KELEPÇE!..

KELEPÇE!..

Manisa’da, “paralelci” türbanlı kadınlara kelepçe takıldı, yer yerinden oynadı!..

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan vatandaşlara gerekli usullere uygun hareket edilmediği, uygunsuz yaklaşım gösterilmediği” gerekçesiyle inceleme yapmak üzere İçişleri Bakanlığı’na talimat verdi...

-Gerçekten son derece sevindirici bir gelişme...

AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar çok kızdı, köpürdü, hızını alamadı o kelepçeli fotoğrafları twitterda paylaşıp, “bu kelepçe asla tasvip edilemez ve paralel yapıyla mücadeleye tuzaktır. Sorumlular mutlaka hesabını verecektir” dedi...

-Bu da olumlu bir gelişme tabii...

İktidara yapışmış medya organları ne yaptı peki?. Bravo bildiniz; kelepçe takan polislerin paralel yapıya yakın olduklarını yazdı!.. Sonra ne oldu, hadi onu da bilin... Pes doğrusu yine bildiniz; Manisa İl Emniyet Müdürü açığa alındı!.. Paralelci saçmalıkları bir yana, gerçekten bu utanç verici kelepçe uygulamasına tepkiler ve yapılanlar çok doğruydu...

Şimdi, dünkü Sözcü gazetesinin birinci sayfasına bakalım; iki koca resim var, ilkinde türbanlı kadın önden kelepçelenmiş, yanında bir kadın polis koluna girmiş sakince götürülürken görülüyor. Altında kocaman “Bu yanlış” yazılı... İkinci fotoğraf yere ters yatırılmış bir genç kıza, dizini kızın sırtına bastırmış bir polis ters kelepçe takarken resmetmiş. Bir diğer polis de elinde silah, arkadaşına yardım için kızın omuzlarına çökmüş... Silahlı bir çatışma filan mı var diye bakıyorum; hayır, etraf polis kaynıyor, insanlar yürüyor... Gazete bu fotoğrafın altına da kocaman yazmış:

-Bu da yanlış!..

Bu arada, Manisa Valisi sıfatlı kişi, kendi ilinde, kendi emrindeki polislerin yaptığı bu işleme tepki gösterip, “toplumda olumlu imajla algılanan başörtülü bayanlara bu yapılanlar üzüntü vericidir” buyurdu, iyi mi?.  Bu açıklamanın Türkçesini de manşetine çıkardı Sözcü:

-Türbanlı olunca değerli, başı açık olunca değersiz!..

Bu kafaya göre, yere yüzüstü yatırılıp, sırtına abanarak ters kelepçelenen başı açık genç kız, “toplumda olumlu imajla algılanmıyor demek!” O yüzden de ne devlet katından ne yanaşma medyadan ne de Şamil Beylerden “gık” çıkıyor!..

Bu ülkede binlerce, on binlerce insan biber gazına maruz kalıp, bazıları can verdi.. Gaz kapsülleriyle onlarca insan ya gözünü ya da Hayatını kaybetti... Gencecik kızlar, saçlarından tutulup, yerlerde sürüklendi... Ters kelepçe bile bunların yanında leblebi, çekirdek kaldı!.. Uzun uzun anlatmaya gerek yok, 1 kasım seçimlerinden sonra polis arkadaşın gözünü patlattığı gazeteciye söylediği şu sözler durumu gayet iyi özetliyor:

-Bundan sonra böyle!!!


Mülteciler için “sus” payı mı?!.

Önce Merkel koştura koştura geldi!..

Dolmabahçe Sarayı’nın padişah koltuklarında Cumhurbaşkanı ile poz verdi. Kimsenin anlamadığı bir şeyler söyleyip gitti... O sıralarda çıkmakta olan zehir zemberek “Türkiye İlerleme Raporu” her ne hikmetse bir süreliğine “sumen altı” edildi ancak 1 Kasım seçimlerinden sonra gün yüzüne çıktı. Doğal olarak kamuoyunda “iktidarın mülteci kozu tuttu!” yorumları yapıldı...

Gelelim günümüze; geçen gün Tayyip Bey, CNN International’a konuk oldu. Mülteci sorunundan söz açıldı ve Cumhurbaşkanı aynen şunları söyledi:

-Türkiye, 2.2 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Bu mülteciler Avrupa’ya gitse ne olur?!.

Mesaj derhal yerini buldu tabii!. Avrupa tutuştu, hemen vaziyet masaya yatırıldı. Öncelikle Türkiye’ye 3 milyar Euro mali yardım kararı alındı. Avrupa ülkeleri mırın kırın etse de Almanya başı çekerek 534 milyon Euro’yu mali kaynak artıracak!.. 

Bitmedi; Kasım sonu ya da Aralık ayı başında mülteci krizinin ele alınacağı bir “özel zirve” yapılacak. Peki bu zirvede ne olacak?. Avrupa Birliği yaptığı yardımlar karşılığında Türkiye’nin sığınmacıların Avrupa’ya geçişini engellemesini isteyecek...

Daha basit anlatacak olursak şöyle:

-Suriyeli arkadaşlar sizde kalsın, parası bizden!..

Haa, bi de “havuç” durumu var; Türkiye bu planı onaylarsa, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı ve tıkanan AB müzakerelerinde bir fasılın açılması bekleniyor...

-Artık bu fasıl Hicaz makamında mı olur, Kürdili hicazkar makamında mı bilemem!..

Ancak Tayyip Bey’in iki yüzlü Avrupa ile kedi fare oyununu kanırtarak sürdüreceğine eminim!..


Cumhuriyet stili harcama!..

Cumhuriyet gazetesi sonunda Bedri Baykam’ı da sansürledi...

Aslında sansürledi az kalıyor, “harcamak için etik sözcüğünü de harcadı” demek daha yerinde olur. Baykam’ın CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu eleştiren yazısını sansürleyen Cumhuriyet yönetimi, daha sonra yaptığı açıklamada, “CHP kongresi sürecinde aktif siyaset içinde olacağı anlaşıldığından yazılarına yer verilmemesi uygun görülmüştür” denildi...

-Etik gerekçeye bakın!..

Yahu siz değil miydiniz Mustafa Balbay milletvekiliyken yazmasında hiç bir sakınca görmeyen?. Daha üç gün önce “CHP Genel Başkanlığı’na aday olduğu için yazılarına ARA verdiğini” ilan eden?!. 

-Yazık, içeride çok sevdiğim arkadaşlarım da olmasa hiç tanıyamayacağım bu gazeteyi artık!..

https://twitter.com/umit_zileli