Tüm okurlarımıza öncelikle güzel günler, iyi haftalar diliyorum. Önümüzdeki günlerde sektör sohbetlerimize devam edeceğiz ancak bugün sizlerle, hafta sonunda Kayseri’de yaşadığım, duygulandıran, umutlandıran, insanlarımıza, ülkemize sevgiyle bakmamızı ve tutunmamızı sağlayan anılarımı paylaşmak istiyorum.
Daha önceden planlanmış bir fotoğraf gezisi için son iki günümü Kayseri’nin köylerinde geçirme fırsatı buldum. Büyük deha Mimar Sinan’ın doğduğu köy olan Ağırnas’ı, bağlarıyla ünlü Gesi’yi ve adeta bir fotoğraf stüdyosunu andıran Germir köylerini ilk kez keşfetme şansı yakaladım. Tarihi dokudan, yaşanmışlıkların etkileyiciliğinden söz etme gereği duymuyorum, sadece fırsat bulan her vatandaşımızın bu beldeleri en az bir kez de olsa görmeleri gerektiğini düşünüyorum. Sizi orada bekleyen ve gülümseten şeylerin aslında tarih kokan mekânlardan ziyade, belde sakinlerinin inanılmaz misafirperverlikleri ve yaklaşımları olduğunu ancak yaşayarak görebilirsiniz.
Yaklaşık otuz kişilik grubumuzla, ayak bastığımız her noktada, hiçbir karşılık beklemeden, her birimizle tek tek ilgilenmek isteyen, evlerinden içeri sokup bir şeyler ikram etmek için birbiriyle yarışan belde halkı, Germir Köyü’nde tüm grubumuzu evine alıp çay-meyve ikram eden bakkal ve niceleri, farkında olmadan, hepimize alması gereken bir ev sahipliği dersi verdi. Hiçbir etnik köken, siyasi görüş, din-mezhep ayrımı yapmadan bizi Tanrı misafiri sayan ve pervane olan bu güzel gönüllü, yürekli insanlara bir kez daha teşekkür etmek, önlerinde eğilmek boynumun borcudur.
Ne mutludur ki güzide ülkemizin neresine giderseniz gidin, her köy, her belde böyle gönlü zengin insanlarımızla doludur. “Tanrı Misafiri” kavramı bizlere özgü bir kavramdır ve nerede olursanız olun, kapısını çaldığınızda sizi baş tacı yapacak, evinde-elinde ne varsa sizinle paylaşmak için can atacak insanlarımızla karşılaşmak mümkündür. Ülkemizin toplumsal gerçeği budur.
Siyasetten hiç hoşlanmam, konuşmam, konuşulduğu yerde de durmam. Ancak bombaların patladığı, ölüm haberleriyle sarsılmadan bir gün bile geçirmediğimiz, her kimsenin, kendi gibi olmayana kin ve nefretle baktığı bu kasvet, ölüm ve umutsuzluk kokan günlerde, böyle güzellikler yaşamak az da olsa insana gelecekle ilgili umut veriyor. Sorunun birbiriyle geçinemeyen, her ne sebeple olsun, bir arada yaşamaya razı olmuyor gibi görünen vatandaşlarımızda değil, yönetenlerde olduğunu bir kez daha acı acı gülümseyerek ve içiniz yanarak görüyorsunuz. Bizi bir arada, kardeşçe ve barış içerisinde yaşatacak şey, insanımızın gönül güzelliğidir, başka bir şey değil.
Beni gülümseten ve içimi ısıtan sımsıcak paylaşımları yaşamamı sağlayan, Gesi’deki evini bizlere açan Sn. Kamuran FEYZİOĞLU ve ekibine bir kez daha teşekkür ederim.