LÜKS MERAKINDA BİLE MİLLETİ BÖLDÜLER

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

LÜKS MERAKINDA BİLE MİLLETİ BÖLDÜLER

Cumhurbaşkanlığı uçak filosuna yepyeni bir uçak daha katıldı.
Jumbo Jet olarak bilinen Boeing 747-8 tipi bir uçak artık Erdoğan'ın hizmetinde olacak.
Uçak, fabrikaya iki yeni uçak siparişi verdiği için elindeki uçağı satışa çıkaran Katar'dan alındı.
Gerçek bu.


Ancak iktidar Saray'a yeni bir uçak alındığı haberinin sızmasıyla birlikte harekete geçti “Hayır satın alınmadı, Katar şeyhi hediye etti” dedi.
Yandaş yalaka ne kadar ekip varsa hepsi bir ağızdan muhalefete cevap olarak “O uçak satın alınmadı; hediye edildi” demeye başladı.
Tam bir rezalet durum.
Milleti bu konuda da bölmeyi başardılar.
Kamuoyu ekonomik krizin baş gösterdiği, herkesin büyük fedakârlıklar yapmak zorunda kalacağı bir döneme girilirken, Saray'ın lüks ve ihtişam merakını konuşmak yerine “satın mı alındı hediye mi edildi?” tartışması içine sokuluyor.
Yandaş kesim saraya bir uçak daha alınmasını nasıl savunacak? İşte “O uçak için para ödenmedi hediye edildi” diyerek.
Medeni ülkelerde kamuoyları bu kadar sıkıntılı bir dönemde “seçilmiş” iktidar sahiplerinin böylesine lüks ve ihtişam içinde yaşamasını kabul etmez.
Oysa Türkiye'de iktidar halkın yarıya yakınını tamamen uyuşturmuş turumda.
Bu kesim ne söylenirse inanıyor ve sonuna kadar da canla başla savunuyor.
Şu anda ekonomik krize de inanmayan, dövizin yükselmesine hiç aldırmayan, iğneden ipliğe her şeyin zamlanmasını “dış güçlere karşı onurlu bir direniş olarak gören” bunu eleştirenleri vatan haini olarak gören milyonlar var Türkiye'de.
Buna rağmen uçak olayı onları bile öfkelendirebilirdi.
Oysa iktidar çok usta bir manevra ile “Satın almadık hediye edildi” diyerek “haklı” konuma geçirdi kendini.
Öyle ya “para harcanmıyorsa” yapılan her şey mubahtır.
Her şeyi para olarak gören “inançlı” bir kesim yaratıldı ne de olsa.
Sonuç olarak kamuoyu satın alınma veya hediye edilme gerekçelerini tartışmıyor.
İktidar “hediye edildiğini” muhalefet ise “satın alındığını” söylüyor.
Gerçeğin asla konuşulmadığı bir noktada bile iktidar milleti ikiye bölmeyi başarmış oluyor.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

BU KADAR YALAKALIĞA GEREK YOK

Doğan Grubu'nun yayın organları Demirören Ailesi'ne verildikten sonra müthiş bir dönüşüme uğradı.
Aydın Doğan'ın elindeyken “iktidara mecburen boyun eğen” bir görünüm veren medya organlarında her şeye rağmen namuslarını korumaya çalışan gazeteciler çalışıyordu.
Şimdi durum tamamen değişti.
Artık eski Doğan Grubu yayınlarının böyle bir kaygısı yok.
Her biri “en yalaka benim” havası içinde yarışıyor.
Aşağıdaki cümleyi grubun amiral gemisi Hürriyet'ten aldım;
“Katar Emiri'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a olan sevgisi ve Türkiye'ye olan hayranlığı nedeniyle hediye ettiği uçak boyama işleminden sonra hizmete girecek.”
Ne diyeyim; çöküşün hazin görüntüsüdür bu.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

AMERİKA'NIN HAKKINDAN NUSRET GELİYOR

Şu hesap pusulasına bakar mısınız?
Nusret'in hesap pusulası bu.
New York'ta açtığı restoranda bir masada oturanlar yemişler içmişler, sonunda önlerine bu hesap pusulası gelmiş.
Toplamına bir daha dikkatlice bakın.
Çok hoşuma gitti.
Demek ki Amerikalının hakkından bizim Nusret gelecekmiş.
Bravo Nusret.
Onca reklamı boşuna yapmamışsın.
Amerika'da restoran açınca, dünya ünlüleri ile “tuzlama” fotoğrafları çektirince Türkiye'de sana güldüler ama Amerikalılara öyle bir ayar veriyorsun ki, şapka çıkarmamak mümkün değil.
Bilmeyenler için Nusret; “İstanbul sosyetesinin en gözde et lokantası. Kişi başı 500 liradan aşağı pek çıkılmıyor.”

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

O BİR SAATİN HESABI MUTLAKA SORULMALI

Geçen hafta perşembe günü herkesin gözü önünde inanılmaz bir ekonomik olay gelişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KESK toplantısında döviz kurları ve faiz üzerine konuşmaya başladı.
Her zaman olduğu gibi Erdoğan'ın konuşması ile birlikte döviz fiyatları artmaya başladı.
Erdoğan konuşmaya başladığında dolar fiyatı 6.3'lerde seyrediyordu.
Konuşmanın sonunda dolar fiyatı 6.56 olmuştu.
Bir saat sonra Merkez Bankası faizleri artırdığını açıkladı.
Dolar sert biçimde 6.1'e düştü.
Fark 55 kuruş.
Ayşe Teyze'nin yastık altından çıkarıp bozduracağı 10 dolarda belki çok fark etmez ama bilgisayar başında 100 milyon dolar bozduran için çok fark eder.
Üstelik bir saat içinde 50 kuruş fazlasına 100 milyon dolar satıp sonra 50 kuruş eksiğine 100 milyon doları tekrar yerine koymak da mümkün.
Aradaki TL kazancını oturun hesaplayın.
Merakım şu; o bir saat içinde bankalarda kimler ve hangi kuruluşlar ne kadar işlem yaptı.
Kısacası kim sattı, kim aldı?
Bunların hepsi resmi kayıtlarda duruyor.

https://twitter.com/can_atakli_