Geçen hafta, Soma acımızın ön planda olmasından dolayı belki de gerektiği önem verilmeyen bir gelişme yaşandı.
Hemen güneyimizde yavru vatan KKTC, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ı ağırladı. ABD'deki siyasi sisteminde perde arkasındaki gerçek güç başkan yardımcılarıdır. Başkan yardımcıları siyaseti belirler ve görünmeyen ağırlık merkezidir. Obama'dan önceki Başkan olan Bush'un yardımcısı Dick Cheney'de en az Biden kadar önemliydi. Hatırlanacak olursa, Cheney, Irak işgal sürecini bizzat yöneten kişiydi.
Bu nedenle Biden'ın her hamlesi, en az Obama'nın temasları kadar önemlidir.
Biden bizim açımızdan da önemli bir isim. Özellikle Kıbrıs ile ilgili Biden'in geçmişini kurcaladığımızda karşımıza Türkiye karşıtı bir portre çıkıyor.
Biden, 30 yaşında ABD Kongresi'ne Delaware Senatörü olarak girdiği günlerde, Türkiye 1974 Barış Harekatı'nı gerçekleştirmişti. Genç senatör Biden, John Brademas, Paul Sardanes, Thomas Eagleton ve Benjamin Rosentall ile birlikte Türkiye'ya ambargo konulmasını talep etmiş, bu girişimler sonuç vermiş, ABD Türkiye'ye ambargo uygulamıştı. Bu ekip, ABD kamuoyunu o kadar Türkiye karşıtı hazırlamıştı ki, Ufuk Güldemir Çevik Kuvvet'in Gölgesinde kitabında, Türk Başbakanı Süleyman Demirel ile dönemin ABD Başkanı arasında restleşme geçtiğini bile aktarmıştı.
Barack Obama tarafından Başkan Yardımcısı seçilene dek Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı görevini yürüten Biden, Senato'da Türkiye'ye askeri malzeme satışlarına her zaman muhalefet etmişti. Bilenler, Biden için “Türkleri günahı kadar sevmez” bilgisini verir. Rum ve Ermeni lobilerinin en has adamlarından olan Biden, merhum Başbakanımız Bülent Ecevit'e yaptığı saygısızlıkla da Türkiye karşıtlığını göstermiştir.
Bülent Ecevit'in 1999 yılında ABD'ye yaptığı ziyarette, Kongre ziyareti de gündemindedir. Biden, bu ziyaret sırasında Ecevit'in gözlerinin içine bakarak, şu küstah söylemde bulunmuştur: "Siz ABD'ye muhtaçsınız ancak ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı yoktur. Kredi ihtiyacınız olduğunu da biliyoruz. Kıbrıs sorununu çözün, size yardım edelim. Aksi takdirde hiç bir yere varamazsınız."
Bu sözlerden sonra Türkiye basınında Biden için "Rum kuklası küstah senatör” denilmiştir.
Kasım 2011'de Türkiye'ye gelen Biden, gelmeden önce Ruhban Okulu'nu açın mesajı vermiş, geldiğinde de Rum Patrikhanesi'ni ABD Başpiskoposu ve heyetindeki diğer kişilerle birlikte ziyaret etmişti. Bu heyetin neden 70 bin kişilik Ermeni Patrikhanesi'ni ziyaret etmeyip de 2 bin kişilik Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etmesi de sorgulanması gereken bir ayrıntıdır.
Bu bilgilerine sahip olduğumuz Joe Biden'ın Kıbrıs'ı ziyaretinin Türkiye ve Türk milleti için pek hayra alameti yoktur.
Bu ziyaretten İngiltere ve Rusya da rahatsızdır. En memnun kalan ise İsrail olacaktır. Çünkü İsrail ve Rumların çıkaracağı doğalgazın, Batı'ya aktarımı için adım atılmasını talep etmiştir Biden.
Bu ziyaret, önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi beklenen John Kerry ziyaretinin de ön hazırlığıdır.
Biz Ada'daki gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz. Sizlere tavsiyemiz de, yavru vatan KKTC'ye gözünüzü dikmeniz, olası bir ihanete ise en yüksek perdeden ses vermeniz. Bu coğrafyada, bizlerin kaybedeceği bir sürece imza atan hükümetleri de tarihe gömmeniz...