Parti Genel Başkanları için hepimiz aynı hatayı yaparak "lider" tanımını da kullanıyoruz.
Oysa "Genel Başkan" ile "lider" çok farklıdır.
Herkes Genel Başkan olabilir. Partide sevilen biri bir bakmışsınız Genel Başkan olmuş.
Sandıklara sahip çıkan bir aday kendini o koltukta buluvermiş.
Delege pazarını iyi bilen biri herkesin arasından sıyrılıp Genel Başkanlık makamına çıkıvermiş.
Ancak "lider" farklıdır. Ayak oyunlarına, delege pazarına, sandık hakimiyetine, kimilerinin maddi desteğine hiç ihtiyaç duymadan partisinin de toplumun da önüne düşer.
Liderin sağlam fikirleri, bunları anlatan bir belagat gücü, ilkelerine bağlılığı, adaletliliği, güvenilirliği, ahlak, namus ve samimiyeti ile en önemlisi cesareti vardır.
Bunlar olmadan Genel Başkan olabilirsiniz ama lider olamazsınız.
CHP bugün iç ve dış egemen güçlerin Türkiye'ye biçmek istedikleri yeni elbiseyi giymenin provasını yapıyor.
Bunun için bir lidere ihtiyaçları yok. Gücünü parti tüzüğünden alan, seçim kazanamamanın bahanesini Türkiye'nin muhafazakârlaşmasına bağlayarak seçmeni çaresiz hale getiren bir dayatmayı içine sindirerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini, ilke ve devrimlerini, Atatürk'ü bir kenara koyma cüretini gösterebilecek bir Genel Başkan pekâlâ başta oturabilir.
Bunu ancak partinin gittiği bu yolun yanlış olduğunu söyleyebilecek, cesurca ortaya çıkabilecek, sonunda siyasetten dışlanmayı bile göze alabilerek doğruları herkesin içinde haykırabilecek "ben varım" diyebilecek bir "lider" bozabilir.
Ve liderler de her şeyin çok rahat olduğu dönemlerde değil, kriz anlarında ortaya çıkabilirler.
CHP'nin beklediği budur.
Ama Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı yapabilmek için birbirlerini ezerek imza atma yarışına giren CHP milletvekillerinden böyle birinin çıkması da ne yazık ki çok zordur.
TRENE SON BİNENLER BAŞIMIZA BİR DE KAHRAMAN OLACAKLAR
Ergenekon Balyoz davaları sürecinde sesini pek çıkarmayan hatta "Canım asker de fazla oluyordu, darbe yapmasalar bile hazırlıkları vardı" diye ahkam kesen bazıları şimdi hava biraz değişince bir anda "özgürlüklerin hamisi" pozuna bürünerek "Yargı baskı altındaydı, hak ihlalleri yapılması affedilemez, şerefli komutanlar aramıza hoş geldiniz" nutukları atmaya başladı.
Böyledir işte. Yıllar boyu kıllarını bile kıpırdatmayanlar, zamanı geldiğini görünce trenin son vagonuna atlayıp kahraman olmaya çalışırlar.
İşin kötüsü böyle durumlarda mağdur olanlar da bu sahte kahramanları bağırlarına basarlar.
Korkarım yine öyle olacak. Yıllarca hak mücadelesi yapanlar bir kenara itilecek, bu sahtekâr çıkarcılar yine baş tacı olacaklar.
CHP NEDEN İLLE ADAY GÖSTERMEK ZORUNDA?
Cumhurbaşkanı anayasamıza göre tarafsızdır. Eğer bir partiye mensupsa seçildiği andan ibaren bu parti ile ilişkisini kesmek zorundadır.
Anayasa'nın bu kuralına rağmen şu anda partiler Cumhurbaşkanı adayı gösteriyorlar.
Oysa Cumhurbaşkanı adayı için gerekli olan sadece 20 milletvekilinin imzası.
Demek ki partilerin aday göstermesi diye bir kural yok.
O halde CHP neden aday göstermek için çırpınıyor?
Kulislerde dolaşan söylentilere göre Ekmeleddin İhsanoğlu adını CHP değil MHP Genel Başkanı bulmuş.
Ancak Ekmeleddin İhsanoğlu sanki CHP'nin adayı gibi sunuluyor, en azından halkın zihnindeki algı böyle.
CHP seçim kazanamayacağı gerekçesiyle AKP'li bir adayı desteklemek zorunda olduğunu düşünebilir.
Bu durumda aday göstermesine neden yok ki.
İhsanoğlu için MHP milletvekilleri imza verirler. CHP Genel Başkanı da "Bizim milletvekillerimiz aday gösterecek bir adam bulamadı, bu durumda MHP'li milletvekillerinin aday gösterdiği kişiyi destekleyeceğiz" açıklaması yapar.
İnanın bu çok daha onurlu bir davranıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerini ortadan kaldırma projesine hiç olmazsa imza vermemiş olurlardı.
https://twitter.com/can_atakli_