LAMI CİMİ YOK BU İŞİN! ÖĞRENECEĞİZ…

LAMI CİMİ YOK BU İŞİN! ÖĞRENECEĞİZ…
 

Merak ediyorum! Sık sık uzatılacağı söylenen ve Fransa’da da var denilerek başımıza kakılan OHAL uygulamaları Fransa’da nasıl oluyor, ya da yürütülüyor? Örneğin bizdeki gibi “kış lastiği düzenlemesi getirmek, ulusal bayramları yasaklamak, televizyonlardaki evlilik programlarına yeni şekil vermek” gibi durumlar orda da geçerli midir? Varsa özgürlüğüne düşkün Fransız halkı ne diyor, nasıl karşılıyor? İnsan merak ediyor doğrusu…
 

Onların liderleri henüz çok yeni ve genç! Kitlesel performansı doruk noktasında mı, dünya liderlerimiz gibi güçlü mü? Bazı ülkelerde rastlanan tuhaf ve tutarsız davranışları oluyor mu? Zihni yetkinliği nasıl? İşin aslını astarını merak ediyor insan doğrusu…
 

Örneğin onlarda basın özgürlüğü olmasa da devlet Uluslararası Medya Forumu toplantıları düzenliyor mu? Oralarda da liderler “yanıma hizalan rahat et, akıllı ol ikbalini kurtar” diyor mu? Yazmaya parmaklarım ve yüreğim elvermiyor ama oralarda da anayasaya okkalı yamalar yapılıyor mu? İnsan merak etmeden duramıyor doğrusu…
 

Acaba oralarda da yönetimler kültür ve sanat projelerini askıya alıyor mu? Hükümetimiz Avrupa Kültür ve Sanat projelerinden çekilme kararı aldı da. Biz artık katıldığımız birçok etkinlikten, yaşadığımız ve tadı damağımızda kalan muhteşem dostluklardan, sıcak ilişkilerden, etkileşimdeki zarif sözlerden ve dostluklardan mahrum kalacağız demektir.  Tıpkı dış politikada ulaştığımız ve patenti bize ait değerli yalnızlık gibi, kendi içimize kapanmak gibi, ya da kültürel iklimi çöle dönüştürmek vb. konularda yakaladığımız başarı gibi…
 

Aslında yazar takımı bazı sorunların içinden çıkamayınca okura danışarak onun aklına başvurur ya! Bugün o yolu izliyor, yapılanları ahlaken, siyaseten, vicdanen onaylayanlara, geçmişimize gururla, geleceğimize umutla bakarken başımızı yere eğmez miyiz diye sormak istiyorum?
 

“Ülke huzur ve refaha kavuşuncaya kadar OHAL niye kalksın ki neyiniz eksik?” deniyor bize! Doğru neyimiz eksik bizim? Bugün kişi başına ortalama gelir düzeyimiz 10 bin dolarken uluslararası kabul gören rakam 25 bin dolarmış bize ne? Biz batının bu şom ağızlılarını dinlemek zorunda mıyız? Çok usta yöneticilerimizle topyekûn refah ve huzur içinde yaşamak varken bize ne onlardan ve onların rakamlarından! Önümüzde duran sorulara boş veririz olur biter. Biter mi? Valla bitmez ama…
 

Ortada Suudilerle milyarlarca dolarlık “stratejik vizyon” anlaşmasına imza attıktan sonra kılıç dansı pozu veren ABD başkanının anlaşmadan sonra “Bu harika bir gündü” sözü karamsarlığımızı artırırken biter mi? Yoksa onu da medyatik başkana yaraşır espri yada “Reality Show” sayalım mı? Diye geçiştirsek biter mi? Valla yine bitmez ama…
 

İyisi mi bu karışık, karmaşık, karmakarışık, kaotik durumda ve ortamda, sözü Behiç Ak’ın muhteşem çizgilerine bırakarak aradan çekilelim! Behiç Ak döktürmüş yine!
 

“Kendime verdiğim zarar için kendimden özür dilerim”  İmza; Dünya!
 

(Siz dünya yerine Türkiye diyebilirsiniz!)