Haziran'dan bu yana konu Suriye olunca “Kürt koridoru” ile yatıp “Kürt koridoru” ile kalkıyoruz.
Nedir mevzu?
Bizim Genel Başkanın “Vatanını savunan bir örgüt” diyerek sahip çıktığı PYD'nin silahlı kolu YPG, kantonları birleştirecek. Afrin, Kobani ve Cezire kantonları birleşince de Hatay'a ve Lazkiye'ye göz dikecek. Dolayısıyla Suriye'nin kuzeyinde Akdeniz'e uzanan bir koridor açılmış olacak.
Bu plan kime ait peki?
Elbette ki ABD'ye ait.
Nereden mi biliyoruz, hatırlatalım:
***
Dönemin Van Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, 23 Eylül 2012'de Radikal 2'de yazdığı yazıda “Washington koridorlarında Basra'dan Doğu Akdeniz'e uzanan bir Kürt koridorunun tartışıldığını” yazmıştı.
Biz de bu yazıyı 12 Kasım 2014 tarihli köşemizde hatırlatarak planın ne olduğuna ilişkin terör örgütünün Kandil'deki elebaşlarından Cemil Bayık'ın şu sözlerine atıf yapmıştık: “Türkiye Rojava'daki kantonları ortadan kaldırmak istiyor. Kürtleri sürmeyi ve bölgeyi Araplaştırmayı amaçlıyor. Böylece hem Kuzey'deki Kürtlerin statü sahibi olmalarını önlemeyi hem de Kürdistan’ın Akdeniz'e açılmasını engellemeyi hedefliyor.”
Yani hedefin Akdeniz'e yönelmek olduğunu uzun süredir dillendiriyorduk.
Ancak bunu bilmemizin nedeni sadece 2-3 yıllık okumalarımızla ilgili değildi.
Tarihteki ilk Kürt koridoru girişimini biliyorduk.
Sahi koridor için ilk girişim olduğunu mu düşünüyorsunuz?
***
Emperyalizm destekli Kürtçü takımının eskiden beri hayali Akdeniz'e açılacak bir Kürt devleti kurmaktır.
Dönemin en büyük emperyalist kuvveti İngiltere'ye dayanarak ilk kez bunu gündeme getiren, Kürt Teali Cemiyeti Başkanı Seyit Abdülkadir ve şimdi bazılarının sevgilisi olan Saidi Nursi'dir.
İsmet Paşa'nın damadı ve duayen gazeteci merhum Metin Toker'in, şimdilerde yeni baskısı yapılan “Şeyh Said ve İsyanı” kitabında Seyit Abdülkadir'in İngilizlere Akdeniz'e açılan bir devleti kendilerine vermesi için nasıl yalvardığını aktarıyor. Mutlaka okumanızı öneririm.
***
Saidi Nursi de, Kürt Teali Cemiyetinin yöneticileriyle birlikte, dönemin Amerikan Komiserini ziyaretlerinde komiserin, “Kürdistanın büyük bir kısmını içine alan Ermenistan Devleti'nin kurulmasına karar verildiğini” söylemesi üzerine kızarak; "Kürdistan eğer deniz sahilinde olsaydı harp gemilerinizle belki bu kararı tatbik edebilirdiniz. Fakat Kürdistan dağlarına gemileriniz çıkamaz bu kararınız da uygulanamaz." dedi.
Yani, Kurtuluş Savaşı verdiğimiz dönemden bu zamana kadar Kürtçü takımının en büyük hayali denizlere açılan bir devlet isteği.
Şunu biliyorlar ki, kurmayı planladıkları devlet denizlere açılmazsa, bölgedeki devletler bu kukla devleti boğacak. Bu yüzden hizmet edecekleri emperyalistlerin denizden desteğini alabilecekleri bir koridor istiyorlar.
Emperyalistlerin ise buna şimdiye kadar gücü yetmedi.
Yetecek mi?
Buna Türkiye'deki siyasi irade karar verecek.