LABEP SORGULANMALIDIR!

LABEP SORGULANMALIDIR!
 

Eğitim devletin ideolojik aracıdır. Dolayısıyla eğitimin hedefleri en sonunda ideolojiktir. Türk eğitim sisteminin felsefesi ve ideolojisi esas olarak 2005 yılında değişmiştir. Ulusallığın yerini çok kültürcülük; modernizmin yerini Orta Çağ değerler sistemi almıştır. Bu yıl yapılan müfredat güncelleme çalışmaları içeriğin felsefeyle uyumlu hâle getirilmesidir. İçeriğe kadar adım adım eğitim sistemimiz millî vasfını yitirmiştir.

Millî bayramlar itibarsızlaştırılmış, kutlanmaya değer olmadığı propagandası yapılmıştır. Resmî bayram kutlamaları " vesayet kalıntısı" olarak görülmüştür. 2013 yılında açılım süreci için öğrenci Andı kaldırılmıştır. Öğrenci Andı çocukta ilkokuldan itibaren millî bilinci uyandırmanın, ona millî ülkü yüklemenin ve neyi varsa vatanı için, milleti için feda etme duygusu aşılamanın en pratik uygulamalarından bir tanesiydi. Faşist bulundu, açılım uğruna kaldırıldı. 2011 yılında çıkarılan bir KHK ile Millî Eğitim Bakanlığı'nın teşkilat ve görevleri ile ilgili yönetmelikten "Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı birey yetiştirme" maddesi çıkarıldı. En son güncellemelerle Atatürk'ün temsil ettiği İstiklâl Savaşı ve Türk devrimi programlarda tırpanlandı.

Bunları niye hatırlatıyoruz?

Yenilen programlar esas olarak İstiklâl Savaşı ve Türk devrimini hedef alıyor. Biz emperyalizmle savaşarak millet olduk. Devrimlerle çağdaşlaştık ve millî kimliğimizi pekiştirdik. Millî bayramlar, Öğrenci Andı hemen hepsi millî bilinci pekiştirmek ve küçük yaşlardan itibaren öğrencilere aşılamak içindi. Tüm bu uygulamalar hedef alınıyor. Emperyalizmle mücadele tarihi vesayetle mücadele tarihine dönüştürülmek isteniyor.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir, şeklindeki millet tanımının yerine çok kültürlülüğü esas alan Medine Vesikası getirilmek isteniyor. Programlar yalnız akılcılığa ve bilime karşı değil, esas olarak millî devlete, millî kimliğe ve bununla birlikte akla, bilime karşıdır. Millî devlet, millî kimlik, akıl ve bilim ise Atatürk'te simgeleşir. Bu değerleri savunanların bayrağı Atatürk'tür.

ÇYDD Genel Başkanı Aysel Çelikel bir toplantıda "Atatürk'süz Müfredata Hayır" şeklindeki öneriye karşı çıkmış. Gerekçesi siyasî. 2019 seçimlerini gözeterek HDP'nin hatrına Atatürk'ü ağza almamayı, tek başına kitle çekemeyecek akıl ve bilim gibi siyasî olmayan noktalardan mücadeleyi savunmuş. İlk bakışta siyaseti siyasî olmayan argümanlarla yapmak gibi görünse de bal gibi siyaset. PKK ile işbirliği için Atatürk'ten vazgeçmek! Açılım sürecinde de Öğrenci Andı aynı niyet ve gerekçe ile kaldırıldı. Türk milleti bunu kabul etmedi. Atatürk'ten vazgeçerek bölücü ve gerici ile birleşirsiniz. İktidara karşı olmak için FETÖ ve PKK ile birlikteliktir bu.

Yığınak yapılacaksa Atatürkçülüğe, millîliğe yapılmalıdır. Kitle oradadır, mücadele oradadır. Amerikan emperyalizminin tasfiye olan aparatlarına yığınak yapanlar onlarla tasfiye olur. Gerçeği göremiyorsanız Irak ve Suriye'de Amerikan aparatlarının nasıl tepelendiğine bakın. İşte onlarla birliktesiniz.

 

Aysel Çelikel ve onun gibi düşünenler HDP'ye teslim olabilir, fakat Atatürkçüler teslim olmaz. Hiçbir Atatürkçü Atatürk'ten vazgeçmez.