ACAİP YAZILAR
Kaybedince mutlu olanlar komedisi
Maliye Bakanı diye getirilen adam anlattı bunları televizyon ekranlarından.
Aynen şunları söyledi;
“Küçük yatırımcıya yazık oluyor. 15 liradan, 16 liradan, 17 liradan dolar alanlar var. Kim bunlar? Büyük finansörler değil. Niye? Biliyor çünkü. Bütün altyapı yatırımlarını tamamlamış bir ülkede, tüm makro göstergelerin pozitif olduğu bir yerde, aklı başındaki bir finansör Türkiye’de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Her zaman olduğu gibi. Küçük yatırımcılara eziyet ettiler. Şimdi de kara kara düşünüyorlar.”
Çok enteresan vallahi.
Koca ülkenin bakanı yaptıkları yanlışlar yüzünden sıradan vatandaşların çarpıldığını, büyük sermaye sahiplerinin ise büyük voli vurduğunu söylüyor.
Ülkede tık yok.
Saray durumdan memnun.
Sarayın bol maaşlı ama çapsız danışmanları memnun.
AKP’liler memnun.
AKP’ye oy verenler memnun.
Hatta öyle ki AKP’ye oy verenlerden kimileri yedikleri büyük kazıktan mutluluk bile çıkardılar kendilerine.
Hemen her ilde AKP teşkilatlarınca davullu zurnalı halaylar düzenlendi, dolar düştü diye.
Oysa aynı kişiler rolar yükselirken “Bize ne dolardan, biz dolar mı kazanıyoruz, onların doları varsa bizim de Allahımız var” diye çığlıklar atıyorlardı.
Adam ne diyor:
“Daha önce 16.75 ve 18.30’dan dolar aldım. Ama bu sabah sayın cumhurbaşkanımızı dinledikten sonra dolarımı 12.15’ten bozdurdum. Zarar etsem bile mutluyum, doların düşmesi gerekiyordu. Ben zarar etsem bile iyi oldu. “
Saray medyası bu adamın ve benzerlerinin haberini, kocaman kocaman yayınladı.
Ama hiçbirinin aklına şu soruyu sormak gelmedi nedense;
“Be adam madem doların düşmesi gerekiyordu 16.75 ve 18.30 olduğunda neden dolar aldın?”
Öyle ya memleketin selametini düşünen ve bu nedenle dolarını zararına satan adam neden hemen öncesinde dolar almış olsun ki?
Her şey yalan dolan aslında.
Bilerek ve isteyerek dolar krizi yarattılar.
Kerizleri silkelediler.
Kendi adamlarına inanılmaz paralar kazandırdılar.
Sonra da buradan kahramanlık çıkarıp seçim koşulları oluşturmak için kolları sıvadılar. Olan biten budur.
Tabii iktidarın gazına gelip keriz silkelemesine uğrayanlar dışında durumdan yararlanan uyanıklar da var.
Bana mesaj yazan bir okurum şunu söylemiş;
“Numan Kurtulmuş’un deyimiyle 10 gün kadar önce bir ahlaksızlık yaptım. 3 sene sonra tamamı aylık 1.400 TL taksitlerle ödenmek üzere (birleşik faiz %56) 30.000 TL çektim. Bu sırada dolar 14,70 iken parayı dolara çevirdim. 20 Aralık gecesi 18 liradan bozdurdum. İnanılmaz bir şey 6 bin liradan fazla kârım oldu. Hele doların 12 liraya düştüğünü görünce diyorum ki, tekrar mı alsam?”
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
İyi de yalan olan ne?
Perşembe akşamı Maliye Bakanlığı’nın Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, Twitter üzerinden bir açıklama yayınladı.
Açıklama bana karşı yapılmış.
Aynı gün bu sayfada yayınlanan “yazımın” gerçekleri yansıtmadığını yazmışlar bu açıklamada.
Ancak belliki çok aceleye getirmişler ve çok önemli bir şeyi yazmayı unutmuşlar.
Açıklamada hangi yazım kastediliyor (o gün 5 farklı yazı var köşemde) belirtilmemiş.
Belirtilmeyen bu yazıdaki iddialarım neler, açıklamaya konmamış.
Açıklamada belirtilmeyen iddialarımın gerçeğinin ne olduğunu da yazmayı ihmal etmişler.
Tam bir komedi yani.
Buna karşı benim vesayet rejimini savunan ve birçok yalan ve iftira dolu yazı yazdığımı ileri sürmüşler.
Anladığım kadarıyla bu bakanlık biraz telaş içinde.
Hangi yazımdan dolayı hopladıklarını tahmin ediyorum.
Galiba yazdığım şeyi saraydan habersiz yapmış bakan bey.
Acemice bir mesaj yazarak saraya “Efendim gereken cevabı anında verdik” demek istemişler.
Hayır bir de “adli işlemler başlatılacaktır” dememişler mi, güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.
Ortada iddia yok, cevabı yok, bana ağır hakaret ve iftira var, ama adli işlem başlatacaklar.
