ACAİP YAZILAR
Lütfen biri Cumhurbaşkanına tam kapanma yaşadığımızı hatırlatsın!
“Zaytung haberleri televizyonlara da mı yansıdı?” diye güldüm.
Yok değilmiş.
Türkiye’yi tek başına yöneten AKP genel başkanı ve aynı zamanda cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni bir Cumhurbaşkanı kararı yayınlamış.
Şöyle diyor Erdoğan; “Ramazan Bayramı tatili nedeniyle, 12 Mayıs 2021 Çarşamba günü saat 00.00’dan (salı gününü çarşamba gününe bağlayan gece) başlayarak, 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 07.00’ye kadar, yap-işlet-devret projeleri hariç olmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan otoyollar ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçişlerde ücret alınmayacak.”
Ayrıca Ankara’daki Başkentray ile İstanbul’daki Marmaray da bayram tatili boyunca bedava olacak.
Kararda mutlaka dikkatinizi çekmiştir.
Milletin köprüleri, otoyolları bayram boyunca her zaman olduğu gibi yine bedava.
Buna karşı AKP’nin köprüleri, yolları, tünelleri ise paralı.
Yıllardır dini bayramlarda bu uygulama yapılıyor.
Ancak bu kez garip olan şu ki, bayram tatili bildiğimiz tatil gibi değil, tam kapanma yaşadığımız günlere denk geliyor.
AKP genel başkanı hayattan iyice koptu galiba.
Haydi Erdoğan’ın işi gücü çok, bu nedenle durumun farkında değil, yahu bu sarayın çuvalla para alan danışmanları ne güne duruyor acaba?
Biri bile “Efendim herkesin evinde olduğu bir bayramda köprüyü, otoyolları bedava yapmak biraz komik olmayacak mı?” demez mi?
Bu yazıyı okurken bazılarınız “Tam kapanma aslında yok herkes dışarıda” diyebilirsiniz.
Bayrama kadar haklısınız.
Ancak bayramda zorunlu gıda ürünlerini satan yerler hariç her yer kapalı olacak.
Yani muafiyeti olanların da yüzde 90’ı evde olacaklar bayramda.
O halde otoyol ve köprüleri kullanacak sayısı çok az.
Bu kadar az kişi için karar çıkarmaya değer mi?
Değmez.
Ama karar çıktığına göre, Erdoğan tam kapanma günlerinde olduğumuzu unutmuş gitmiş.
Zaten öyle olmasa kendi koyduğu “iftara gitmeyin” tavsiyesine kendi uymaz mı?
Kalabalık cenaze namazlarına gider, Cuma namazı çıkışlarında halkla yakın temas sohbet halinde olur mu?
Danışmanlar da korku içinde durumu söyleyemeyince ortaya böyle acayip bir durum çıkıyor.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Fırsatınız varken deneyin mutlaka iyi sonuç alacaksınız
Yazan “sadeleşmenin dayanılmaz güzelliği” demiş bu yazı için.
Aslında yeni tür yaşam felsefelerinin bir parçası bu.
Pek çok meraklısı var bunların.
Ancak “iş güç” derken, yaşamın çarkları arasında istese bile bu yaşam felsefelerine zaman ayıramayan nice insan var.
Oysa şimdi karantina günlerindeyiz.
Bir haftamız daha var en azından.
Demek ki vakit sıkıntımız yok pek.
Bunun yanı sıra tüm günü boş geçirmenin de anlamsızlığı ortada.
O halde gelin şu aşağıdaki önerileri yerine getirin.
Bakalım sonuç bunu yazanı mutlu ettiği kadar sizi de mutlu edecek mi?
■ Kendinize boş bir yarım gün ayırın.
■ Evinizin her yerini tek tek gözden geçirin; kullanmadığınız mutfak araç gereci, giysi, okumadığınız ne kadar kitap varsa gruplara ayırın.
■ Her bir grubu ayrı ayrı kolileyin.
■ Kolilerin üzerine o günün tarihini ve içlerinde ne olduğunu yazıp bantlayın ve hepsini bir yere depolayın.
■ Evinizin tüm pencerelerini açın ve her yeri havalandırın.
■ Eğer 3 ay içinde hiçbiri aklınıza gelmiyor ve/veya hiçbirine ihtiyaç duymuyorsanız, kolileri açmadan, hayır kurumlarına, okullara vs. verin.
■ Bunu 6 ayda bir yapın.
Sonra bakın bakalım, evinizde enerji nasıl akıyor; bolluk bereket sizi nasıl buluyor…
Valla denemesi bedava.
Tabii “bir çöpünü bile atamayanlara” göre değil bu öneriler.
