımızı yaptık. Sevgili Gülay Almanya’dan gelmiş ve bizleri yalnız bırakmamıştı.

Olaylara bakınca katılım olmaz diye düşünmüştük ama katılım düşündüğümüzden fazla olmuştu.

Sevgili arkadaşım Alev, sergiyi gezdirirken geleneksel sanatların, çini, minyatür, kalemişi ve tual üzerine oluşturulan güncel yorumların yer aldığı koleksiyonundan oluşan 35 eserinin sunumu hepimizi büyülemişti. Sonra da oradaki kalabalığa canlı performans yaptı.

Etkinlik bitiminde bir toplantı yaptık ve değerli arkadaşlarımın görüşlerini de alarak 13 Mart’taki “Kadın Hayatın Neresinde?” konulu konferansımızı ileri bir tarihe erteledik. Bakalım neler olacak. Bizler hiç oyalanmadan koştura koştura evlerimize döndük. Hemen Sağlık Bakanlığının önerdiği 14 kuralı uygulamaya koyduk.

Belki de salgın önlenir ve hayat normale döner.

Kim bilir…

Bu süreçte bizim için gecesini gündüzüne katan sağlıkçılarımız, askerlerimiz, polislerimiz, bankacılarımız, kuryelerimiz, marketçilerimiz ve çalışmak zorunda kalan daha nicelerini saygı ve sevgiyle anıp onlara teşekkür ederim…

#GüzelGünlerGöreceğiz

https://twitter.com/huzunyucel
https://www.facebook.com/huzun.yucel