Başlatın o zaman, mahkemesi eğlenceli olur, “Ben ne zaman vesayet rejimini savundum, yalan ve iftira dolu hangi yazılarım var?” diye sorduğumda yüz ifadelerini görmüş oluruz.
Bu arada sarayın trolleri de anında harekete geçerek bakanlığın Twitter mesajının altına “Yine yalan yazarken yakalandı bu adam” türü bir sürü mesaj yazmışlar.
Ben boyuna bu “saray soytarılarının aklı yok” demiyorum.
Yine okumadan, okusalar bile anlamadan yazmışlar.
Eee maaşlarını hak edecekler ya!
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Bilmeyene sallamak kolay
Dolar her gün rekor kırarken hiç oralı olmayan saray medyası şimdi “Doların rezil düşüşü” destanı yazıyor.
Onlara göre Erdoğan beklemişti ve sonunda öldürücü darbeyi vurmuştu dolara.
Şimdi sıra Türk Lirası’nın güçlendirilmesindeydi.
Bu nedenle Türk Lirası, dolara bağlanmıştı.
Dolarını bozdurup TL’ye geçen ve parasını vadeli olarak yatıranlar hem faiz alacaklardı hem de doların yükselmesinden etkilenmeyeceklerdi.
Beklenti bankalardaki döviz hesaplarının hızla TL’ye dönmesiydi.
Görünen o ki AKP’liler bile güvenip döviz hesaplarındaki paraları bozdurmuyorlar.
Saray medyası istediği kadar çığırtkanlık yapsın döviz hesapları öylece duruyor,
Önceki akşam AKP genel başkanı da kampanyaya katıldı ve “Millet, TL’ye geçiyor” diye müjde verdi.
Erdoğan bankalardaki TL miktarının 23.8 milyar lira arttığını açıkladı.
Bu 23 milyar liranın karşılığı yaklaşık 2 milyar dolar ediyor.
Peki bankalardaki döviz hesapları kaç milyar dolar tutuyor.
Tam 230 milyar dolar.
Bu kadar gürültüye bozdurulan para 2 milyar yani toplamın yüzde birinden az.
Ne başarı ama.
ÇOK GÜLDÜM
Yılın son pazarına 3 fıkra
Geldik 2021’in son pazarına. Koca bir yıl yine geride kaldı. Bakalım 2022, bu yılı aratacak mı? Görünen o ki aratabilir.
Ama bunları bir kenara bırakalım şimdi, nasıl olsa daha çok konuşacağız bu konuları, yılın bu son pazarında Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralarla gülümseyelim biraz;
İnternet şifresi
Turist adam bara girmiş, barmene “Bu mekanın internet şifresi nedir?” diye sormuş.
“Yok öyle beleş uyanık, önce bir şey içmelisin” diye cevap vermiş barmen.
Çok sinirlenmiş ama internete de bağlanmaya mecbur, “Tamam” demiş yutkunarak, kendine bir kola ısmarlamış, “Evet” demiş hayli sinirli, “İnternet şifresini alayım?”
Barmen saygılı bir şekilde tekrarlamış “yoköylebeleşuyanıköncebirşeyiçmelisin hepsi küçük harfle, İngilizce karakterlerle ve arada boşluk bırakmayınız efendim!”
Bir tren hikayesi
Şirket müdürü ve yolculuk başladığından beri sürekli azarlayıp durduğu genç memuru, görevli olarak bir yere gitmek için trene binmişler, aynı kompartımanda yaşlı bir kadın ve çok havalı bir genç kız da var, yolculuk başlamış, bir ara tren bir tünele girmiş, etraf zifiri karanlık olur olmaz, bir öpücük sesi ve hemen arkasından yanakta patlayan müthiş bir tokat sesi duyulmuş..
Yaşlı kadın “Kız çok güzel. Onu öpmeye çalışan adama yapıştırdı tabii ki tokadı!” diye düşünmüş,
Genç kız “Sanırım salak şirket müdürü benim yerime yaşlı kadını öptü, cevabını da aldı “ diye kıkırdamış.
Şirket müdürü “Ulan bizim salak memur gitti kızı öptü, tokadı biz yedik iyi mi?” diye sinirlenmiş yanağını ovuşturarak.
Genç Memur “Aklımla bin yaşayayım!” demiş sevinçten içi titreyerek, “Elimin tersini öptüm ve bizim gıcık müdüre patlattım tokadı!”
Firavunun adı
Firavunun saray yetkilisi şehrin en meşhur restoranını “İyi günler.. Ben bu akşam için Firavun 1. Sakhrakhotep için bir masa ayırmak istiyorum..” diye aramış..
“Hay hay..” diye cevap vermiş restoran yetkilisi “Şeref verirler.. Ama adını kodlayabilir misiniz?..”
Saray yetkilisi kodlamaya başlamış; “Tabii ki.. Kuş, iki üçgen, çakal başı, güneş, yine kuş, dalgalı çizgi ve kutsal böcek..”
https://twitter.com/can_atakli_