Ama inanın bu yazıyı okumadan önce de evde benzerini yapıyorduk ve yapmaya devam ediyoruz.
Sadece kolilere koyup beklemiyoruz, artık kullanmadığımız şeyleri, toplayıp eğer hâlâ işe yarar haldeyseler temizleyip ihtiyaç sahiplerine veriyoruz, yok eğer kullanılamayacak hale gelmişse çöpü boyluyorlar.
ŞAŞIRDIM
Beni dinlerken dili açılan muhabbet kuşu
Bir izleyicimden gelen mesajı sizlerle paylaşmak istedim.
Okurken şaşırdım.
Hem gülümsedim okurken, hem hoşuma gitti, yoksa gitmemeli mi?
En iyisi size sunayım;
“Bir aylık muhabbet kuşum var. Geldiğinden beri hiç ötmüyor, sesi çıkmıyordu. İşten eve gelince sabahki yayının tekrarını veya sohbetlerinizi dinliyorum telefondan. Sayenizde benimle sizi dinleye dinleye kuşumun dili açıldı. Birçok kez denedim videoyu duraklattığım an susuyor, yeniden oynatmaya başlayınca sizin sesinizle ötmeye başlıyor Bilgisayarım maalesef bir süredir yok. Eğer olsaydı bilgisayardan sizi açıp kuşumun videosunu çekip yollayacaktım ama telefondan bir yandan dinlerken bir yandan video çekemiyorum. Yalnız yaşadığım için başka bir telefon da yok. Bu da gülümsetsin istedim. Bu arada Taylan Özgür, Kızıldere konularında anlattıklarınızı ilgiyle dinledim. O dönemler, bu olaylar hakkında çok şey dinledim ve okudum ama sizden dinlemek ayrı bir haz.”
KOMİK
Bir yıldır eve kapanan erkeklerde görülen Türkiye varyantı
İşi olan işine gidebildi bir yıllık korona günleri boyunca.
İşini kaybeden evde oturdu.
65 yaş üstü olanlar evde oturdu.
Emekliler evde oturdu.
En önemlisi bağlasan evde durmayan erkekler evde oturdu.
Koronanın bir yılında pek çok ülkede yepyeni mutasyonlar çıktı ortaya, varyantlar oluştuğu söylendi.
İşte bu da virüsün Türkiye’de erkeklerde oluşan varyantı.
ÇOK GÜLDÜM
Bugün üç fıkramız var
Baharın müjdecisi bir gün var dışarıda ama hepimiz eve kapalıyız.
Maksat sağlık olsun gerisi hikaye tabii.
Bu “karantina gününde” üç fıkramız var. Elbette Yıldırım Tuna gönderdi
Radyo
Eski yıllarda köylere radyo pazarlayan satıcı, kahvenin birinde sandalyenin üzerine çıkmış “Beyler” demiş, “Bunlardan her eve lazım.. Düşünsenize Başbakanımızın taa Başkent’te söylediği her şeyi köyünüzde anında duyabileceksiniz.”
Köylüler “Bize ne?” diye homurdanmışlar, “O bizim burada söylediklerimizi anında duyabilecek mi? Önemli olan o..!”
Okuma gözlüğü..
Orta yaşlı kadın okuma gözlüğü almak için gözlükçüye girmiş, gözlükçü “Sizin gibi yaşlı bir kadın için 2.5 derece bir gözlük yeterli olur kanaatindeyim…” demiş vitrinden çıkarttığı gözlüğü ve bir okuma sayfasını kadına uzatmış,“Takıp bir bakın, ufacık bir şeyi bile eşek gibi göreceksiniz…”demiş,
Kadın yaşıyla ilgili dokundurmadan oldukça sinirli, okuma sayfasını tezgaha doğru itmiş, gözlüğü takmış, dönüp adama yaklaşıp bakmış, bakmış, “Mmm” demiş, “Haklısınız. Dediğiniz gibi, aynen öyle görünüyor!”
Belediyeci Temel
Temel bara gelip “Yarın belediyede işe başlıyorum!.. Parkmetrelerin paralarını toplama görevi bana verildi” diye sevinerek barda bulunan herkese içki ısmarlamış..
Ertesi gün tekrar bara gelmiş, cebinden çıkardığı avuç avuç bozuk parayı tezgahın üzerine şangır..! diye yığıp “Herkese benden içkiii..” diye bağırınca,
“Bu işteki ilk günün..” demiş barmen, “Ay başında maaş çekini alınca kim bilir ne yapacaksın?..”
Temel “Nee?..” demiş cebini şişirmiş bozuk paraları avuçlarken “Bir de bunun üzerine bana maaş da mı verecekler?..”
https://twitter.com/can_atakli_